Nurdan Özkan – Şimdi Değilse Ne Zaman

Sizinle birlikte, özel bir yolculuğa çıkacağız. Bu yolculuk boyunca, başarılı insanların sırlarını öğrenecek ve başarının sınırlarını zorlayacağız. Hayatınızda hiçbir şey yolunda gitmiyor olabilir. Belki de başarıyla aranızda, aşılmaz gibi görünen duvarlar da örülmüş olabilir. Bu yolculuğumuz boyunca, birlikte o engelleri aşmak için, harika yol haritaları edineceğiz. Ama ben sizin, bu kitapta paylaşılanlarla yetinmenizi istemiyorum. Siz de kendi hikâyenizi yazmalı, oturup izlemek yerine, ayağa kalkmalısınız. Artık hayallerinizi gerçekleştirme zamanı gelmedi mi? O halde neyi bekliyorsunuz? Sizinle başarı arasında duran tek engel, korkularınız ve önyargılarınızdır. Korkularınızın üstüne üstüne yürüdüğünüz zaman, onların da sizden korktuklarını göreceksiniz. “Yapamam”, “Başaramam” gibi hiçbir işe yaramayan anlamsız etiketleri, artık söküp atmanın zamanı gelmedi mi sizce? Eğer cevabınız evetse, o halde yolculuğumuza bir an önce başlayalım… Ne dersiniz? Bazen düşüncelerimi geçmişi özlerken yakalıyorum ve bu bana ve bugünüme gerçekten acı veriyor. Geçmişle yaşamak anlamsız, biliyorum. Adı üzerinde geçmiş… Bugün de geçecek ve bugün dediğimiz güne, gün gelecek “geçmiş” diyeceğiz. Bu gerçeği kendime hatırlatmak, bu günümün çok daha anlamlı ve güzel geçmesine sebep oluyor. Geçmişteki hatalarımı o güne dönerek düzeltemem, bu imkânsız. O hataları hayıflanarak, ağlayarak da unutamam.


Ben geçmişimi ancak, bugünümle temizleyebilirim. Nasıl ki, yaşamda her şeyin bir başlangıcı bir de sonu vardır, o halde hiçbir son bir bitiş değil, sadece bir sonuçtur! Hiçbir şey bitmiyor, kendi paralelinde sadece sonuçlanıyor. Mücadele ettiğimiz yere kadar, gücümüzün yettiği yere kadar… Gerisi yüce yaratıcının takdiridir ve en son karar da onundur. Zaman da çok çabuk geçiyor. Suyun akışını durdurabilir, rüzgârın yönünü değiştirebilirsin. Bu sana bağlı… Fakat zamanı asla durduramazsın. Zaman akıp gider ve bizler de bakıp dururuz… Parmaklarının arasından akıp giden yıllar için öfkelenme! Ardında bıraktıklarını, gülümseyerek teslim et geçmişine. Bir gün dönüp arkana baktığın zaman pişmanlıklar ve yaşanmamışlıklar yerine, yüzünde kocaman bir tebessüm olsun. En önemlisi de, yapamayacağın şeylerin, yapabileceklerini engellemesine asla izin verme. Rüzgârın yönünü değiştiremiyorsan yelkenlerini rüzgâra göre ayarla. Çünkü hiç kimse karşılaştığın fırtınaları umursamıyor, gemiyi limana getirip getirmediğinle ilgileniyor. Bu kararlılık, senden geriye kalan en büyük miras olsun. Bunun için en umutsuz anlarında bile sakinliğini koru. Çünkü öfkeyle alabileceğin kararların çok da sağlıklı olmayacağını hatırlat kendine. Sükûnetini, başarabilirsen eğer sabra dönüştür.

Sonucun ne olacağı önemli değil ama emin ol sen kazanacaksın. Böyle zamanlarda kaşlarını çatmamaya özen göster. Çünkü sonraki yıllarında, aynada gördüğün derin çizgiler de senin eserin olacak. Hayat elbette hiç kimseye hayal ettiklerini altın bir tepside sunmuyor. Okuduğum bir kitaptaki yazıyı aynen aktarıyorum: “Hayat sizin özgür yanınızdır. Bu dünyada bırakmak istediğiniz izler, yapmak istedikleriniz, aşmak istediğiniz engeller, kırmaya niyet ettiğiniz rekorlar, keşfetmek istedikleriniz, görmek istediğiniz yerler, olmak istediğiniz kişi, öğrenmek ve öğretmek istedikleriniz… Kısacası sizden çalınan her şey… İşte hayallerinizi kurban vermekle, bütün bunları da kurban vermiş olacaksınız. Sonra da diyeceksiniz ki, “Bana fırsat verilseydi yapardım!” Alın, size o fırsatı ben veriyorum. Bakın yazıyorum buraya; “Fırsat” Hatta birkaç fırsat daha veriyorum size; “Fırsat, fırsat, fırsat, fırsat…” Saçma mı geldi? İşte karşınızda fırsat! Ne bekliyordunuz ki? Nasıl bir fırsat verilmesini istiyordunuz? Kim verecek size o fırsatı? Hiç kimse! Benim bu fırsatı verdiğime bile sevinmeniz lazım. Çünkü kimse size o fırsatı vermeyecek” Mustafa Çay/Mutsuz Olmak Günahtır.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir