Etiket: Ansiklopedi

Hüseyin Mirza – Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – 19

Safevî hükümdarı (1694-1722). Safevî Hükümdarı Şah Süleyman’ın büyük oğludur. Tahta geçtiğinde yirmi beş-yirmi altı yaşlarında bulunduğuna göre 1668 veya 1669’da doğmuş olmalıdır. Dinî (Şiî) akîdelere önem vermesinden ve aza kanaat etmesinden dolayı Molla Hüseyin adıyla da anılır. Çocukluk ve gençlik yıllarını sarayda geçirdiği için kaynaklarda gerek fizik gerek zihnî bakımdan hükümdarlığa uygun bir kişi olmadığı […]

Hilâl – Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – 18

Sözlükte “yüksek sesle haykırmak; ortaya çıkmak, parlamak; sevinmek” anlamlarına gelen hell kökünden türeyen hilâl (çoğulu ehille), ayın kavuşum öncesi ve sonrasında yeryüzünden uçları sivri ince bir yay gibi görünen şeklinin adıdır. Kelime Kur’ân-ı Kerîm’de bir yerde çoğul şekliyle geçer (el-Bakara 2/189). Sözlük anlamına bağlı olarak özellikle kavuşum durumundan sonra ayı ilk defa görenlerin onu haber […]

Hayal – Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – 17

İslâm düşüncesinde insanî nefsin idrak güçlerinden biri; âlemdeki bir varlık mertebesinin adı. Arapça’da “zannetmek ve benzetmek” anlamlarına gelen hayl (hayelân) kökünden gelen bir isimdir. Hayâl ve hayâlet, uyku yahut uyanıklık halinde insana gerçekmiş gibi görünen sûrettir. Burada söz konusu olan gerçek değil gerçeğin gölgesi, aynadaki yansıması veya rüyadaki timsalidir. Dolayısıyla hayal sözlükte “bir şeyin gerçeği […]

Hanefî Mezhebi – Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – 16

Dört büyük Sünnî fıkıh mezhebinden biri. I. KURULUŞU ve YAYILMASI II. DOKTRİNİN GELİŞİMİ III. USULÜ IV. GENEL KARAKTERİSTİĞİ V. LİTERATÜR Fıkhî ve itikadî mezheplerin çoğunluğu kurucusu sayılan kişilerin isimlerine nisbetle adlandırıldığı ve öylece meşhur olduğu gibi, hicrî ilk iki yüzyılda Kûfe merkezli olarak Irak bölgesinde başlayan ve daha sonraki yüzyıllarda giderek gelişip yaygınlaşan Irak fıkhı, […]

Hades – Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – 15

Namaz gibi bazı ibadetleri ifa etmeye engel olan hükmî kirlilik anlamında fıkıh terimi. Sözlükte “yakın zamanda meydana gelen, sonradan ortaya çıkan şey” anlamında olup fıkıh ilminde abdestsizlik veya cünüplük dolayısıyla insanda meydana geldiği var sayılan mânevî (hükmî) kirliliği veya bu kirliliğin sebebini ifade eder. Bu durumda bulunan kimseye muhdis denir. Hadesin karşıtı “maddî kirlilik, pislik” […]

Gelibolu – Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – 14

Çanakkale iline bağlı ilçe merkezi. Aynı adı taşıyan yarımadanın kuzeydoğu kesiminde Çanakkale Boğazı’nın kuzey giriş kısmında, denize doğru uzanan bir yüksekliğin üzerinde kurulmuştur. Şehrin ve yarımadanın adının “gemi şehri, güzel şehir” yahut “Galyalılar’ın şehri” anlamındaki Kallipolis veya Gallipolis’ten geldiği belirtilir. Ancak bu adın menşei hakkında kesin bilgi yoktur. Şehir, XIV. yüzyılın başlarından itibaren bu bölgeye […]

Fıkıh – Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – 13

İslâm ibadet ve hukuk ilmi. Sözlükte “bir şeyi bilmek, iyi ve tam anlamak, derinlemesine kavramak” mânasına gelen fıkıh kelimesi ilim, fehim gibi yakın anlamlı diğer kavramlara göre daha özel bir anlam taşır. Fakīh de (çoğulu fukahâ) “bir konuyu derinden kavrayan, ince anlayış sahibi kimse” demektir. Kur’an’da, hadiste ve İslâm’ın ilk dönemlerinde fıkıh kelimesinin kullanımı bu […]

Eys – Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – 12

Bazı ilk devir İslâm filozofları ve kelâmcıları tarafından varlık veya var olan nesneler için kullanılan terim. “Yokluk” ve “yok olan şey” anlamındaki leys kelimesinin karşıtıdır. Arap dilinde çok az bir kullanım alanı bulunan ve ilk defa filozof Kindî’nin felsefî risâlelerinde görülen eys terimi Allah’ın varlığı, sıfatları ve âlemin yaratılmışlığı söz konusu edilirken kullanılmıştır. Kindî’ye göre […]

Elbistan – Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – 11

Kahramanmaraş iline bağlı ilçe merkezi. Denizden 1150 m. yükseklikte, eski yerleşim yeri olan Kara Elbistan’a 5 km. kadar uzaklıkta kurulmuş olup etrafı yüksek dağlarla çevrili geniş bir ovada yer almaktadır. Tarih boyunca çeşitli olaylara sahne olan ve önemli bir yerleşme merkezi özelliği kazanan Elbistan Ermeni, Süryânî ve Arap kaynaklarında birbirine benzer isimlerle zikredilmiştir. Merkezi Arabissos […]

Dûmetülcendel – Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – 10

Kuzey Arabistan’da Hicaz-Suriye kervan yolu üzerinde bulunan eski bir ticaret merkezi. Bugün Cevf adlı idarî bölgenin belli başlı yerleşim merkezlerinden biri olan Dûmetülcendel’in adını Hz. İsmâil’in oğlu Dûme’den (Dûm, Dûmân) aldığı rivayet edilir. Tihâme’de Hz. İsmâil’in çocukları çoğalınca Dûme Vâdissirhân yöresine gelmiş, burada bir kale inşa ettirmiştir ve taştan (cendel) yapılan kale “Dûmetü’lcendel” adıyla anılagelmiştir. […]

Dârüsaâde – Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – 09

Genel olarak Topkapı Sarayı’nın Harem kısmına verilen ad. Osmanlılar’da Dârüssaâde tabiri, yaklaşık 380 yıl padişahların ve ailelerinin ikametgâhı olan Topkapı Sarayı’nın Harem Dairesi için kullanılmıştır. Bu tabir bazı kaynak ve belgelerde doğrudan doğruya sarayı ifade eder bir şekilde de geçer. Nitekim Edirne ve İstanbul Eski saraylarına da Dârüssaâde-i Atîk denilmekteydi (TSMA, nr. D 3960; E […]

Cilve – Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – 08

İlâhî tecellî anlamında tasavvuf terimi. “Gelinin gerdek gecesi damada ilk defa görünmesi, damadın da ona yüz görümlüğü vermesi” anlamına gelen Arapça cilve (cilvet) veya celvet kelimesi genellikle hoşa giden veya gitmeyen sürpriz davranışlar mânasında da kullanılmıştır. İnsanların, hakkında bilgi sahibi olmadıkları kaderin bu âlemde tecelli edip gerçekleşmesine cilve-i rabbâniyye, ilâhî cilve, kaderin ve talihin cilvesi […]

Ca’fer Es-Sâdık – Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – 07

Ebû Abdillâh Ca‘fer b. Muhammed el-Bâkır b. Alî Zeynil‘ağabeydîn (ö. 148/765) İsnâaşeriyye’nin altıncı, İsmâiliyye’nin beşinci imamı, Ca‘ferî fıkhının kurucusu. 80 (699) veya 83 (702) yılında Medine’de doğdu. Babası İsnâaşeriyye’nin beşinci imamı Muhammed el-Bâkır, annesi Hz. Ebû Bekir’in torunu olan Kasım b. Muhammed’in kızı Ümmü Ferve’dir. Böylece Ca‘fer es-Sâdık’ın soyu baba tarafından Hz. Ali’ye, anne tarafından […]

Beşir Ağa Camii – Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – 06

Topkapı Sarayı’nın ikinci avlusunda XVIII. yüzyılda yapılmış cami. Topkapı Sarayı olarak tanınan Sarây-ı Cedîd-i Âmire’nin ikinci avlusunun sol tarafında, Meyit Kapısı’nın hemen yanında, Raht hazinesi ve Zülüflü Baltacılar Koğuşu ile sınırlanan avlunun üçüncü kenarında ve Baltacılar Koğuşu’nun karşısında bulunmaktadır. Mimari üslûbu XVIII. yüzyılda yaptırıldığını gösterir. Üzerinde kim tarafından, hangi tarihte inşa edildiğini gösteren bir kitâbe […]

Balaban – Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – 05

Eğitimci ve yazar. Bergama’ya bağlı Balaban köyünde doğdu. Bergama Rüşdiyesi’nde okurken aynı zamanda buradaki medresede dinî öğrenim gördü. 1907’de girdiği İstanbul Dârülmuallimîni’nde öğrenimini sürdürürken bir yandan da medresede Arapça, Farsça, fıkıh, usûl-i fıkıh ve mantık derslerini takip etti; bu arada dönemin İstanbul müftüsü Fehmi Efendi’den mantık ve Arap edebiyatı okudu. 1910’da Dârülmuallimîn’den birincilikle mezun olduktan […]

Âşık Ömer – Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – 04

Türk saz şairi. Doğum yeri ve tarihi hakkında çeşitli rivayetler vardır; bunların içinde doğruya en yakın görüneni, onun Konya’nın Hadım ilçesinin Gezleve köyünde 1651 yılında doğmuş olduğu yolundaki rivayettir. Düzenli bir medrese tahsili görmediği anlaşılmakla birlikte devrin kültür muhitleri içinde bulunmak suretiyle kendi kendini yetiştirmiş ve aynı devrin diğer âşıklarına göre daha seçkin bir yer […]