Benjamin Parzybok – Koltuk

Yukarıdan, üç yüz metreden, bir kartalın bakışından tuhaf bir manzara… Sirkeye kesmiş asma üstünde haddinden fazla kalmış, çakırkeyif ve sarsak, altı bacaklı bir böcek. Yüz elli metreye inildiğinde bir mutant, üç başlı, her başı kendi amacına dalmış bir böcek görülüyor. Her baş gövdeyi ayrı yöne çekme derdinde. Önce bir tarafa ilerliyor, ardından cadı tahtası üstünde üç el misali bir o yana, bir bu yana gidiyor. Otuz metreden, en fazla sekiz katlı bir binanın tepesinden, her böcek bacağı çiftinin insan başlarına sahip üç insan bedenine bağlandığı ve bu üçlünün bir yükü birlikte taşıdığı anlaşılıyor. Bir mobilya, galiba. Üç metreden, koruyucu melek mesafesinden, bu öykünün anlatılacağı bakıştansa üç kişinin bir koltuğu taşıdığı görülüyor. Turuncu, epey büyük, dokuma bir koltuk. Thom üç beş parça eşyasını Tree’nin yüksek tavanlı, yetmişli yıllarda çekiciliğinden epey yitirerek elden geçtiği belli bir yirminci yüzyıl başı yapımı dairesine taşımıştı. Dekorasyona katkı babında kitaplarını oturma odasına yerleştirdi ve kitaplar koydukları yerde çürüyen denizci sandıkları misali kaldılar. Thom, komodin, yatak ve kişinin genelde elinde bulundurduğu diğer eşyanın yokluğunu nasıl dolduracağını kestirmeye çabalayarak sandalyesiz masasına odasında yer bulmaya uğraşıyordu. Ara sıra binalar arasındaki boşluğa bakan pencereye, eylemlerini aynı anda hem gizlemeye hem de karşı tarafta, biraz özsaygı eksikliğinden mustarip, sakar, epey akıllı bir deve ilgi duyabilecek bekâr bir hanımın varlığına dair uzak ihtimali düşünerek derli toplu ve ilgi çekici kılmaya çalışarak göz atıyordu. Biraz mı, dedi Thom’un beyni.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir