Ergün Poyraz – Refah’ın Gerçek Yüzü

Erbakan hareketi ile ilk tan�manuz 1976 senesinde istanbul Kartat’da Tamirhane Orhantepe mahallesi gençleri olarak burada faaliyete geçen Akıncılar Judo ve Karate salonunda düzenlenen kurslara katılmak sureti ile oldu. Mahalledeki arkada�larunızın ortak kararı olan siyasete karı�mama �artunız “Biz zaten siyasi amaçlı değil gençliği kahve kö�elerinden kurtarma amaçlıyız” denilmek suretiyle kabul edilince buradaki Uzakdoğu sporları etkinliklerine katılmaya ba�ladık. Ancak bir süre sonra sporun yanında MSP hareketlerine katılmamız istenince buradan ayrıldık Ancak o sıralar. bu harekete dahil olan insanlara uzaktan baktığunda bana namzında niyazında kendi halinde müslüman ve zararsız insanlar olduğu kanaatini veriyorlardı. Taki. onlarla 1987 yılında ticaret yapana kadar … Gerçi bunlar hakku:ıda yöremizde hiç iyi �eyler söylenmiyordu. Ben ve benim gibi dü�ünenler “Adamların namazını, ibadetini kıskanıp çamur atmayın” diyorduk. Sahibi bulunduğumuz dört dükkan ve bir daireden ibaret olan binamızı elimiiden almak için çevirdikleri tezgah ve daleverelere muhatap olunca bunların �eytana bile papuc� ters giydirecek ve hatta �eytana bile rahmet okutac�\5 zihniyette olduklarını yava� yava� kavrıyordum. Bunların uzaktan bakılınca müslüman görünü�leri altında yatan gerçek niyetlerini ve hırslarını görünce bunları herkesin tanunası gerektiğine olan inancım gün geçtikçe kuvvetleniyordu. Öyle ya tapulu maluruz için önce RP’li hacıların tezgahlarına muhatap oluyor ancak oyunlarına aldanmıyorduk. Bunun üzerine militanlarını salıyorlardı üzerimize ama onlarda gereken cevabı alıyordu. Bunun üzerine Cevizli karakolundaki yanda�larının haskılarına direnirken bu kez de Mali �ube operasyon bölümünde RP’lilerin nezaretinde i�kence görüyordum. RP’sinin Sultanbeyli Belediye Ba�kanı Ali Nabi Koçak ön3 derligindeki Milli Görü!l’cülerin tam ‘Adil Düzen’in aynasıydı.


Binayı Polis ve silah zoru ile benden aldıktan sonra, beni öldürecek ve suçuda beraber kaldıgım arkada!lın üzerine yıkarak onu güya bana verdikleri bina bedelini çalmak sebebi ile cinayeti işledigi savını ortaya atarak, kendi vahşiliklerini onun üzerine yıkacaklardı. Ben ölüp kurtulacaktım. Ya arkadaşım işlemedigi bir cinayetin bedelini üstelik hırsızlık ve gasp amaçlı olarak hayatı boyunca ödeyecekti. RP’li Ali N abi ve diger milli göriiıjcüler eserleri ile zihniyetieri geregi övünüp bayram ederken yeni kurbanlarının peşine dü!lmeye devam edeceklerdf. Ancak Allah (cc) bize yardım etmiş ve Refahçı’lann bu tuzagından kurtulmu!ltuk. Ama onlar hırsıarından deliye dönüyorlar son tezgahlarını aciliyedeki yandaşlan ile çevirmeye kalkıyorlardı ancak bunu da agızlanna burunlanna dolaşt.ınyorlardı. Sultanbeyli’nin Refahlı belediye başkanı Ali N abi ve 24 Aralık seçimlerinde Refah Partisi’nin İstanbul Milletvekili adayı H. Hüsamettin Koçak bizden haksız olarak 5 milyon küsür faiz ve 5 milyon küsür’de faizin faizi olarak 10 milyondan fazla parayı alıyorlardı. Yinede canlanru maliamu bunlara kapmanların yanında oldukça şanslı sayılırdık Bu olaylar sırasında faiz haramdır. Faiz alan Allah’a sava!l açan melunlardır. Fetva’sıyla saf müslümanlara, “Paralannızı bize verin. Bizde size kar payı verelim.” demek sureti ile kandırdıklan yüzden fazla insanın dairelerini, arsalarını, tarlalannı satmarak Şevket Kazan’ın satamadıgı gıda malzemelerini satmak amacıyla HİP AŞ (Hicret lstihsal Pazarlama Anonim Şirketi)’ni kuruyorlardı. Ancak kendileri servetlerine servet katarken, onlara inanarak parafarını kaptıran insanlar perişan oluyorlardı. Bir gün yaruma gelen yaşlı bir amca “Sen, bunlann ne zalim, ne üçkagıtçı olduklarını bilemezsin evlat. Bunlar Hac’ca götürmek için bizden dünyanın parasını aldılar.

Arabistan’a vardıgımızda Riyallerinizi, Dolar ve Mark’lanruzı çaldınrsınız bize verin sizin namınıza saklayalım dediler, inandık. Sonuçta pa4 ralarımızı alıp kaçtılar. Onun bunun yardımıyla sel, sefil ve rezil bir halde dönebildik Bu yaptıkları yetrniyormu� gibi bu Ali N abi olacak, ya�ından ba�ından ve sakatlarından utanmadan karısının üzerine Marketlerinde çal�an bir zavallının 17 ya�ındaki kızını “bana verirsen cennetlik olur” yalanı ile almaya kalkm� ihtiyar benim kızım senin oglundan bile küçük diyerek kabul etmeyince önce i�ten çıkarın� sonrada olmadık baskılar altında bırakm�tı. Daha sonra da kandırdıgı ba�ka bir safın kızını ikinci e� olarak aldı. 1990 senesinde İzmir’de Osman Koçak, Aydın’da ise zamanın Tarım ll Müdürü, �imdinin Refah Partisi Genel Ba�kan Yardımcısı Musa Demirci’nin koordine ettigi Anafi Projesi adı altında Türk hayvancılıgıru İtalyanlara pe�ke� çeken ve vatana, millete ihanet derecesindeki faaliyetleri ile ülke hayvancılıgııruz, ekonomimiz ve insanlaruruz büyük bir tehlikenin kucagına itilirken yine aynı zihniyet bu sefet Devletin imkanlarını da arkasına alarak yine insanlanmızın maliarına ve mülklerine gözlerini dikiyordu. Bu zihniyet İstanbul’da beceremedikleri mallarımıza ve mülklerimize el koyma �ini bu sefer Aydın’da sahneye koyuyorlardı. Artık bu zihniyetin gerçek yüzünü ortaya çıkarmanın zamanı gelm�ti. Gerçi imkaniarım çok kısıtlı idi hem çiftligimizi bunlara kaptınnamak için mücadele veriyor hem ara�tırmalarıma devam ediyordum. Ara�tınnalanm ilerledikçe “Adil Düzen”in Şeriat hem de Vehhabi �riat’ı, Milli Görü�’ün ise Arap Milliyetçiligi oldugu ortaya çıkıyordu. RP’lilerin yaptıklan toplantı ve konferanslarında i�lenen ortak tema Cumhuriyet Dü�manlıgı, Laik’lik dü�manlıgı, Demokrasi dü�manlıgı ve Türk’lük dü�­ manlıgıydı. Din ticareti ise hiç bir kural tanııruyordu. En çok hayret edilecek olay Cumhuriyet’in savunucuları olması gereken Cumhuriyet Savcılan seslerini çıkarmazken, bunlara isyan yine RP’yi destekleyenlerden geliyordu. 30 Aralık 1995 tarih Refah Partisi’nin yayın organı görünümündeki akit ga5 zetesinde” Fanatizm üzerine ba�lıklı yazısında Atilla Özdür isimli kö�e yazarı aynen �unları belirtiyordu. “Mesela bakın Abdullah Altay Refah Partisi’ne Kur’an-ı Kerim’den dayanak göstermeye kalkın�. Ayıp bir !iey.

Düpedüz din ticareti” evet Refah’a oy verenler bile anladılar bunların din taeiri olduklarını. Ama esas anlaması gerekenler nedense anlamadılar. Anlamak istemediler. Elimizdeki belge ve kasetlerle çalmadık kapı bırakmadık. Meliha abla ile birlikte önce SHP’ye ba�vurduk. Akabinde gazetelerde SHP’nin video bombası konulu yazılardan ve görüntüleri özel TV’lere satmalarından ba�ka bir �ey yapmadılar. RP’si kitabı okuduğunuzda kolayca anlayacağınız üzere siyasi partiler kanununa muhalefetten hatta Anayasaya aykırı davranmaktan dolayı en az elli kere kapatılması gerekirken, bunu kendilerine belge ve görüntülerle ispatladığımız Anayasa Mahkemesi ba!ikanı ve Yargıtay Cumhuriyet Ba�­ savcılığı hala harekete geçecek, görüntüleri ve konu�maları izlediklerinde bu kadar da olmaz, bölge savcıları çalı!imıyor, böyle belgeleri bize ula�tırmıyorlar demelerine rağmen bu tehlikeli gidi�e “dur” denilmemesi üzerine bu kitap doğdu. Ara�tırmalarımda ilk elde ettiğim belgeler Hasan Mezarcı’nın Atatürk’e Veled-i zina dediği kasetteki görüntüler. Şevki Yılmaz’ın Arafat’ta hacılar’a yaptırdığı yemin ve lmdat Kaya’nın MGV’lerdeki Cumhuriyet ve demokrasi dü�manlığı ile dolu konu�malan idi. Bunların TV’lerde gösterilmesini sağladım. Bu arada askerlik görevim sebebi ile 24 Aralık seçimlerine yakla�ık bir ay kalaya kadar bu �e ara vermek zorunda kaldım. Girne’de tamamladığım vatani görevim sonunda bu kitabı yazmaya b�­ ladım. Bu kitabın gerek yazımında gerekse basımında bana gösterdiği yardımlardan dolayı, Aydın’ın Meliha Ablası, Veteriner Hekimler Derneği Genel Ba�kan’ı Meliha Yılrnaz’a sonsuz te­ �ekkürlerimi bir borç bilirim.

.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir