Mehmet Kaplan – Edebiyatımızın İçinden

Elinizdeki eser Prof. Mehmet Kaplan’ın muhtelif tarihlerde edebiyat dergilerinde yayımlanmış yazılarından meydana gelmektedir. Türk edebiyatını bir bütün olarak gören Mehmet Kaplan, bu yazılarında açık ve samimi bir üslupla edebiyatımızın, çeşitli meselelerine eğilmektedir. Yunus’tan günümüze kadar yetişmiş ve eser vermiş yazarlarımızın bazan şahsiyetleri, bazan üslupları, bazan da eserleri üzerinde tahlili bir gözle duran yazar, tesbit ettiği noktalar ile edebiyat tarihimize de ışık tutmaktadır. Kanaatımızca Türk edebiyatı tarihinin sıhhatli bir muhtevaya kavuşmasında bu tür çalışmçılann büyük katkısı olacaktır. Kitabın kronolojik tasnifi esere konu teşkil eden yazarların kendi devirleri hakkında da bazı mühim unsurları beraberinde getirmekte, devirden devire intikal eden hususiyetler ile değişimler bu yolda belirginlik kazanmaktadır. «Edebiyatımızın içinden,, akseden sesler adeta bir büyük orkestrayı· vücuda getirmektedir. Bu orkestranın çaldığı beste, her şair ve yazarın kendi şahsiyeti çerçevesinde besteye iştiraki nisbetinde olmaktadır. Zaman zaman beliren yakınlaşmalar, nüans farkları, zıtlıklar, çatışmalar Türk edebiyatının mahrem noktaları ile yazarların dünyasını aydınlatmaktadır. Yazarın daha önce yayınevimiz tarafından bası – lan «Şilr tahlilleri I. Tanzimattan Cumhuriyete» ve «Şiir tahlilleri 11. Cumhuriyetten günümüze,, isimli’ eserleri ile «Türk edebiyatı üzerine araştırmalar J.,. adlı kitabı, bu eserle birlikte düşünüldüğü zaman, değerli ilim adamımızın Türk edebiyatı üzerindeki fikirleri daha iyi anlaşılacaktır. Yazarın geniş ilmi incelemeler sonucu vücuda getirdiği makaleleri ile bu kitapta okuyacağınız kısa ve özlü yazılan arasındaki münasebet bir bütün-detay birliği içinde değerlendirilmelidir.


Bu bakış açısı «Edebiyatımızın içinden” akseden büyük bestenin nota nota, hece hece anlaşılmasına yardımcı olacaktır. Erzurumlu halk hikayecisi Behçet Mahir usta; Ramazan gecesi halk kahvesinde bir aşk hikayesi anlatırken, beni sonra çok düşündüren bir cümle söyledi: «Aşk ilmin yarısıdır gurban!» Okuma yazma bilmeyen, fakat kafasında binlerce yıllık halk kültür hazinesini barındıran bu fakir, derya gönüllü ayak satıcısını yakından tanıdıktan sonra Hakir görme kimesneyi hiç kimesne boş değil mısraının manasını daha iyi anladım. Bir milletin yüzyıllar boyu yaşadığı hayat tecrübesi, yazıya,. geçmesi de, onun diline, atasözlerine, hikayelerine, masallarına akseder. Adı dünyanın dört bucağına yayılan Nasrettin Hoca bir tek satır yazı yazmamıştır ama fıkralarını bilmeyen yoktur. Konuşma dili de bir kültür taşıyıcısıdır. Ona kulak veren, Behçet Mahir’in cümlesi gibi derin hikmetler işitir. Okuma yazma bilmeyen insanların başından da bin bir. macera geçer ve her hayat tecrübesi bize bir şeyler öğretir.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir