Bertrand Russell – Batı Felsefesi Tarihi #3 – Modernçağ – Yeniçağ

Einstein’ın hakkımda böyle bir yazı yazmasını onur sayarım. Onun beni övmesi sevinç verici. Fakat denemenin özü konusunda güçlüğe düştüğümü söylemek isterim: Albert Einstein, öylesine önemli pek çok neni (şeyi) öylesine kısaca anlatıyor ki tek tümceyle mi, yoksa bir cilt yazıyla mı karşılık vereceğimi, dahası kendisiyle ne ölçüde uzlaşıp ne ölçüde uzlaşmadığımı kestiremiyorum. «Metafizik korkusu çağdaş bir hastalıktır» sözleriyle uyuşmaya eğilimliyim. Hiç bir nenin güç olmadığı yolunda alınan bir kararla, sorunlarda derinliğine bir sondaj yapmaya karşı bir isteksizlikle karşılaşıyorum sık sık. Aynı zamanda, pek çok sorunun pek çok kişi yönünden, içeriğin ayrıntılı bir incelemesiyle değil de yan tutan bir anlayış temelinde karara bağlandığını da görüyorum. Özellikle kendini empiriklik olarak ortaya koyan her şey, artamları (meziyetleri) dolayısiyle değil, empiriklik moda olduğundan yaygın bir onam (kabul) görmek durumundadır. Kendi payıma, eğilimim empiriklik yönündedir. Fakat doğruluğun, ne olursa olsun bütünüyle tek bir yanda bulunmadığı kanısındayım. Umarım, Einstein, gelecek bir fırsatta, benimle ilgili denemedeki düşüncelerini genişletecektir. Söz gelimi: «Düşüncelerimizde ortaya çıkan kavramlar —mantıksal olarak gözden geçirildiklerinde— duyu deneyimlerinden tümdengelimsel olarak sağlanamayacak özgür düşünce yaratımlarıdır» tümcesindeki düşünce, açıklanması gerekenler arasındadır. Aktardığım cümledeki düşünceye örnek olarak, sayı verilmiştir. Gerçekten, sayı kavramını yaratmakta deneyimimizle uyarılmışıktır. Ondalık sisteminin on parmağımızla uyuşkunluğu bunu ispat eder Eğer her nenin gaz halinde olduğu güneşte yaşayan bazı zeki varlıklar düşünülürse onlar belki «nen» (şey) kavramından daha çok sahip olmayacaklardır sayı kavramına. (Yani güneşte katı nesnelerin bulunmaması dolayısıyle, oradaki varlıklarda nen kavramı olmaması ölçüsünde sayı kavramı da olmayacaktır.


Çünkü sayı kavramına nesnelerden varılır. Çev.) Güneştekilerin de matematiği olabilirdi. Fakat en ilkel dal topoloji olacaktı. Güneşte de bir Einstein çıkıp aritmetiği keşfedebilir ve onun uygulanacağı bir dünya tasavvur edebilir. Fakat konu, okul çocuklarına çok gelirdi. (Nesneleri bir yerle çağrıştırarak belleğe (hafızaya) yardım etme san’atı’dır topoloji. Russell, güneşte cisim olmadığından, oradaki matematiğin kavramları cisimlere değil belli yerlere dayandıracağını anlatmaktadır. Çev.)

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir