Bulent Kisa – Bilinmeyen Yonleriyle Satanizm

ŞEYTAN VE SATANİZM Satanizm 90’lı yılların başlarından itibaren Türkiye’de adı duyulur ve zaman zaman da gündemi fazlasıyla işgal eder hale geldi. Satanizm’den fazlasıyla bahsedilmesine ve dönem dönem de, basının da abartması ile “Savulun Satanizm geliyor” şeklinde abartılı merak ve korku dalgalarının yükselmesine rağmen görülmektedir ki, kimsenin hatta “Satanist’im” diyenlerin bir çoğunun bile Satanizm hakkında belli bir fikri ve bilgisi yok. Satanizm, bazılarına göre bir inanç sistemi, bazılarına göre bir din, bazılarına göre bir yaşam tarzı, bir felsefe, kimine göre sapıklık ve canilik, kimilerine göreyse siyah elbiseler giyip, erkeklerin saç uzatması ya da saçlarını kazıtması, küpe takmaları, kadınların da siyah tırnak cilaları kullanmaları ve metal müzik dinlemeleri. Satanizm tam olarak nedir? Bu soruya bir, iki kelime ile cevap verebilmek için insanın Satanizmi hiç bilmemesi ve kulaktan dolma yarım yamalak bilgilerle konuşuyor olması gerekiyor. Satanizm için kısaca “Şeytan tapımı” deyip geçmek de mümkün. Fakat bu da tam bir cevap olmuyor. Satanizm’in tam olarak bilinmemesi, anlaşılamaması yüzünden bir sürü gencin, hatta aileleri tarafından bile haksız yere itham 4 edilmesi, Satanizm ile mücadele ettiklerini zannedenlerin bile neyle karşı karşıya olduklarını bilmemeleri, kendilerini satanist zannedenlerin de, ne olduklarını iddia ettiklerini bilmemeleri ve insanların, bu konu söz konusu olduğu zaman hemen hemen her fırsatta, bir bardak suda fırtınalar kopartılmaları bu kitabın yazılmasını gerektirdi. Hemen belirtmem lazım ki, bu kitabın boyutları içinde asla Satanizm’i tam olarak anlatabildiğime, bilinebilecek herşeyden bahsettiğime inanmıyorum. Bir örnek vermek gerekirse. Afrika hakkında üçyüz ya da beşyüz sayfalık bir gezi rehberi hazırlanıp da, bütün Afrika hakkında bilinebilecek herşeyi, Afrika’daki her devletin, her kabilenin, her kültürün tam olarak anlatıldığını düşünmek ne derece doğruysa bu boyutlarda bir kitapla da Bütün Satanizmin anlatıldığını düşünmek o derece doğrudur. Bu yüzden, bu kitabın Satanizm’in ana şekillerini anlatan ve herkese belli bir fikir verebilecek olan, Hem Ailelere, hem Satanizme karşı olanlara, Hem de Satanizm heveslilerine bilgi verebilecek olan genel bir yapıda olduğunu düşünmek hatalı olmaz. Şimdi, yurdumuzda, belki de ne olduğu, ne gibi fikirler ileriye sürdüğü bilinmediği için çok korkulan Satanizm’in ne olduğunu incelemeye başlayabiliriz. Satanizm’in en tanınan ve hemen akla gelen açıklaması “Şeytan tapımı” sözleri olduğuna göre ilk yapmamız gereken Şeytan hakkında bir fikir sahibi olmaktır. Türkiye’deki Satanizm konusundaki ve tabii olarak da Anti Satanist olan kitaplarda Şeytan’ı anlatmanın en kolay yolu, Kur-an’da bulunan ve içinde Şeytan, İblis veya Tagut sözleri geçen bütün ayetleri 5 altalta sıralayıp, “Gördünüz mü işte Şeytan budur” demekten ve altına da İslami görüşe göre Şeytan’ın ne kadar aldatıcı ve kötü olduğunu yazmaktan ibarettir. Ben böyle yapmıyorum.


Şayet Kur-an, İncil veya Tevrat’taki Şeytan ile ilgili ayetleri merak eden varsa bu kitapları açıp günümüzde artık mükemmel hale gelmiş olan, konulara göre hazırlanan fihristlerden gereken ayetleri bulup okuyabilirler. Hatta söz konusu olan kutsal kitaplar için para harcamalarına bile gerek yok. Bu kitaplara ve istenen her ayete İnternet üzerinden, ödeme yapmadan da ulaşmak da mümkündür. Yukarda da belirttiğim gibi önce Şeytan hakkında dinsel kitaplar ve dinsel efsaneler açısından bir fikre sahip olmalıyız. Yani Satan ya da Şeytan’ın geleneksel anlaşılışını görelim. Tabii ki, satanistlerin çoğunun Şeytan kavramı dinsel Şeytan kavramından farklı olabilir fakat onları aşağıdaki bölümlerde ayrıca göreceğiz. Satanizm bize batıdan geldiğine göre önce batı’nın görüş açısından geleneksel Satan’ı inceleyelim. SATAN Eski İbrani elyazmalarına göre Satan, görevi insanı tanrının gözünde küçük düşürmek olan bir suçlayıcıdır. İnsanın temel yapısının kötü, eksik ve değersiz olduğunu göstermeye ve de onun Cennet’e giremeyeceğini ispatlamaya çalışır. Satan yüklendiği bu önemli görevi yüzünden çoğu zaman dinsel müfessirlerler yani yorumcular tarafından insanın baş düşmanı olarak görülür ve gösterilir. Hıristiyanlıkta, Devil (İngilizce konuşan kesimde) ismiyle bilinir. İngilizce’deki “Devil” kelimesi, Eski Yunanca’daki Diabolos’tan gelir. 6 Diabolos, “Suçlayıcı” demektir. Devil genellikle boynuzlu olarak tasvir edilir ve 2 sayısı ile sembolize edilir. İki (II) geleneksel olarak Devil’in sayısıdır çünkü yaratıcıyı gösteren Bir’in (I) zıddıdır.

Devil aynı zamanda bir çok değişik isimle de tanınır. Bu isimlerin en tanınmışları: Şeytan, Satan, Old Nick, Karanlıklar Prensi ve Lusifer’dir. Satan’ın kişiliği insanı tek tanrı imanından ayıran bütün kurnazlıklar ve kötülükler üzerine kuruludur ve Tanrı ile olan savaşında takipçilerinden sadece itaat beklemez. Aynı zamanda onları kudret ve zenginliklerle de donatır. Batı ülkelerinde Satan ismi kadar popüler olan bir isim de Lucifer’dir. Aslında çoğu otorite Lucifer’i Satan’ın değişik bir ismi olarak değil de başka bir varlık, Cennet’ten kovulduğu zaman Satan’ın takipçilerinden biri yani “Düşen meleklerden” biri olarak kabul ederler. LUCİFER Cehennemin en güçlü prenslerinden biri olarak kabul edilir. Birçok demonolojist onun, Satan’ın orjini olduğunu düşünür. Bu durumda Lucifer, Satan’ın kovulmadan önceki ismi olmaktadır. Lucifer’in “Gözcüler” denilen ve dünya kadınlarıyla yaşamak için Cennet’ten ayrılan meleklerin lideri olduğuna da inanlılır. Çok yakışıklı bir genç olarak tasvir edilir ve bazen “Sabah yıldızı” olarak nitelendirilir. Ortaçağ hurafelerinden kaynaklanan bu inançların haricinde Lucifer genel olarak Şeytan, İblis, Satan ile eşanlamlı bir isim olarak kullanılır. Esas olarak Eski Roma’da Sabah Yıldzı’na verilen isimdi. “Işık getiren melek” anlamındadır. Hırıstiyanlık yaygınlaştıktan sonra halkın eski dinlerlerle ilişkisini kesmek ve mistik konularda tek hakim 7 olmak isteyen Kilise bütün eski tanrıları şeytan, demon ve kötülüğün temsilcisi ilan etti.

Lucifer de aynı şekilde, Kilise tarafından şeytan haline getirilmiş olan bir Eski Roma tanrısının ismidir. Yukarda bahsedilen fiziksel görününü de Roma tanrısı olduğu dönemlerden kalmadır. Yahudilik ve Hıristiyanlık’taki geleneksel Şeytan anlayışını gördükten sonra şimdi de İslami Şeytan anlayışını görelim. İBLİS İblis ismi gerçekte Kur-an’da geçen bir isimdir ve gerçekte de Şeytan’ın özel ismidir. Yani Nasıl ki, Allah Tanrı’nın özel ismiyse ve ondan başka hiç bir varlığa Allah denilemezse, Herhangi bir konu içinde mesela “Eski Yunan Tanrıları, Eski Mısır tanrıları” denilebilir fakat “Eski Yunan Allahları, Eski Mısır Allahları” denilemezse, İblis de Şeytan’ın özel ismidir. Tek bir varlığı anlatır. Bunu bu derece vurgulamamın sebebi ise günümüzdeki, “Dublaj Türkçe’si” yüzünden yani değişik dizi ve filmlerin, Türkçe bilmeyenler tarafından, Türkçe seslendirilmesi sayesinde İblis isminin artık “İbllisler” şeklinde çoğul bir isim olmasıdır. Bir cins isim olan Demon kelimesinin Türkçe veya Türkçe olmasa bile İslami karşılığını bilmedikleri için İblisler diye Türkçe’ye çeviren düblaj yönetmenleri, Türkçe’yi, Dublaj türkçesinden öğrenen gençliğe, İblis’i bir cins isim olarak öğrettiler. Kur-an’da İblis ya da Şeytan’ın Cennet’ten kovuluşundan önceki özgün durumu hakkında fazla bir bilgi yoktur. Daha doğrusu hiç bilgi yoktur. Buyüzden İblis hakkında kovulma olayından öncesine dair verebileceğim bilgiler İslam efsaneleri ile sınırlıdır. 8 İblis, Lusifer isminin değilse bile Batı dünyasındaki bugünkü Lucifer kavramının İslami karşılığıdır. İslami geleneklere göre İblis, Şeytan’ın Cennet’ten kovulmadan önceki ismidir. İnanışa ve rivayetlere göre Allah, bütün canlıları yarattıktan sonra İblis’i, dünya göğüne hakim tayin eder. İblis, Cennet’in bekçileri oldukları söylenen bir kabiledendi ve dünya göğüne sahip olmasının yanısıra Cennetin bekiçerindendi.

