Reha Çamuroğlu – Ismail

Her doğum önemlidir. Ne getirir bilinmez. Hangi müj’ delerle gelir, ne belalar getirir, nevzat. Bizimle uyuşur mu, uyuşmaz mı, benzer mi bize? Benzemez mi? Sorun ona, ne getirdin bize diye. 1487 temmuzunun en sıcak günüydü, ayın 17’siydi. O gün, zaten tedirgin edici bu doğumlara, daha tedirgin edici bir yenisi eklendi. Müneccimler, bu artık olağan karşıladık’ […]

Reha Çamuroğlu – Dönüyordu (Bektaşilikte Zaman Kavrayışı)

İnsan böyle başlayan masallarla büyür de zaman kavramı sorunlu olmaz mı? Farklı zamanların kokuları birbirine karışır hayatımızda. Mısır Çarşısı nın kokuları nasıl olur da kişiye zamanı hissettirmez? Bir kütüphaneyi dolaşırken, otobüste sadece tıngır tıngır yol alırken, çok tanıdık ama kim bilir nerelerde kalmış bir parfüm kokusunu yeniden aldığınızda, bir zamanlar çok sevdiğiniz ve sonra belleğinizin […]

Regine Pernoud – Burjuvazi

Burjuva, burjuvazi: Kantitatif tarihle amatör olarak uğraşan bir kişi, bu kelimelerin son yıllarda yaygınlaştıklannı saptamakta hiçbir güçlük çekmeyecektir. Her türlü düzen karşıtının temel dilinin esas parçası olan bu kelimeler Fransa’da olduğu kadar aynı zamanda yabancı ülkelerde de, siyasal veya sendikal literatürün değişmez ögeleridir. Ancak bunlar ’80’li yıllarda klişe olma yolunu tutmuş ve kullanımdan düşmüşlerdir. Bir […]

Refik Halid Karay – İstanbulun Bir Yüzü

Olur tesadiif degil, diin Biiyiikada iskelesinde kar§1 kar§1ya gelince §�irakald1m. Cilas1 gozler alan narin tekerlekli, tombul ath, oyuncak gibi kiic;:iik ve siislii bir arabadan indi; uzaktan, ilk bak1§ta tamyarnad1m. Arkasmda bal renginde, beli kemerli, dar, §Ik bir pardosii vardL Alan saph bastonu elinde dimdik, selamlar dagitarak, tel�s1z ve yorgun bana dogru yiiriiyordu. Bu kim, diyordum, […]

Refet Yinanç – Dulkadir Beyliği

Dulkadi r Beyliği bugünkü Kah ramanma raş ili ve ilçele rini içine alan bölgede kuruldu. Bu bölge, ı o85 yılında Tü rk kumandanlanndan Emi r Buldacı ta rafından fethedildi. 1 Haçlıla rın gelişi ile Tü rkle rin elinden çıkan M araş ve Elbistan havalisi ıog8 yılında Bizans’a teslim edildi. Bu ta rihten itiba ren Ermeni […]

Red Hawk – Ben

Kendini Bil, Bitap Yolcu. Boşluktayım. Kim olduğumu ve buraya neden geldiğimi unuttum. Kendini Bilmek, insanlığın en temel manevi öğretilerinden biridir. Bildiğimiz şekliyle insanlar (yani bir neo-korteksle ya da insan beyniyle) var olduğundan beri, akıl hocaları bunu öğretmiştir. Pisagor Okulu’nun kapısının üstünde bu yazıyordu. Delfi Kahinlerinin bulunduğu tapınağın girişinin üstünde bu vardı. Sokrates öğrencilerine bunu öğretti; […]

Recep Şükrü Apuhan – 27 Mayıstan Yassıada Mahkemelerine Menderes

CHP’nin damgasını vurduğu 27 yıllık tek parti yönetimi “yeter, söz milletin” diyen Demokrat Parti’nin 14 Mayıs 1950 seçimleri sonunda iktidara gelmesiyle sona erdi. Demokrat Parti’yi kuranlar da CHP’nin içinden çıkan bir kadro idi. Atatürk, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ni Halk Fırkası’na (sonra Cumhuriyet Halk Fırkası’na, sonra da Cumhuriyet Halk Partisi’ne) dönüştürürken kurucular listesi içinde […]

Rebecca Z. Shafir – Dinlenmenin Zen’i

Zihin Dağınıklığı Çağı’na hoşgeldiniz! Vasat bir gün daha sona erdiğinde başarı hissi duymak eskiden hiç bu kadar zor değildi. Kirsten Downey Grimsely’ye göre (“Aşırı Mesaj Trafiği Çalışanlara Zarar Veriyor” Washing ton ·Post, 20 Mayıs 1998) her çalışan kişinin dikkati ortalama olarak saatte altı kez bölünmektedir. Data Smog (Veri Sisi) ve Why You Feel the Way […]

Rebecca Solnit – Kaybolma Kilavuzu

Hayatta ilk kez Hz. İlyas için doldurulan şarapla sarhoş oldum. Sekiz yaşında filandım galiba. Hamursuz Bayramı’ydı; hani Mısır’dan göç edişin ve Peygamber’in eve davet edilişinin kutlandığı şu şölen haftası. Ebeveynler masasında oturuyordum çünkü annemle babam diğer çiftle güçlerini birleştirince, evdeki oğlan çocuğu sayısı beşi bulmuştu. Yetişkinler benden önceki kuşak tarafından yok sayılmanın, benim jenerasyonum tarafından […]

Rebecca Rupp – Dört Element

Bugün dünya üzerinde sahip olduğumuz her şey, doğal yollarla oluşmuş· doksan iki elementin bir veya daha fazlasından oluşmaktadır. Büyüklük olarak ufacık hidrojenden uranyum kadar devasa nesnelere kadar değişen bu farklı şeyler, maddenin alfabesidir: Tıpkı yirmi dokuz harfin dizilişinin, tekerlemelerden Shakespeare’in trajedilerine kadar her şeyi oluşturduğu gibi, elementler de, yerleri yaratıcı biçimde değiştirildiğinde, bir Ay taşı, […]

Raymond Williams – Anahtar Sözlükler

Okuru uyarmak isterim: elinizde tuttuğunuz sözlük, her şeyden önce lngilizce bir sözlüktür, lngilizce sözcüklerin anlam tarihlerine ilişkin bir sözlük. Çeviri süreci de lngiliz ya da lngilizce bilen okura yönelik olarak hazırlanmış bir (tekdilli) sözlüğün çevirisinde karşılaşılacak bütün güçlükleri içeriyordu. Tarihsel bir sözlük olmasının güçlükleri de eklendi buna: 13. yüzyıldan ya da 15. yüzyıldan verilen bir […]

Raymond Geuss – Kamusal Şeyler Özel Şeyler

Bu kitabın orijinal, ciltli baskısının bazı okurları kitabın dahil olduğu nispeten geniş entelektüel bağlam, kitapta kullanılan yöntem ve ileri sürülen argümanın nihai sonuçları olarak gördüğüm sonuçların kafalarını bir miktar karıştırdığını ifade etmişlerdi. Özellikle Almanca baskısının1 editörü Dr. Bernd Stiegler, kitaba bu kafa karışıklığını gidermek üzere bir miktar malzeme eklememi ve konuya yaklaşımımı Alman entelektüel dünyasında […]

Raymond E. Feist – Yılan Savaşları Efsanesi 4 – Kırık Tacın Parçaları

General kapıyı çaldı. “Gir,” dedi kendi kendini Acı Deniz Kralı ilan etmiş olan adam, Haber Alma Şefi Kâhil taraķndan ona az önce verilen aceleyle yazılmış bir nottan kafasını kaldırarak. General Nordan içeri girip pelerinindeki karları silkeledi. “Hükmetmemiz için soğuk bir ülke seçmişsiniz Majesteleri,” dedi gülümseyerek. Kâhil’i başıyla selamladı. Eskiden Zümrüt Kraliçe’nin Ordusu’nun Kumandanı iken, şimdilerde […]

Raymond E. Feist – Yılan Savaşları Efsanesi 3 – İblis Kralın Öfkesi

Duvar titrek titrek parladı. Bir zamanlar Saaurların Yedi Kavmi’nin son Sha-shahan’ı olan Jarwa’nın taht odasındaki boş güç koltuğunun karşısındaki dokuz metre yüksekliğindeki taş duvar sallanır gibi olduktan sonra yerinde siyah bir boşluk bırakarak gözden kayboldu. Korkunç dişleri ve zehirli pençeleri olan karabasan yaraƨkları salonda toplanmışƨ. Bazıları ölü hayvan yüzleri takıyorken, diğerleri insansı görünüyordu. Bazıları heybetli […]

Raymond E. Feist – Yılan Savaşları Efsanesi 2 – Tüccar Prensin Yükselişi

Ruh çığlık attı. İblis döndü. Açık duran ağzı kalıcı bir sırıtmaya dönerken, artan hazzının tek belirƟsi, gözlerinin, bir köpekbalığının gözlerine benzeyen yassı ve donuk siyah kürelerin, hafifçe açılmasıydı. Kısa bir süre tek varlığını, elindeki kavanozu inceledi. Bu ruh son derece akƟŌi ve iblis bu ruhu bulduğu ve sakladığı için çok şanslıydı. Kavanozu çenesinin alƨna koyan […]