Doleres Cannon – Olumun Otesi

Ben, ölülerin ruhlarıyla konuşm akla suçlandım ki bu dini çevrele rce , kesinlikle “yapılm am ası ge reken şey” olarak görülür. Yaptığım şeyin bu olduğunu asla düşünm em iştim , am a sanırım bu doğru. Bir şey dışında: benim konuştuğum ölüler artık ölü değil, bugün yaşayan insanlar. Evet, gördüğünüz gibi, ben insanları geçm işe gö türen bir hipnozcuyum (regre syonist). “Regre syonist” söz cüğü, geçmiş yaşam çalışm aları ve tarihi araştırm a konusunda uzm anlaşmış hipnozcular için kullanılan yaygın bir terim dir. Birçok insan, benim zam anda geriye gidip, hipnoz altında geçmiş yaşamlarını yeniden yaşayan insanlarla konuşabildiğim fikrini kabullenm ekte hâlâ zorlanıyor. Oysa çok geçm eden ben yaptığım işe alıştım ve onu büyüleyici buldum . Bu inanılm az alandaki serüvenle rim i anlatan kitaplar da yazdım . Çoğu hipnoz cu, geçm iş-yaşam çalışm asını çalışm a alanı dışında tu tar. Bunun nedenini ge rçekten anlam ış değilim , am a sanırım , ge çmiş yaşamlara gittiklerinde orada ne bulacaklarından korkuyor ve başa çıkabile cekleri bildik, aşina durum lar üze rinde çalışm ayı yeğliyorlar. Böyle bir terapist bana bir sır ve rircesine ve gerçek bir ham le yaptığını düşüne rek şöyle demişti: “Ben de bazı denekleri geçmişe götürdüm . H atta, bir seferinde birini ta bebekliğine kadar gö türdüm .” 9 Ölümün Ötesi O kadar ciddi görünüyordu ki ona yanıt ve rirken kahkahamı bastırm am olanaksızdı: “Oh! Am a, ben işe o bebeklik döneminden başlıyorum .” H astalarını te rapi am acıyla düzenli olarak geçmiş yaşamlarına götüren diğe r hipnozcular arasında bile , birçoğunun, hipnoz altındaki kişiyi ölüm deneyiminden geçirm ekten ya da ölüm den sonraki dönem e götürm ekten korktuğunu gördüm . Onlar, trans halindeki deneğin bedenine fiziksel bir zarar gelebileceğinden korkuyorlardı.


Deneklerin, özellikle eğe r travm atik ise bu anıları yeniden yaşam aktan zarar görebileceklerini düşünüyorlardı. Yüzle rce denekle bu deneyim i ge çirdikten sonra, hipnozla geçm işe döndürülen kişi korkunç bir biçim de ölm üş olsa bile hiçbir fiziksel sorunun ortaya çıkm adığını biliyorum . Kuşkusuz , hiçbir fiziksel etki olm am asını garantiye alm ak için daim a özel önlem le r alırım . Deneğimin e senliği benim için en önem li şeydir. Kullandığım yöntem in deneği tam am en koruduğunu hissediyorum . A ksi takdirde bu tip bir araştırm aya girişm ez-dim . Yaşamlar-arası kat, yani “ölüm ” denen hal, bana göre , en heyecan verici varoluş katıdır. Çünkü orada insanlığa büyük yararı dokunabilecek bir hayli bilginin edinilebile ceğine inanıyorum ve bunu yaşadım da. İnsanların ölüm ün korkulacak bir şey olm adığını idrak edebile ceklerine inanıyorum . Ölüm insanlar için yeni değil, tam te rsine , onların çok aşina oldukları bir deneyim dir. Onlar bunu birçok ke z deneyimle-m işlerdir. Onlar dehşet verici bir bilinm eyene değil, birçok kez ziyaret etmiş oldukları tanıdık bir ye re gidecekle rdir. Bu birçoklarının “yuvamız” dediği bir ye rdir. İnsanların, doğum ve ölümün he r insanın birçok ke z ge çtiği tekâmüli devrele r olduğunu, böyle ce ruhlarının gelişim inin doğal bir parçası olduğunu öğrene cekle rini umuyorum . Ölüm den sonra, öte âlem de de , çevrelerinde gördükleri fiziksel dünya kadar gerçek bir yaşam ve varoluş vardır.

H atta, bu daha bile gerçek 10 ÖCüm ‘Deneyim i olabilir . Bir sefe rinde , kendini “aydınlanm ış” olarak kabul eden bir kadınla konuşurken, ona bulduğum bazı şeyle ri açıklam aya çalışıyordum . Ona, ölüm ve sonra gidilen ye r hakkında bir araştırm a yaptığım ı söyledim . Bana heye canla şöyle sordu: “Ne reye gidebilirsiniz ki, ya Cennet’e , ya Cehen nem ‘e ya da Araf a (geçici olarak günah cezası çekilen yere).” Düş kırıklığına uğramıştım . Eğe r onun zihninin kabul ede ceği tek seçene k bunlar idiyse , bu kadının sandığı kadar aydınlanm ış olm adığı çok açıktı. Sinirli bir biçim de , “Hiçbiri!” diye karşılık ve rdim . Kadın şok olmuştu. “Yani,” dedi, “öyle ce toprağın içinde mi kalıyoruz ?” Böylece şunu idrak ettim ki, bu kitabı yazabilm ek için, kapı ilk ke z açıldığında ne rede durduğum a dönm eli ve ışık girm eden önceki inançlarım ı ve düşüncelerimi hatırlam aya çalışm alıydım . Bu hiç de kolay bir iş değildi, am a hâlâ o kapıyı ve o ışığı arayanları anlam ak ve onlarla ilişki kurm ak istiyorsam bu gerekliydi. Onlarla anlayabilecekleri te rim le rle konuşm alı ve onları farkındalık yoluna yum uşak bir biçim de yönlendirmeye çalışm alıydım . O zam an hayatlarını, yarının nele r getire ceğinden korkm ad an dolu dolu yaşayabilirlerdi. Birçok insana “ölüm ” son dere ce ürkütücü, um utsuz bir durum ve he r şeyin sonu olarak görünür. O gizem ve karm aşa dolu kara bir boşluktur, çünkü o, insanların kesinlikle var olduğunu bildikleri tek yer olan fiziksel dünyadan kopm ayı tem sil ede r. H ayattaki birçok şey gibi, ölüm bilinm eyendir , gizem , folklor ve batıl inançlarla örtülüdür ve bu yüzden de korkulacak bir şeydir.

Ancak, o eninde sonu nda he rke sin de-neyimlem ek zoru nda olduğunu bildiğim iz bir şeydir. Onu zihnim izin gerilerine itm eyi ve hiç düşünm em eyi ne kadar 11 ÖCümün Ötesi iste rsek isteyelim , bedenin ölümlü olduğunu ve bir gün son nefesini vere ceğini biliriz . Ondan sonra ne olur? Kendimiz olarak kabul ettiğimiz kişiliğim iz de o fiziksel kabukla birlikte yok olacak m ıdır? Var olan he r şey tek bir hayattan m ı ibarettir? Yoksa yaşam olarak bildiğim iz şeyin ötesinde daha fazla bir şey, nadir ve güzel bir şe y var mıdır? Kilisele r, cennetin iyi ve dindar insanlar, cehennemin de kö tü ve lanetlenm iş kişile r için olduğunu vaaz ede rken doğruyu mu söylem ektedirle r? D oym ak bilm e z m e rakımla daim a yanıtları arıyorum ve birçok insanın da bu bilm e arzusunu paylaştığına inanıyorum . Eğe r günlerimizi, sonu nda bizi neyin beklediğinden korkm adan, m utluluk ve sevgi içinde yaşayabilsey-dik, bu hayatı çok daha kolaylaştırırdı. İnsanları hipnozla ge çmişe döndürme çalışm am a ilk başladığım da bu sorulara yanıt bulup bulam ayacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Tarih aşkıyla dolu biri olarak, zam anda geriye gidip, farklı çağlarda yaşamış insanlarla konuşm aktan büyük bir zevk alıyordum . Tarihi, olduğu gibi, başka hayatlarını hatırlayan insanların gördüğü biçim de yeniden yaşam aktan haz duyuyordum . Bu tarihi dönem lerle ilgili onların açıklam aları (ve rsiyonları) hakkında kitaplar yazm ak istiyordum , çünkü he r biri bilm eden, derin transtay-ken diğe rle rinin öykülerini doğruluyordu. Bulm ayı um m adığım kalıplarla karşılaşıyordum . Am a, sonra hiç beklenm edik bir şey oldu ve bu benim önüm de araştırılıp keşfedile cek tümüyle yeni bir dünya açtı. Yaşamlar arasındaki dönemi, “ölüm ” denen hali, insanların bu dünyadaki fiziksel yaşam larını bitirdikten sonra gittikle ri yeri keşfettim . İlk kez o kapıya rastlayıp bir “ölü” ile konuştuğum o anı hâlâ hatırlarım . Bu bir denek ile ge çmişyaşam a-dönüş çalışm amız sırasında oldu; denek bir anda öldüğü ana gitti ve bu o kadar çabuk ve spontane bir biçim de oldu ki ben hazırlıksız yakalandım . Nele r olup bittiğinin tam anlamıyla 12 ÖCüm ‘Deneyim i farkına varam am ıştım . Bir insan ölüm deneyim inden geçtiğinde neler olabileceğini bilm iyordum .

