Günlerden cumartesi olmasına rağmen, Ateş’in annesi Melek Hanım sabah her zamanki saatinde kalktı. Perdeyi bir kenara çekip pencereyi açtı. Derin bir nefes alarak: -Bugün hava çok güzel, dedi huzurlu bir ses tonuyla. Sonra mutfağa geçti. Güzel bir kahvaltı sofrası hazırladı. -Bir de müzik açayım, bu güzel havaya eşlik etsin, diye kendi kendine söyleniyordu ki Ateş: -Günaydın anne! -Günaydın Melek Hanım Kızım, dedi Aydede. 4 5 6 7 -Sizi görmedim, ne vakit kalktınız? Ben de kahvaltı hazır diye seslenecektim. Bu arada Ateş’in babası da kalmış, bardaklara çay dolduruyordu. Hep birlikte kahvaltı masasına oturdular. -Odanızın penceresini açtınız mı Ateş, dedi Melek Hanım. -Açtım anne. Bugün hava çok güzel. Kahvaltıdan hemen sonra Aydede’yle birlikte parka gideceğiz. -İyi edersiniz. Tam yürüyüş havası, belki ben de çıkarım dışarı. Parka geldiklerinde rengârenk çiçeklerin, güllerin görüntüsü ve kokusu içinde, büyülü bir dünyada gibi hissettiler kendilerini… Park, kentin ortasında, Ateşlerin evine de yakın bir yerde ve kentin en güzel parklarından biriydi. Adı, Aile Parkıydı. Bu 6 7 parkı Ateş’e babası öğretmişti. Kışın arada bir geldikleri bu parka, yazın hemen her gün uğrarlardı. Kışın, parkın köşesindeki çay ocağından sıcak, taptaze, dumanı üstünde olan çaydan içerlerdi; yazın ise mis gibi süt kokulu dondurma yerlerdi. -Biraz yürüyelim mi Ateş? Ondan sonra oturup bir program yapalım, neler yapabilir, günümüzü nasıl değerli kılabiliriz, dedi Aydede.
Ayşe Kaygusuz Şimşek – Aydede ile Ateş Parkta
PDF Kitap İndir |