Bertrand Russell – Batı Felsefesi Tarihi #2 – Ortaçağ

Batı Felsefesi Tarihi’nin ilk kitabına yazmış olduğum Çeviri Üzerine başlıklı yazının sonunda şöyle demiştim: «Eskiçağ felsefesini sıradan felsefe tarihlerinden ayırıcı özellikleri olduğuna inandığım için Türkçeye çevirdim. Onun her aydına yararlı olacağı umudundayım. Özenlere rağmen, eksik ve yanlış yerler bulunabilir. Bu yerleri bulup çıkaran ve aşağıdaki adrese bildiren okuyucuya şimdiden teşekkürler.» Ve bir de posta kutusu sayısı koymuştum bu satırların altına. Sonuçta, bazı mektuplar aldım. Onların, arı Türkçe dolayısıyle, küfür dolu olan ikisi hariç, önemli noktalara değindiğini ve benden cevap istediğini söylemeliyim. Bu görevi şimdi yerine getiriyorum: (Önce, yazmak zahmetine giren okuyucunun sorusunu kaydedecek, sonra, soruya cevap vermeğe çalışacağım.) SORU «Russell’ın mantığından söz ederken, onun paradoksları çözdüğünü söylüyor, tipler kuramını anlattıktan sonra «Russell bu biçimde yedi paradoks çözmüştür. Principia Mathematica’nın yayımı üzerinden 58 yıl geçtiği halde, çözümler, değerini korumaktadır» diyorsunuz. Bu paradoksları kısaca anlatamaz mıydınız? İnsan aklını çaresiz bırakan sorunları merak eder çok kişi.» CEVAP Paradoksların felsefedeki önemine ve tarihinin eskiliğine Batı Felsefesi Tarihi’nin «Antik Çağ» bölümüne yazdığımız önsözde değinmiştik. Bazı soyut sorunlara cevap ararken kendisini felsefenin ortasında bulan Russell, (Portraits from Memory, Ailen and Unwin, s. 10) daha Leibniz felsefesini eleştirsel açıdan ele aldığı ilk gençlik yıllarında, insan aklının takılıp kaldığı paradokslara bir matematikçi ve mantıkçı gözüyle dikkat etmişti. Bunun en rahat belgilenmesini (ispatını) 1902’de matematikçi Frege’ye gönderdiği bir mektupta bulmaktayız.


Yine Antik Felsefe’de sözünü ettiğimiz gibi Russell burada Frege’nin düştüğü bir çelişmeden söz ediyordu. Bu tür düşüncelerin gelişimi için iki yıllık bir süreyi tavan olarak kabul edersek, filozofumuz hiç değilse 1900 yılından beri, yani 28 yaşından başlayarak paradokslar üzerinde durmuştur demek olur. Leibniz Felsefesinin Eleştirsel Açıklamını 1900 yılında yayınlandığına göre hesabımız aşağı yukarı doğrudur. (Zaten onun, Leibniz felsefesinden esinlenerek bulduğu ve paradokslarla ilgili indirgenebilirlik aksiomasına ilerde değineceğiz). 1903 yılında yayınlanan Matematiğin İlkeleri’nde Russell, çelişme konusundaki kendi düşüncelerini ilk kez açığa koymaktaydı. İki yıl sonra J. Richard Cantor’un 1899’da sınırların varlığını kabul ederek bulduğu paradoks’a benzer bir paradoks daha bulunca sorun, felsefede ön plana geçti. Russell-Whitehead ilk basımı 1910 yılında yapılan Principia Mathematica’nın birinci cildinde, paradoksların çözümünü aşağıda özetleyeceğim biçimde yapıyordu (Giriş. İkinci Konu). Principia ortak bir yapıtsa da felsefe literatüründe, paradoks çözümlerine götüren yolun, Russell’a ait olduğu kabul edilir.)

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir