Ayşe Kaygusuz Şimşek – Aydede Ateş’in Rüyasında

Ateş o gece sabaha kadar yatamadı. Ateşler içinde kıvrandı durdu. Karnı, başı, boğazı… Vücudunun her yeri ağrıyordu. “Ne oluyor bana, vücuduma…” diye düşündü. Eskiden de hastalanır ama çabuk iyileşirdi. Fakat bu kez hastalığı çok başkaydı. Sabaha kadar uyuyamamıştı. Yine de şimdi geçer, şimdi geçer, diye düşünmüş; annesine babasına haber vermemişti. Ancak sabaha karşı biraz rahatlamış, uyumuştu. Her sabah kalktığı saat geldiğinde yine, kurulu bir saat gibi uyandı. Ama gözünü açamıyor, yattığı yerden kendini kaldıramıyordu. 4 5 6 7 “Okula da geç kalıyorum. Ateş kalk, kalk!” dedi kendi kendine. Yataktan doğruldu. Bir türlü ayağa kalkmayı beceremiyordu.

Vücudunun direnci yoktu. Bağırmak istedi, yapamadı. Boğazı çok acıyordu. Karnı da… Ama o okuluna gitmek istiyordu. Bugün okul çıkışında arkadaşlarla hamburger yemeye gidecekti. Yanında da bir şeyler içeceklerdi. Arkadaşlar aralarında sözleşmişlerdi. Hem de çok sevdiği Türkçe dersleri vardı. “Kalkmalıyım. Evet, evet kalkmalıyım.” diye düşündü ve tekrar ayağa kalkmaya çalıştı. -Anneee! diye seslendi güç bela. Zorlukla yattığı yerden doğrulmaya çalışırken yataktan düştü. Gerisini hatırla6 7 mıyordu. Düşerken çıkardığı sesle, annesi koşarak geldi odaya.

Bir ara gözünü açar gibi oldu. Başında annesi Melek Hanım, babası Rıfat Bey ve onların yanında tanımadığı bir kadın vardı. Çok ciddi konuşuyorlardı sanki. Sonra yine kendinden geçti. Usulca açtığı gözkapaklarını yine usulca kapattı. Yaşlı ve sakallı, zayıf, elinde bastonuyla, ton ton bir dede çıkageldi rüyasında. Bu daha önce tanıştığı ve bir süre de evlerinde birlikte yaşadıkları Aydede idi. Ama Aydede’nin ailesi olmadığı için uzaktaki akrabalarına gitmişti. Uzun zaman olmuştu görüşmeyeli. -Ateş, Ateş bana bak; beni duyuyor musun, dedi. “Ben Aydede. Seninle konuşmaya geldim. Niye hastalandın biliyor musun?

.