Harold Lamb – Muhteşem Süleyman Kanuni

İki yabancı doktor, fikir alış verişlerini tamamlayarak artık Sultan Selim ’in kanserle kemirilmiş vücudunda hayattan eser kalmadığı kararma vardıktan sonra, kesin teşhislerini Veziri azama bildirdiler. Doktorlar içi harlı kömürle dolu mangalı, şilte üzerinde işlemeli yorganın altında uzanmış olan naşın yanından öteye taşımak için Veziriazama yardım ettiler. Sonra kendileri de uyumak amacıyla halıların üzerine uzanıverdiler. Doktorlar […]

Harold Lamb – Moğollar’ın Efendisi Cengiz Han

Yedi yüz sene var ki bir adam, neredeyse bütün yeryüzünü zaptetti. Dünyanın yarısına hakim oldu ve insanlığa, kendisinden sonra birçok nesiller boyunca devam edecek olan bir korku saldı. Hayatı boyunca birçok lakaplar aldı. Ona, “Büyük Katil” dediler, “Tanrının Bir Cezası” dediler, “Mükemmel Savaşçı” dediler, “Taçların ve Tahtların Hakimi” dediler. Fakat onu en çok “Cengiz Han” […]

Jules Verne – Doktor Ox’un Deneyi

Eksiksiz bir dünya kataloğu: Dünyanın girintileri, aranan her tür oyuğu, dipsiz kuyu ve uçurumu, karmaşık koridorları ve labirentleri, sulu oyukları, dereleri, yeraltı denizlerini ve fırtınalarını, elektrik, manyetik ve tektonik ateşleri barındırır Jules Verne kitapları: Dünya değil de yerküredir söz konusu olan, bilindik ve bilinmedik birçok mikro-dünyaları içeren bu yerkürede yapılan destansı yolculukların eğlenceli ama esasta […]

Jules Verne – Denizler Altında 20 Bin Fersah

1860’ların başlarında, dünya sularında hiç kimsenin anlam veremediği ve devlet makamlarının açıklayamadığı birtakım olaylar yaşanmaya başlamıştı. Bu olaylar denizciler kadar, Amerika ve bütün Avrupa’yı da etkisi altına almıştı. Denizciler bir süredir balina kadar heybetli, üzerinden ışıklar saçan ve oldukça hızlı hareket edebilen bir varlıkla karşılaşıyordu. Bütün denizciler ağız birliği etmişçesine aynı şeyleri anlatıyordu. Görülen varlık […]

Jules Verne – Çin’de Bir Çinli’nin Başına Gelenler

Mermer arkalıklı iskemlesinin koluna dirseğini yaslamış olan davetlilerden biri, şekerli nilüfer kökünü kemirerek, “Kabul etmeli ki hayatın güzel tarafı var!” diye bağırdı. Bir köpekbalığının nefis etli kanat ucunun kılçığı az kalsın boğazını tıkayacak olan bir başkası, boğuk boğuk öksürerek, “Kötü tarafı da var!” dedi. Daha yaşlı olanı, burnunun taşımak zorunda kaldığı kocaman gözlüklü biri, “Filozof […]

Jules Verne – Clovis Dardentor

Paris-Akdeniz hattında çalışan trenden Cette garında indiklerinde, Marcel Lornans, Jean Taconnat’ya: “Geminin hareketine kadar ne yapacağız?” diye sordu. “Hiçbir şey,” diye karşılık verdi Jean Tocannat. “Yine de, yolculuk rehberine bakılırsa, Languedoc kanalının son durağı olan limanın kurulmasından sonra geliştiği için, kökeni pek de eski çağlara dayanmasa da, Cette ilginç bir şehir olmalı, ne de olsa, […]

Jules Verne – Cenup Yıldızı

Söyleyiniz, mösyö, sizi dinliyorum. — Kızınız Mis Watkins’i hayat arkadaşı olmak üzere sizden istemekle şeref duyarım. — Alice’i mi? — Evet, efendim. Bu isteğim sizi hayrete düşürmüş gibi. Arzumun neden fevkalâde göründüğünü anlamakta biraz zorluk çekiyorsam da, bu hususta beni her halde mazur görürsünüz. Yirmi alƨ yaşındayım, ismim Cyprien Méré’dir. Politeknik mektebinden ikincilikle mezun olmuş […]

Jules Verne – Begümün 500 Milyonu

“Şu İngiliz gazeteleri gerçekten iyi hazırlanmış!” dedi doktor kendi kendine, büyük deri koltuğun içine gömülürken. Doktor Sarrasin bütün hayatını, dalgın dalgın kendisiyle konuşarak geçirmişti. Elli yaşında, ince hatları olan, çelik gözlüğünün arkasında gözleri parlayan, hem ciddi hem sevimli görünen biriydi, ilk bakışta “işte iyi bir insan” dedirten adamlardandı. Sabahın bu saatinde, kılık kıyafetini görecek kimse […]

Jules Verne – Bayrağa Karşı

Healthful-House başhekiminin bugün -15 Haziran 189- aldığı ne amblem, ne de ünvan bulunan kartvizitin üzerinde düzgün biçimde şu yalın isim yazıyordu: Kont D’Artigas Bu ismin altında, kartvizitin köşesinde, kurşun kalemle aşağıdaki adres yazılmıştı: “Ebba Yelkenlisi, demir attığı yer New-Berne, Pamplico-Sound.” Kuzey Karolina’nın başkenti -o tarihte Birleşik Devletlerin kırk dört devletinden biri— oldukça önemli bir kent […]

Jules Verne – Ay’a Yolculuk

Birleşik Devletler İçsavaşı sırasında, Mary-land eyaletinin göbeğindeki Baltimore kentinde, son derece etkili yeni bir kulüp kuruldu. Gemi sahiplerinden, tüccarlardan ve makinistlerden oluşan bu halktaki askerlik içgüdüsünün ne büyük bir hızla geliştiğini hepimiz biliriz. En sıradan tüccarlar tezgâhlarının üstünden atladıkları gibi, West Point’teki [1] uygulama okullarından geçmeden yüzbaşılığa, albaylığa, generalliğe başlayıverdiler: “Savaş sanatı”nda kısa sürede eski […]

Jules Verne – Arzın Merkezine Seyahat

Bir pazar günü, 24 Mayıs 1863’de, dayım Profesör Lidenbrock, eski Hamburg’un en eski sokaklarından biri olan König-Strasse 19 numaradaki küçük evine aceleyle dönmüştü. Yemekler ocakta henüz kaynamağa başladıkları için, hizmetçi Marthe gecikmiş olduğunu zannetmişti. Ben de: «Dünyanın en sabırsız adamı olan dayım, eğer acıktıysa, şimdi bağırmağa başlayacaktır!» diye düşünmüştüm. Marthe, yemek odasının kapısını aralayarak: «Mösyö […]

Jules Verne – Altın Volkanı

Bu yüzyılın sondan üçüncü yılının [→] 18 Mart’ında, Montreal’de Jacques-Cartier sokağının postacısı, yirmi dokuz numaraya Bay Summy Skim adına gönderilmiş bir mektup bıraktı. Mektupta şunlar yazılıydı: “Bay Snubbin, Bay Summy Skim’e saygılarını sunar ve kendisini ilgilendiren bir konu ile ilgili olarak en kısa sürede yazıhanesine teşrif etmesini rica eder.” Acaba noter hangi konuda Bay Summy […]

Jules Verne – 80 Günde Devr-i Âlem

Konuşkan bir adam değildi Phileas Fogg. Ondaki gizemli hâli arttıran da bu gizem dolu sessizliğiydi. Ama hayatında esrarlı denecek bir yan yoktu. Şimdiye kadar belli bir yolculuk etmiş miydi?.. Belki de söyledikleri doğruydu, kim bilir. Çünkü hiç kimse dünyayı onun kadar iyi bilmiyordu. En ücra yerler hakkında dahi fikirleri olurdu. Bazen klüpte yollarını kaybetmiş yolcular […]

Dan Brown – İhanet Noktası

Ölüm, bu ıssız yerde, sayısız biçimlerde gelebilirdi. Jeolog Charles Brophy bu arazinin acımasız ihtişamına yıl arca katlanmış olmasına rağmen yine de hiçbir şey onu yaşayacağı insanlık dışı felakete hazırlamış olmazdı. Brophy’nin dört köpeği, jeolojik algılama aygıtları kızağını tundra üzerinde çekerken, birden bakışlarını gökyüzüne çevirerek yavaşladı. Kızaktan inen Brophy, “Ne oldu kızlar?” diye sordu. Toplanmaya başlayan […]

Juan Rulfo – Pedro Paramo

Comala’ya babamı aramaya geldim; dediklerine bakılırsa burada oturuyormuş, Pedro Paramo adında biriymiş. Annem öyle dedi; ben de o ölür ölmez babamı görmeye gideceğime söz verdim. Sözüme inanması için elini iyice sıktım, annem ölmek üzereydi; benden ne istese yapmaya hazırdım. “Ne yap yap git, bul onu,” dedi bana. “Seni gördüğüne sevinecek biliyorum.” Gideceğimi söylemekten başka elimden […]

Jostein Gaarder – Sofi’nin Dünyası – Felsefe Tarihi Üzerine Bir Roman

…sonuç olarak, şu ya da bu, bir zamanlar yoktan var olmuş olmalıydı… Sofi Amundsen okuldan eve geliyordu. Yolun bir kısmını kız arkadaşı Jorün’le yürürken, robotlardan bahsetmişlerdi. Jorün’e göre insan beyni gelişmiş bir bilgisayar gibiydi. Sofi ise pek emin değildi bundan. İnsanın bir makineden, daha öte bir şey olması gerekmez miydi? Büyük süpermarkeƟn orada ayrılmışlardı. Sofi […]