Etiket: Susanna Tamaro

Susanna Tamaro – Yüreğinin Götürdüğü Yere Git

Opicina, 16 Kasım 1992 Gideli iki ay oldu ve iki aydan beri, hâlâ yaşadığını bildirdiğin bir kartpostal dışında senden hiç haber almadım. Bu sabah, bahçede senin gülünün önünde durdum uzun uzun. Sonbaharın iyice ilerlemiş olmasına karşın, artık solmuş olan öteki bitkilerin arasında o eflatun rengiyle mağrur ve yapayalnız ayakta duruyor. Onu ne zaman ektiğimizi hatırlıyor […]

Susanna Tamaro – Yüreğimin Sesini Dinle

İlk işaret belki de ağacın kesilişiydi. Bana hiçbir şey söylememiştin, bunlar çocukları ilgilendiren konular değildi; böylece, bir kış sabahı, ben derin bir yabancılaşma içersinde, en küçük ortak çarpanın erdemlerini dinlerken, testere onun gövdesinin gümüşi beyazlığına saldırıyordu; ben teneffüste koridorlar boyunca ayaklarımı sürüklerken, onun canının kıymıkları kar taneleri gibi karıncaların başına yağıyordu. Bu korkunç durumla, okul […]

Susanna Tamaro – Her Melek Korkunçtur

Yılın ışığa en hasret günlerinin birinde, gecenin en derin ânında doğdum. Şiddetli bir bora esiyordu. Kar ve buz yüklü karanlık bir bora. Hastaneden çıktığımda esmeyi sürdürüyordu. Bizi eve ulaştıracak olan dik yokuşu tırmanmak o kadar zordu ki, yuvama anne ve babamın sendeleyen yürüyüşüyle vardım. Rüzgâr onlara arkadan saldırıyor, yalnızca boraya özgü o vahşi ve beklenmedik […]

Susanna Tamaro – Tombul Yurek

Yağmurlu ve sıkıcı bir ilkbahar öğleden sonrasıydı. Michele, okul ödevlerini ve İngilizce kursunun alıştırmalarını bitireli on dakika oluyordu. Evde yalnızdı ve pencerenin önüne oturmuş, küçük bahçele- – rinin çimenlerine düşen hafif yağmur damlacıklarını seyrediyordu. Annesinin eve dönmesine bir saat daha vardı ve o neyle zaman geçireceğini bilemiyordu. Cama vuran damlaları saymaya çalıştı; ama beş dakika […]

Susanna Tamaro – Kitaplardan Korkan Cocuk

O sabah evden çıkarken Leopoldo bir daha geri gelmeyeceğini biliyordu. Bir önceki gün onun doğum günüydü; sekizinci doğum günü ve gerçekten pek hüzünlü bir gün olmuştu. Armağan olarak, uzun süredir arzu ettiği bir şeyi; bir çift koşu ayakkabısını istemişti. Kentte yaşasa bile koşmaya bayılıyordu. Koşarken havanın yüzüne çarptığını hissediyor, bu onu neşelendiriyordu. Ne yazık ki […]