Ali Şeriati – Aydın

Bu gecenin konusu; aydın, onun toplumdaki sorumluluğu Avrupa, Asya ve diğer ülkelerde nasıl meydana geldiği, beşeri toplumlarda ve özellikle kendi toplumunda taşımış olduğu mesaj gibi meseleler çevresinde olacaktır. Aydın meselesi, evrensel bir karşılaştırma ve aynı zamanda sosyal ve bölgesel yönden çok önemli, hassas ve temel bir meseledir. Aydın meselesi, orta çağdan sonra söz konusu ediliyor ve onyedinci yüz yılda Avrupa’da aydın kesimi ismiyle bir sınıf oluşuyordu. Ondokuzuncu asırda Avrupa’da bu isim ve sıfatlarla şekil bulmuş aydınlar sınıfı daha sonra Avrupa dışındaki (Afrika, Asya ve Latin Amerika) ülkelere nüfuz ediliyordu. Kendisini, kendi aydınını tanımayan birinin, toplumu tanıma imkanı yoktur ve iddia ettiği görevi gerçekleştiremez. Yani, aydın, ister İran, ister Afrika toplumundan veya Amerika toplumundan olsun nasıl bir özelliğe sahip olduğunu, tarih ve toplumun hangi şartlarında meydana geldiğini ve bu özelliklerin köklerinin nerede olduğunu iyi bilmesi gerekiyor. (1) Bu değerlendirmeden de anlaşıldığı gibi, bizzat kendisi toplumu tanımalı, gitmesi gereken ve kitleleri sürüklemesi gereken yolları yürüyüp, yürütmelidir. Biz son asrın yarısında, kendi değerlendirmemizden geçireceğimiz bir aydın sınıfı olgusuyla karşı karşıyayız. Her şeyden önce bu kesimi iyi bir şekilde değerlendirme zorunluluğunu hissediyoruz. Bunun yanında, bizzat kendimiz de bu tabakadanız. En azından kendimizi değerlendirip, nereden geldiğimizi, ne zaman geldiğimizi, neden geldiğimizi değerlendirmemiz doğru bir çıkış olacaktır.Gerçek aydın ve aydın kopyası anlatıldığı zaman, Avrupa dışındaki (Afrika, Asya ve Latin Amerika gibi) ülkelerde aydınların Avrupa’daki bir kopyası olarak görülecektir. Bununla birlikte biz Asya, Afrika ve Latin Amerika aydınları, Batı aydınlarının bir fotokopisi gibiyiz. Ne bir azı ve ne bir fazlası. Orjinalin bir kopyası olduğumuzdan kendimizi tanımamız, kendi zaaf noktalarımızı, kuvvetli yanlarımızı keşf etmemiz, “orjinal kaynağı” tanıyıp, yorumlamadan mümkün olmayacaktır.


Avrupa aydınlarının, hangi şartlarda gelişmesini tamamladığı, bu sınıfın özellikleri, psikolojik, fikri, itikadi ve sanat zevkini hangi, tarihi ve sosyal atmosfer ve şartlarda kazandığı gibi olgular köklü bir şekilde ele alınmalıdır. Kısaca söylemek gerekirse, Avrupa aydınını tanımadan, Asyalı, Afrikalı ve İranlıyı tanımak için yapılan yorumlar devamlı olarak eksik, yanlış yorumlar olacaktır…

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir