L ale Haziran ve en iyi arkadaşı Ceren Yıldız, heyecanla koşarak ağıldan dışarı çıktı. Gün boyunca güneşin batışını beklemişlerdi. Böylece bazı çok özel hayvanlar uyanabilecekti! Dışarı çıktıklarında güneşin son ışıkları kapıdaki tabelayı aydınlatıyordu: Minik Patilere Yardım Hastanesi. Lale’nin annesiyle babası, bu hastaneyi her türden hayvana bakabilmek için kurmuşlardı. Lale ve Ceren de fırsat buldukça onlara yardım ediyorlardı. Ceren sarı buklelerinden birini parmağına dolarken, “Çok heyecanlıyım,” dedi. “Daha önce hiç tilki yavrusu beslememiştim.” “Ben de!” dedi Lale. “Onları görene kadar bekle, o kadar tatlılar ki!” “Bunları unuttunuz!” diye seslenen Bayan Haziran, hastaneden çıkıp onlara içi sütle dolu bir biberonla el feneri uzattı. “Alın,” dedi. “İyi eğlenceler!” Lale, Ceren’i babasının hayvanları güvende tutmak için ağılın arkasına yaptığı özel kafeslerden birine götürdü. Kafesin ahşap çerçeve üzerine oturtulmuş tel örgüden bir kapağı vardı. Lale kapağı kaldırdığında ahşap barınaktan sivri burunlu ve kehribar renkli gözleri uykulu iki küçük tüylü surat çıktı. “Çok şirinler!” diye bağırdı Ceren. “Kasabadan bir kadın, dün akşamüstü bulmuş onları.
” Lale başını öyle hızlı sallayarak Çıtır İncetüy’ün ¿ ¡, Yıldız Dansı **8 Ormanda Gün Batımı konuşuyordu ki koyu renkli saçları yüzünün önüne savruldu. “Babam, tilkilerin gece hayvanları olduğunu söyledi. Yani gündüzleri uyuyup geceleri ayakta olmalılarmış.” 13 Çıtır incetüy’ün Yıldız Dansı Kızlar, kafesin içine girip diz çöktüler. Yavrular kabarık kuyruklarını çimlerde sürüklerken titrek bacaklarının üzerinde yalpalıyorlardı. Çok geçmeden ılık sütü iştahla içmeye koyuldular. Biberonlar boşalınca Ceren ile Lale kafesten çıkıp tel örgüyü yerine koydular. Güneş batıyordu ve yavrular uyanmışlardı. Lale ve Ceren, fenerlerini açıp şirin yavruların oynamalarını izlemek için biraz daha kaldılar. Onları izlerken Lale fenerin ışığında bir şeylerin parladığını fark etti. İki gözdü bunlar! Yakınlardaki çalılığın altında çömelmiş bekleyen bir şey vardı. “Bak Ceren,” diye fısıldadı. “Belki de baş- * ka bir tilki yavrusudur.” Onlar konuşurken yaratık ortaya çıktı.
.