Buyüzden de gurura kapılarak öğünmeye başladı. Allah onun bu duygusunu bildi ve meleklere “Ben yeryüzünde bir halife kılıcıyım” dedi, Yani insanı yaratma kararını açıkladı. Bir başka rivayete göre Adem yaratılmadan önce yeryüzünde cinler vardı. Alah, İblis’i cinlere hakim olarak gönderdi. Bin yıla yakın bir zaman İblis görevini başarıyla yürüttükten sonra semaya çıkartıldı ve İblis ismini o zaman aldı (Yani bir tür terfii etti). Eddahhak’tan İbn-i Abbas’ın naklettiğine göreyse İblis, Allah’a asi olan ve yeryüzünde cinayetler işleyip, fesat çıkartan cinlerle savaşıp onları öldürdü (Adem’den önce). Buyüzden gurura kapılıp, kendisinin üstün bir varlık olduğuna inandı. Bir diğer rivayete göre de İblis, meleklerin kovaladığı cinlerdendi. Melekler onu esir alıp, semaya götürdüler. O zamanlar İblis küçüktü. O da diğer meleklerle birlikte Allah’a ibadet etmeye başladı ve çok ileriye geçti fakat Adem yaratılınca secde etmekten kaçındı. Allah “İblis müstesna. O sede etmedi. İblis cinlerdendir” dedi. Bu da İblis’in diğer meleklerden ayrı bir soydan geldiğini gösterir.

9 Şöyle veya böyle, rivayetler konuyu hem renklendiriyorlar hem de bazı noktalarda birleşiyorlar. Rivayetleri bir yana bırakırsak, Kuran’da mevcut olan ayetlere göre İblis’in Adem’e secde etmekten kaçındığı ve cennetten kovulurken Allah’ın İblis’e “Sen bekletilenlerdensin” demesi de, başka bekletilenlerin de olabileceğini açıklar. İblisten başka bekletilenler ya da İblis’i izleyen melekler aşağıdaki “Düşen melekler” bahsinde anlatılacaktır. Gene rivayetlere göre Cennet’ten kovulduktan ve dünya’ya inişinden sonra şehvet hissine de sahip olan İblis’in, kendisine yardımcı tayin ettiği beş oğlu olmuştur: Sebr, A’ver, Mes’ut, Dasim, Zilennbur. Yeryüzüne inişinden sonra İblis, Şeytan ismini alır. ve kendisine şeytanlardan ve cin şeytanlarından yardımcılar tayin ederek faaliyette bulunur. Çok şüpheli bir hadise göreyse İblis’in tahtı deniz üzerindedir. ŞEYTAN Kur-an’da, Batıdaki gibi Lucifer, Satan, Devil, Diablo, Demon gibi değişik özel veya cins isimler görülmez. Bütün türler sadece üstü kapalı olarak anlatılır. İblis, Şeytan, Tagut, İfrit ve Cin isimlerinden başka isim geçmez. Bu beş isimden sadece İblis özel isim olarak tek bir varlığı anlatırken Şeytan ismi Bazı ayetlerde özel isim olarak kullanılırken bazı yerlerde bir gurup varlığı tarif etmek için “Şeytanlar” şeklinde kullanılır. Müslümanlık’taki, çoğul olarak kullanılan Şeytanlar ismi, batıda Demonlar olarak ayrı bir sınıfı anlatır. Kur-an’da belki Arapça’da gereken kelime, isim veya kavramların olmamasından belki de özellikle, konu hakkında fazla derine inmemek 10 için bazı şeyler tam anlatılmamıştır. Sonuç olarak Kur-an’da bilinmesi istenen şeyler ve gerekli mesajlar vardır. Bazı gereksiz kavramlarla kafaları karıştırmak gerekli görülmemiş olabilir.

Her ne sebepten olursa olsun bu sebeplerden dolayı İslami kavramları ayırmak ve izah edebilmek zordur.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

Yorum Ekle
  1. Şeytana büyük bir sevgim var ve inancım var ona tapıyorum o benim yaraticim.bu sucmudur