Etiket: John Grisham

John Grisham – Sokak Avukatı

Lastik çizmeli adam asansöre benim arkamdan bindi ama, önce onu görmedim. Ancak kokusunu duydum – sigara, ucuz şarap ve hiç yıkanmadan sokaklarda geçen yaşamının o keskin kokusunu. Yukarıya çıkan asansörde ikimiz yalnızdık ve bir ara başımı çevirip baktığımda, siyah renkli, çamur içindeki koskoca çizmelerini gördüm. Adamın üzerinde, âdeta paçavraya dönmüş, eski, diz boyu bir pardesü […]

John Grisham – Vasiyetname

Son güne, hatta son saate yaklaşıyoruz. Ben yaşlı, yalnız, sevilmeyen, hasta, acı çeken ve yaşamaktan bıkmış bir adamım. Öbür dünyaya hazırım; orası buradan daha iyi olmalı. içinde oturduğum şu yüksek cam binanın ve alt katlarında bulunan şirketin yüzde 97’sinin, bina çevresinde üç yöne birer kilometre uzanan toprakların sahibi benim. Burada çalışan iki bin ele – […]

John Grisham – Tuzak

WILLIAM HENRY HARRISON DIŞINDA (görevi alışından otuz bir gün sonra öldü) tarihçilerin en az ilgilenecekleri başkanlardan biri olacak olan Arthur Morgan, geriye kalan son dostuyla Oval Ofis’te baş başa vermiş, son kararını düşünüyordu. O anda, son dört yılda pek başarılı olamadığını, iyi kararlar alamadığını ve görev süresinin sonuna geldiğinde artık hatalarını düzeltemeyeceğini düşünmekteydi. Dostu da […]

John Grisham – Son Juri Uyesi

ONLARCA YIL SÜREYLE KÖTÜ YÖNETİLDİKTEN ve bile bile ihmal edildikten sonra, The Ford Counîy Times 1970’te iflas etti. Gazetenin sahibi ve yayıncısı Bayan Emma Caudle doksan üç yaşındaydı ve Tupelo’da bir bakım evinde bir yatağa bağlıydı. Yaşlı kadının editör olan oğlu VVilson Caudle yetmişli yaşlarmdaydı ve kafasında da Birinci Dünya Savaşı’ndan kalma bir plaka vardı. […]

John Grisham – Pelikan Dosyasi

Abraham Rosenberg kendini böyle karışıklık yaratacak biri olarak görmüyordu, ama aşağıda gördüklerinin çoğunun suçlusu olarak görülebileceğini de biliyordu. Bunun bir zararı yoktu. Doksan bir yaşındaydı, felçliydi, tekerlekli bir koltuğa ve oksijen tüpüne bağlıydı. Rosenberg kendisini az daha öldürecek olan ikinci beyin kanamasını yedi yıl önce geçirmesine karşın hâlâ yaşıyordu ve burnunda tüpler olduğu halde diğer […]

John Grisham – Ortak

Onu, hâlâ “sınır” olarak bilinen bir bölgede, Paraguay sınırındaki küçük şirin bir Brezilya kasabası olan, Ponta Porâ’da buldular. Onu, ortasında ağaçların sıralandığı, çıplak ayaklı çocukların sıcak kaldırımında top oynadığı geniş bir cadde olan Rua Tiraden-tes’te panjurlu, tuğla bir evde buldular. Saklanıp evi gözetledikleri sekiz gün boyunca eve garip saatlerde girip çıkan bir hizmetçi vardı ama, […]

John Grisham – Musteri

ON BlR YAŞINDAKİ MARK sigaraya başlayalı iki yıl olmuştu ama tiryaki olmamaya dikkat ettiği halde, bırakmak için de hiçbir çaba göstermiyordu. Her zaman için babasının içtiği Kools markasını yeğlese de, annesinin günde iki paket tükettiği Virginia Slims sigarasından haftada ortalama on-on iki tane aşırarak idare ediyordu şimdilik. Annesi binlerce sorunla başa çıkmaya çalışan bir kadındı […]

John Grisham – Masum Adam

GÜNEYDOĞU OKLAHOMA’nın alçak tepeleri hafifçe dalgalanarak Norman’da n Arkansas’a kadar uzanır. Bir zamanla r altında geniş petrol yatakları olduğuna dair pek bir ipucu yoktur. Arazide şurada burad a yıpranmış ekipmanlar a rastlanır. Hâlâ işe yarayanları, gelip geçenlere bunc a uğraşa değer mi dedirtircesine, her seferinde ancak birkaç galon petrol pompalayara k ağır hareketlerle çalışır durur. […]

John Grisham – Kardesler

MAHKEME SOYTARISI, her hafta yapılan mahkeme oturumu için eski ve iyice solmuş kestane rengi pij amasıyla, çorapsız ayaklarına eflatun rengi, havlu kumaştan yapılmış banyo terliklerini giymişti, bunlar onun standart kıyafetiydi. Burada pijamalarıyla dolaşan adam sadece o değildi kuşkusuz, ama ondan başka hiç kimse de eflatun rengi terlik giymeye cesaret edemezdi. Adamın adı T. Karl’dı ve […]

John Grisham – Boyali Ev

TEPE HALKI ve Meksikalılar aynı günde geldiler. 1952 Eylülü başlarında bir Çarşamba günüydü. Daha üç hafta vardı ama Cardinal’ler Dodgers’ların beş oyun gerisindeydi ve sezon umutsuz görünüyordu. Bununla beraber pamuklar babamın beline geliyor, benim başımı aşıyordu ve akşam yemeğinden önce babamla dedemin pek duymadığımız sözleri birbirlerine fısıldadıkları işitiliyordu. “İyi ürün” olacaktı. Onlar, sadece hava durumu […]