Ve dediğim gibi, bu o kadar hızlı bir biçim de oldu ki onu durduracak zam an bulam adım . H ipnoz altındaki kişi bedeninden çıkm ış, aşağıda yatan bedenine bakıyordu ve onun kendisine he rhangi başka bir ce set gibi görü ndüğünü söylüyordu. Deneğin kişiliğinin ke sinlikle olduğu gibi, sağ salim kalm asına, hiç değişm em esine çok şaşırmıştım . Bu önemliydi. Bu bazı insanların sahip olduğu bir korkudur: ölüm deneyiminin, bir biçim de , onları ya da sevdikle ri kişileri farklı, yabancı ya da tanınam az bir şeye dönüştüre ceği korkusu. Yine , bu bilinm eyene karşı duyulan bir korkudur. Yoksa neden hayaletlerden ve ruhlardan o kadar korkarız ki? Öte âlem e geçiş süre cinin, bir biçimde onları, bildiğimiz o sevgili insandan kö tü ve korkutucu bir şeye dönüştüreceğini düşünürüz . Am a, ben kişiliğin aynı kaldığını keşfetm iştim . Bazı durumlarda geçici bir karm aşa yaşasa da o hâlâ, tem elde aynı kişidir. Öldükten sonra bir insanla konuşabilm e şokunu ve şaşkınlığını yendikten sonra m e rakım ağır basm ış ve kafam daim a m erak ettiğim sorularla dolup taşm ıştı. O zam andan beri, bu tip bir araştırm anın ge rektirdiği gibi daha derin trans haline girebilen bir denek bulduğum he r seferinde bu soruların bazılarını sorm ayı adet edindim . Dini inançları bu insanların bildirdikle ri şeyle ri hiç etkilemiyor görünüyordu. Onların yanıtları he r seferinde tem elde aynıydı. Farklı söz cüklerle dile getirsele r de hepsi aynı şeyi söylüyordu ki bu başlı başına bir fenomendi. Bu konuda çalışm aya başladığım 1979 yılından bu yana yüzlerce insanı ölüm deneyiminden ge çirdim .

Onlar akla gelebilecek he r biçim de ölmüşle rdi: kaza geçirerek, vurularak, bıçaklanarak, yanarak, asılarak, boyunları vurularak, boğularak ve hatta, atomik bir patlam ada, ki bu sonuncusunu Bir Ruh Hiroşim a’yı H atırlıyor adlı kitabım da anlattım . 13 Ölümün Ötesi Onlar ayrıca kalp krizleri, hastalık, yaşlılık gibi doğal nedenlerle veya uykularında h uzur içinde ölm üşlerdi. Bir hayli çeşitlilik olm asına karşın, her sefe rinde belli kalıplar ortaya çıkıyordu. Ölüm tarzı farklı olabilirken, ölüm den sonra olanlar daim a aynıydı. Böylece , ölüm den korkm ak için hiçbir neden olm adığı sonucu na vardım . Biz , bilinçaltı düzeyde , neler olduğunu ve orada bizi neyin beklediğini biliyoruz . Bilm emiz gerekir, çünkü bu konuda çok fazla pratiğe sahibiz . Daha önce defalarca ölüm deneyimini ge çirdik. Böylece , ölüm incelem em de ben yaşamın kutlam asını buldum . O ürkütücü ve m arazi bir konu olm anın çok uzağında, son dere ce büyüleyici bir öte dünya idi. Ölüm le birlikte bilgelik de gelir. Fiziksel bedenin bırakılm asıyla birlikte bir şey olur ve tüm üyle yeni bir bilgi boyutu önümüzde açılır. Apaçık ki, m adde âlemi insanı sınırlar ve engelle r. Oysa ölüm den sonra varlığını sürdüren kişilik ya da ruh bu biçim de sınırlanm az ve hayal edebile ceğimizden çok daha fazla şeyi algılayabilir. Böylece , “öldükten” sonra bu insanlarla konuştuğum da, birçok soruya -zam anın başlangıcından beri insanoğlunun aklını m e şgul eden sorulara-yanıt bulabildim .

O durum da ruhun bildirdiği şey, o ruhun tekâmül düzeyine bağlıydı. Bazıları diğe rle rinden daha fazla bilgiye sahiplerdi ve bu bilgiyi bizlerin daha kolay kavrayabile ceğimiz terimlerle , daha açık bir biçim de ifade edebiliyorlardı. Onların deneyimledikleri şeyle ri size yine onların ağzından aktaracağım . Bu kitap, birçok insanın bildirdiklerinden oluşan bir derlemedir. • • Ölümün vuku bulduğu anla ilgili olarak deneklerin yaptıkları en ortak tarif şu: Bir soğukluk hissi duyuluyor ve sonra ruh birden kendini yatağın kenarında (ya da he r ne rede bulunuyorsa orada) dikilmiş, orada yatan bedenine bakarken buluyor. Onlar, genelde , odada bulunan diğe r kişile rin neden 14 Ölüm ‘Deneyimi o kadar üzgün olduklarını anlayam ıyorlar, çünkü kendilerini o kadar harika hissediyorlar ki. O anda tüm varlıklarına hâkim olan duygu bir dehşe t duygusu değil, o anda sadece sevinç ve coşku hissediyorlar. Aşağıda, seksen yaşlarında yaşlılıktan dolayı ölen bir kadın, bedenden ayrılış anını tarif etm ekte . Bu tipik ve sürekli olarak yinelenen bir örnektir. Soru: Epey uzun bir öm ür yaşadınız , öyle değil m i? Yanıt: Oh, evet. Ağır hareket ediyorum , bir şeyi yapabilm em çok uzun bir zam an alıyor. (Yakınarak) Artık yaşam ak bana sevinç vermiyor. Çok yorgunum . Çok açık bir biçim de rahatsızlık yaşadığından, onu zam anda ileri -ölümün sona erdiği an’agötürdüm . Ben sayı saym ayı bitirdiğim de , deneğin bedeni yatakta şiddetli ve ani bir çekilişle sıçradı ve o birden gülüm sedi.

Sesi yaşam doluydu, bir an öncesinin yorgun sesine hiç benzem iyordu. “Kendimi çok özgür hissediyorum ! Ben… ben ışığım!” O kadar hoşnut görünüyordu ki… S: Bedeninizi görebiliyor musunuz? Y: (Bıkkınlıkla) Oh, şu yaşlı şey! O aşağıda yatıyor! Oh! Bu kadar kötü göründüğüm ü hiç bilm iyordum ! O kadar buruşmuş ve büzülmüştüm ki. Oysa şimdi kendim i çok iyi hissediyorum . O tümüyle e skiyip yıpranmış… (Neşe dolu bir sesle) Oh, oh, burada olduğum a o kadar m emnunum ki! Yüz ifade si ve se s tonu öyle bir tezat oluşturuyordu ki gülm em ek için kendimi zor tuttum . S: Bedeninizin buruşup büzülm esi çok doğal; o uzun bir öm ür yaşadı. Ve belki bu yüzden, yani yaşlılıktan öldü. “Burada” olduğun uzu söylediniz , neredesiniz ? Y: Işıktayım , ve o çok güzel bir duygu veriyor! Kendim i 15 Ölümün Ötesi zeki hissediyorum … Huzur duyuyorum … Büyük bir sükûnet hissediyorum . H içbir şeye ihtiyacım yok. S: Şim di ne yapacaksınız? Y: G idip dinlenm em gerektiğini söylüyorlar. Oh, yapacak bu kadar çok şey varken dinlenm ekten nefret ediyorum . S: Eğe r istem iyorsanız da dinlenm ek zorunda m ısınız ? Y: H ayır, am a tekrar kısıtlanıp sıkıntı çekm ek istem iyorum . G elişm ek, öğrenm ek istiyorum . Bundan sonra ondan daha fazla yanıt alam adım , sade ce sürüklenm ekte , hayal gibi hareket etm ekte olduğunu söylüyordu. Yüz ifadesinden ve solunum biçim inden onun dinlen-me-yerinde olduğunu söyleyebilirdim . Bir denek oraya gittiğinde sanki de rin bir uykuya dalmış gibi olur ve o durum da rahatsız edilm ek istem e z .

O durum da onları sorgulam aya çalışm ak yararsızdır, çünkü yanıtları tutarsız olacaktır. Bu özel ye r daha sonra bu kitapta ayrıntılarıyla anlatılacaktır. Bir başka vakada, bir kadın evde doğum yapışını yeniden yaşıyordu. Solunum u ve bedensel devinim le ri onun doğum yapm anın fiziksel belirtilerini deneyim lediğini gösteriyordu. Bu, beden zihin gibi ge çmişi hatırladığında sıkça vuku bulur. Deneğe rahatsızlık verm em ek için onu zam anda ileri -doğumun bittiği an’a- götürdüm . S: Bebeği doğurdun uz mu? Y: H ayır. Çok zor anlar ge çirdim . Ve dayanam adım . O kadar yıpranmıştım ki bedenimi terk ettim . S: Bebeğin kim olduğunu biliyor musunuz? Y: Hayır. Bu benim için bir şey ifade etm iyor. S: Bedeninizi görebiliyor musun uz? Y: Evet. He rkes çok üzgün.

.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir