Çok felsefe tarihi var. Ereğim, sadece onlara bir yenisini katmak olmayacak. Felsefeyi toplumsal ve siyasal yaşantının bütünleyicisi olarak gözler önüne sermek istiyorum. Onu, Büyük adamların yalın düşünceleri olarak değil, içinde, değişik sistemlerin geliştiği, değişik toplumların karakterine ilişkin neden ve sonuç gibi ele alacağım. Böyle bir erek, felsefe tarihçilerinin verdiğinden daha çok bir genel tarih bilgisi verilmesini gerektirir. Normal bir okuyucunun tanışık olduğu varsayılamayan dönemler için, özellikle gerekli buldum bunu. Skolastik felsefenin büyük çağı, XI. yüzyıl reformlarının bir sonucuydu. O reformlarsa, daha önceki bozuşmaya karşı bir tepkiden doğmuştu. Roma’nın düşüşüyle Ortaçağ Papalığının doğuşu konusunda bazı şeyler bilmeden XII. ve XIII. yüzyılların atmosferi güç anlaşılır. Anılan yüzyılları ele alırken, öbür dönemlerde olduğu gibi, onları biçimleyen ve onların, biçimlenmesine katkıda bulunduğu zamanlarla ilgili olarak genel tarih bilgisi vermeyi erek edindim. Burada ölçüm, dönemleri daha içten tanıyabilmek. Bu görüş noktasının bir sonucu, filosofa felsefi ortamı (meziyeti) açısından belki hak etmediği bir önem verilmesidir. Sözgelimi, Spinoza’yı Locke’tan büyük sayarım. Fakat, Spinoza daha az etki yapmıştır. Dolayısiyle ona, Lock’a ayırdığımdan daha az bir yer ayırdım. Kimi, sözgelişi, Rousseau ve Byron, akademik anlamda filosof değilse de, geçerli felsefe tutumunu büyük ölçüde etkilemiştir. Onlar bir yana bırakılırsa, felsefenin gelişimi kavranamaz. Salt eylem adamları da önemlidir art sıra. Çok az filosof felsefeyi Büyük Alexandros, (İskender), Carolus Magnus (Charlemagne)’ya da Napoleon ölçüsünde etkilemiştir. Eğer yaşamışsa Lykurgos bunun belirgin bir örneği sayılabilir. Böylesine geniş bir zamana uzanmaya çalışırken, çok kısa anlatımların, okuyucuya değerli bir şey sağlamadığını öğrenmiş bulunuyorum. Sonuç olarak, birkaçı dışında uzun boylu ele almaya değer görmediğim kişilerden söz etmedim. Düşüncelerimi tartıştığım kişilerin yaşantıları ve toplumsal çevreleriyle ilgili ne varsa yazdım. Arada bir gerçekten önemli olmıyan ayrıntıları, düşünürü zamanının aydınlatacağını umduğum için görmezlikten gelemedim. Kapsamlı konumun herhangi bir parçasına ilişkin olarak, uzmanlara, bir açıklama ve bir savunma sözü borçluyum. Alanı daha dar olan bir kişi için ‘her filosof üzerine, bilinebileceklerin tümünü bilmek açıkca olanaksızdır. Leibniz dışında, sözünü ettiğim her filosofu çoğunuzun benden daha iyi bildiğinden kuşkum yok. Eğer bu, uzman kişilerin bilgisine karşı duyulan saygıdan gelme susuşa yeterli olsaydı, hiç kimse dar bir tarih döneminden ötesini kaleme almaya çalışamazdı. Sparta’nın Rousseau’ya, Platon’un XII. yüzyıla değin Hristiyan Felsefesine, Nestoriusçuların (Nasturilerin) Araplara, sonra Aquino’lu Thomas’a; Sanctus Ambrosius’un, Lombardia kentlerinin doğuşundan günümüze değin siyasal felsefeye yapmış olduğu etki, yalnız kuşatıcı bir tarihin ele alacağı konular arasında. Konunun şu ya da bu bölümünde, bilgimi yetersiz bulan okuyucunun hoşgörüsünü dilerim bu nedenle. “Zamanın kıratlı bir arabadır” dizesini ( 6 ) anımsamam gerekmeseydi, daha doyurucu bilgi edinirdim. Kitap aslen Pennsylvania Barnes vakfında tasarlanıp, kısmen konferanslar biçiminde orada ortaya konduğundan, varlığını Dr. Albert C. Barnes’e borçludur. Son 13 yıllık çalışmalarımın çoğunda olduğu gibi burada da araştırmalarım için ve daha pek çok nedenle eşim Patricia Russell’ın büyük yardımını gördüm.
Bertrand Russell – Batı Felsefesi Tarihi #1 – Antikçağ
PDF Kitap İndir |