PİLOT, «Uzaya ilk çıkışın mı?» diye sordu ve öne-arkaya sallanan koltuğuna tembelce yaslandı. Yanındaki yolcuyu umursamazcasına ellerini ensesinde kenetledi. — Evet, dedi Martin Gibson. Bunu söylerken gözlerini bir an olsun kronometreden ayırmamıştı. — Ben de öyle düşünmüştüm. Çünkü yazdığın öykülerde anlattıklarının pek doğru olduğu söylenemez, ivme nedeniyle insanların bayılması gibi saçmalıklar örneğin. Böyle saçma sapan […]
Kategori: Bilimkurgu
Arthur C. Clarke – Rama’yla Buluşma
Sonunda bu ergeç olacaktı. 30 Haziran 1908 tarihinde Moskova — evren ölçülerine oranla çok küçük kalan— uç saat ve dört bin kilometre ile yerle bir olmaktan kurtuldu. Tekrar, 12 Şubat 1947’de 20. yüzyılın ikinci büyük meteoru, yeni bulunmuş olan uranyum bombasına meydan okuyan bir patlama ile, Vladivostok’un dört yüz kilometreden daha yakınına düşünce, başka bir […]
Arthur C. Clarke – Kara Güneş
KENTİN sesi hiç kesilmezdi. KenƟn çıkardığı, şimdi değişmekte olan sesi dünya dursa bile kesilmezdi. Salise salise, saniye saniye, dakika dakika, saat saat, gün gün, gece gece süregelmiş; asırlar, çağlar boyunca bir salise bile kesilmeyip sonunda zamanın kendisiyle bütünleşmişƟ. Bu ses, binlerce insanın gözlerini ilk açƨğı andan son defa için kapadığı ana dek aralıksız duyduğu bu […]
Arthur C. Clarke – 3001 Uzay Efsanesi (Son Efsane)
Onlara ilkçocuk deniyordu. İnsanoğluyla uzaktan yakından ilgileri olmamalarına rağmen, etten ve kandandılar; uzayın derinliklerine baktıklannda, korku ile hayranlık arası bir saygı, şaşkınlık ve yalnızlık hissi kaplıyordu içlerini. Güç kazanır kazanmaz, kendilerine yıldızlar arasında dostlar aramaya başladılar. Araştırmaları sırasında, çok çeşitli yaşam türleri ile karşılaşmışlardı ve binlerce gezegenin evrim süreçlerini izlemişlerdi. Kozmik gecede ilk zeka pınltılannın […]
Arthur C. Clarke – 2001 Bir Uzay Efsanesi
“TMA-1” diye açıkladı Dr Michaels, neredeyse saygıyla eğilerek. “Oldukça yeni görünüyor değil mi? Onun birkaç yıllık olduğunu sanan ve 1998’deki üçüncü Çin Keşif Seferi ile bağlantı kurmaya çalışanları suçlayamam. Ancak ben buna hiç inanmadım. Ve şimdi, yerel jeolojik bulgulardan cismin gerçek yaşını ortaya çıkardık. Meslektaşlarım ve ben, Dr Floyd, bütün şerefimizi ortaya koyarak diyoruz ki […]
Arkadi & Boris Strugatski – Uzayda Piknik
Uzayda Piknik, Sovyet bilimkurgu yazınının dünyada en çok okunan yazarları Ştrugatski kardeşlerin en ünlü romanıdır. Dünyadışı bir uygarlıktan gelen konuklar, yeryüzünün geli şigüzel birkaç köşesinde yol kenarında piknik yapar gibi bir an konaklayıp gitmişler, ama geride b ıraktıkları artıklar, olağandışı teknolojilerinin inanılmaz ürünleri, uğrak yaptıkları yerlerde insan yaşamını, toplum ilişkilerini alt üst etmeye yetmiştir. İnsancı […]
Anthony Burgess – Otomatik Portakal
“Eee, ne olacak şimdi ha?” Ben vardım, yani Alex, yanımda da üç kankam, yani Pete, Georgie ve Dim, ki Dim[1] cidden epey budalaydı ve Korova Sütbarı’nda oturmuş akşam ne yapacağımıza karar veriyorduk, arsız karanlık, buz gibi kış piçlik yapıyordu, ama yağmur yoktu. Korova Sütbarı, katkılı süt verilen bir mekândı ve sizler böyle mekânların nasıl olduğunu […]
Anne McCaffrey – Ejder Uçuşu
Bir efsane ne zaman efsane olur? Bir mit niçin mittir? Bir olay ‘Peri Masalı’ kategorisine girmek için ne kadar eski ve terk edilmiş olmalıdır? Ve niye bazı olaylar eski, değişken bir karakter kazanma geçerliliğini kaybederlerken bazı olaylar tartışılmaz kalırlar? Sagittarian bölgesindeki Rukbat altın rengi G-tipi bir yıldızdı. Beş gezegeni vardı. Başıboş olanlardan biri, son bin […]
Andy Weir – Marslı
On beş yaşından beri programcılık yapan ve halihazırda yazılım mühendisi olarak çalışan Andy Weir, ilk romanı Marslı’yı internette yayımlamasının ardından büyük bir ilgiyle karşılaştı. Bu ilginin ardında yayın hakları satın alınıp basılan roman, Ridley Scott tarafından filme çekilmektedir. Neresinden bakarsanız bakın, sıçmış durumdayım. Bu benim değerlendirmem. Sıçtım. Hayatımın en harika iki ayı olmasını beklediğim sürecin […]
H. G. Ginger – Necronomicon – Kara Dünyanın Kitabı
Kabala’nın yaratılmasından çok önce tapınılan ve çağırılan eski çağlara ait güçler vardır. Bunlar Sümer inancındaki kadimlerdir ve Aleister Crowley’in majisinde[1] ve H. P. Lovecraft’ın mitosunda yaşarlar. Dünyayı bir kez daha yönetmek için kapının hemen ardında beklemektedirler… Uzun süredir kayıp olan sihirbazın elkitabı, büyülü sözler ve çağırışlar, ruhları defetme ve bağlama yollarını içerir. Ama bunlar düşüncesizce […]
H. P. Lovecraft – Deliliğin Dağlarında
Konuşmak zorunda bırakıldım, çünkü bilim adamları ne-dendir bilmem, benim önerilerimi dinlemeyi reddettiler. Güney Kutbu’nun planlanan -kapsamlı fosil avcılığım, tarihî buz örtüsünün toptan delinmesini ve eritilmesini içeren- keşfine karşı çıkışımın nedenlerini kendi isteğim dışında anlatıyorum. Ve bunu yaparken daha bir gönülsüzüm, çünkü uyarılarım boşuna olabilir. Anlatmam gereken gerçeklerden kaçınılmaz olarak kuşku duyulacak; yine de eğer mantıksız […]
H. G. Wells – Zaman Makinesi
Zaman Gezgini (ondan böyle söz etmek daha uygun) bize derin bir konuyu açıklamaktaydı. Kurşun rengi gözleri parıldıyor ve kırpışıyor; genellikle solgun duran yüzü kıpkırmızı, hayat dolu görünüyordu. Ateş harıl harıl yanarken, gümüş zambakların içinde kamaşan ışıkların yumuşak aydınlığı, bardaklarımızda ansızın belirip kaybolan kabarcıkları yakalıyordu. Sandalyelerimiz, ki hepsi onun icadıydı, yalnızca üzerlerine oturmaya yaramakla yetinmeyerek bizleri […]
H. G. Wells – Görünmez Adam
Bay Gollancz, fantastik hikâyelerimden yapılan bu derlemeye bir önsöz yazmamı istedi. Hikâyeler kronolojik olarak sıralanmışlardır, ama burada daha kitabın başında söylemeliyim ki, benim eserlerimle ilgili hiçbir şey bilmeyen birinin Görünmez Adam ya da Dünyaların Savaşı ile başlaması daha uygun olacaktır. Zaman Makinesi dördüncü boyutla ilgili olduğu için biraz ağırdır ve Dr. Moreau’nun Adası da oldukça […]
H. G. Wells – Efendi Uyanıyor
fendi Uyanıyor ilk olarak 1899 yılında, Uykucu Uyandığında adıyla kitaplaştırıldı. Daha öncesinde ise The Graphic 1 ‘in de aralarında bulunduğu çeşitli süreli yayınlarda tefrika edilmişti. Bu kitabımın, en iddialı kitabım olduğunu düşünüyorum. En azından en tatmin edicisi. Bu yeni basımda kitapta bir dizi değişiklik yapma imkanı buldum. Önceki çalışmalarım gibi Efendi Uyanıyor’u da baskı altında […]
Star Wars – Thrawn Üçlemesi #1 – Timothy Zahn – İmparatorluğun Varisi
Tam önlerindeki yıldız kütlesi, aradaki mesafe ve ön camın otomatik güneş koruyucu ekranlarıyla az değil.” Pellaeon gözlerini kırpıştırdı. “Hyllyard şehri mi?” “Evet. Talon Karrde’nin kurnazlığına sahip bir insanın bir ormanın ortasında üs kurup, yakın çevresinin dışındaki diğer kişilerle güvenlik bağlantılarına geçmemiş olmasını çok uzak bir ihtimal olarak görüyorum. Hyllyard şehri, Karrde’nin üssünden, orada bulunanların direkt […]
Star Wars – Steven Barnes – Cestus Hilesi
Yarım milenyum boyunca Coruscant, Cumhuriyet’in galaktik tacının en parlak mücevheri olmayı sürdürdü. Köprüleri ve kemerli solaryumu, hiçbir liderin sözünün tartışılmaz ve hiçbir gökdelenin fazla göz kamaştırıcı olmadığı, aklın evrene hakim geldiğinin düşünülmeye başlanmadığı dönemlere aitti. Klon Savaşları’nın başlamasıyla bazıları bu ihtişamlı günlerin sona erdiğini düşünmeye başladı. Haber holo’ları zaferler ve yenilgilerden bahsederken, gökyüzünden alevler içerisinde […]