Faruk Arslan – Teşkîlât-ı Ergenekon

Size Ergenekon iddianamesi eklerine göz atarken gözüme takılanlardan bir küçük demet sunayım. Zamanıdır. Tutuklulardan Ümit Sayının CD’lerinden birinde yeralan bir yazı, 2001Mayıs’ında, Aksiyon dergisinin 336. sayısında, Harun Odabaşı imzasıyla çıkmış bir haberin parçasıdır. Can Dündar ile Celal Kazdağlı’nın kitap ve belgeselde işlediği Ergenekon konusunun çok eksikli olduğundan sözeden bu metinde, örgütün sivil örgütlenmesinin dayanağı olan Lobi belgesi özetlenir. Bir hafta öncesinde, 30 Nisan 2001’de, “Fehmi Koru Yeni Şafakta Ergenekon’un yeniden yapılanması hakkında yazar. “Hayaller gerçek galiba” başlığıyla. Tepkiler alır. 1 Mayıs 2001’de “Deli saçması sanmayın” başlığıyla bunlara cevap verir: “Sanla ben çıkarmışım gibi, dün, bütün gün, ‘Bu Ergenekon da nereden çıktı?’ sorusuna cevap vermek zorunda kaldım. Bazısı onu ‘mâlî’ amaçlı bir örgütlenme sanmış; bazılarıysa, MHP’nin iktidarda bulunmasıyla irtibatlandırmış… Oysa, ‘Yeniden kurulsun’ diye hakkında rapor hazırlanan Ergenekon çok kapsamlı, bir partiyle irtibatı bulunmayan, ‘ devleti yapılandırma’ amaçlı bir örgüt.” 6 Mayıs 2001 tarihli Aydınlıkta Hikmet Çiçek, buna tepki gösterir: “CIA’nın Ergenekon’yaygarasında Fehmi Koru başı çekti. Bütün bunlarla birlikte, piyasaya Ergenekon’ dedikoduları da sürülüyor. (…) Anlaşılıyor ki, ABD Türkiye’de kurdurduğu SüperNATO’ya bu adı koymuş veya bu adın konmasına izin vermiş. …Türkiye ve Türk Ordusu büyük bir tertiple karşı karşıya. CIA, SüperNATO ve MİT şeflerinin işbirliğiyle Orduyu yıpratma kampanyası her alanda sürdürülüyor.


Psikolojik savaşta sözde dosyalar ve raporlar imal ediliyor. Ergenekon’ hikâyeleri de bu tertibin bir parçası.” Gerçek Ergenekon diye bir site var (gercekergenekon.4t.com), bu sitenin de “Ergenekon’dan Haberler” diye bir bölümü. Bu site, “Türkçülük/Turan davasının teşkilatlandığı siyasi parti’nin “Refahyol’dan beter adetâ dövüle dövüle terbiye edildiğini, “Ülkücü hareketin mahzun”, Bahçeli’nin MİT ajanı olduğunu, BBP’nin de “boşluğu dolduramadığını” ileri süren birileri tarafından hazırlanmış. “Perinçek’in Türkçüleri”ni elbette ciddiye almıyor ve “Perinçekgillerin milliyetçi-ulusalcı-tarikatçı sacayağının önümüzdeki günlerde bol bol gündeme geleceğini” iddia ediyorlar. Bu sitede, 2001 dolayında yazılmış olması gereken şöyle bir “haber”, 2008 Ekim’inde hâlâ yeralıyordu: “ERGENEKONCÜLAR! TOPLANDI… Sitemize gelen bilgilere göre, eski ‘derin devletin operasyon birimleri ilk toplantısını Haziran ayı içerisinde Akdeniz sahillerinde lüks bir otelde toplanarak yaptı. Yeni oluşumun başında, eski(!) bir MİT daire başkanı bulunuyor. Başbakanlık danışmanlığı da yapan MİT’ci lider, eski teşkilata benzer bir yapılanmaya gidilmesini savunurken, daha üst seviyelerden bağımsız bir organizasyonun kurulmasının ‘rica’ edildiği ileri sürüldü. MİT eski Müsteşar Yardımcısı Mikdat Alpay’ın da bu oluşumda görevlendirildiği ancak, grubun eski elemanlarının Alpay’a güvenmediği hattâ, Alpay’ın da katıldığı bir toplantıya yüzlerinde kar maskesiyle katıldıkları bildirildi. 11 EYLÜL SUİKASTI SONRASI… Biz ERGENEKONCULAR’ın ulusal olmasını beklerken, 11 Eylüldeki Amerikan kâbusu sonrasında bu ekibin patronları tarafından büyük ölçüde yine ABD’nin hizmetine tahsis edildiği haberi geldi. Uzun süredir harçlık bile alamayan ekibin yeniden düzenli aylığa bağlandığı ileri sürüldü. Sabotajcıların Türkiye’deki uzantılarını takip edecekler ve gerektiğinde, Ankara, bölgede bir savaşın içerisine girmek istemezse ülkemizin de Charly ve Delta alarmına geçmesi için aracılık yapacaklar!!!” Farukarslan.com diye bir sitede yeralan “Regina Kowboy” imzalı bir yazıda, “Derinden koşan Kızılelma soslu yeni Ergenekon!” başlığını taşıyor.

Burada hem Gerçek Ergenekon sitesindeki yazıdan hem Taha Kıvanç’ın (Fehmi Koru) köşe yazılarından hem Aksiyonun haberinden sözediliyor. Bu yazı da Ergenekon soruşturmasından önce, 28 Şubat 2006’da kaleme alınmış. Yazıda, Mersin’de iki çocuğun Türk bayrağı yakması ve Trabzon’da bildiri dağıtan TAYAD’lılara yönelik linç girişimi yeni Ergenekon’cuların provokatif eylemlerine iki örnek olarak sunuluyor. Ergenekon meselesi 2007’de Ümraniye’deki bombalarla birdenbire patlamış değil. “Devleti yeniden yapılandırmayı” amaçlayan örgütten Fehmi Koru ilk olarak 30 Nisan 2001’de sözetti. Çünkü 2 Mart’ta Tuncay Güney gözaltına alınmış ve hem Ergenekon’un bütün aslî belgeleri Güneyden çıkmış hem de Güney ifadesinde akıl almaz ayrıntılar anlatmıştı (165. ek klasörün 38. sayfasından itibaren bu ifadeyi okuyabilirsiniz). Polisin bu ifadeye dayanarak Veli Küçük hakkında soruşturma izni istediğine dair belge de ek klasörde var! Şu anda bütün gazetecilerin sorması gereken soru, 2001’den bu yana neyin niçin yapılmadığıdır. Kim ki bunu geçiştirir, en hafifinden, onun esas işinin gazetecilik olmadığını gönül rahatlığıyla düşünebilirsiniz. Ümit Kıvanç’ın bahsettiği Regina Kowboyu elbette bendim, yani Faruk Arslan… “Derinden koşan Kızılelma soslu yeni Ergenekon!” başlığını taşıyan makalem gerçektende Ergenekon soruşturmasından önce, 28 Şubat 2006’da kaleme alındı. Aslında Evreca yayınevleri tarafından Temmuz 2005’de basılan ‘Vadi’nin Şifresi Çözülüyor’ adlı kitabım eski Egenekon’dan yeni Ergenekon’a geçen süreci anlatıyordu. Kitabevinin daha sonra Ergenekon sanığı olacak Sedat Peker’e ait olduğunu geç öğrendim. Kitabı SEKA’ya gönderdiklerini iddia eden Sedat Peker’in kardeşi Atilla’ya inanmak zorundaydım, kitabı hiç basmayıp beni kandırdıklarını biliyordum. Ergenekon’un ortaya çıkmasını engellemeye çalışıyorlardı, kamuoyu Ergenekon ile ilgili hiç bir şey bilmiyordu.

Tuncay Güney daha ortaya çıkmamıştı. Daha doğrusu benim onu ortaya çıkarıp, meşhur edeceğim 1 Ekim 2006’ı bekliyordu. Haziran 2007’den beri Ergenekon Terör Örgütü adıyla yargılanan kurumun ilk ve gerçek adı Teşkîlât-ı Ergenekon’dur ve Teşkîlât-ı Mahsûsa’nın devamıdır. Şimdi Ümit Kıvanç’ın köşe yazısında ifade ettiği meşhur yazıma dönelim…. Bu makalemi ilk yayınlayan aynı tarihte sonsaniye.net adı haber portalı idi. Genelkurmay tarafından izlenen 400 haber sayfası içinde yer alan sonsniye.net Genelkurmay Başkanlığı avukatları tarafından 2007’de mahkemeye verildi. Psikolojik savaşı yürüten özel harp elemanları gerçekleri ortaya çıkartmamızdan rahatsız olmuşlardı. Yazıları andıçlanan yazarlar arasındaydım. Nuh Gönültaş, soruşturma süreci sırasında haber portalın sahibi olarak beni ve yine Kanada’da bulunan Sezai Şen’i gösterdi. Genelkurmay bunu yutmayınca sitenin adı gasteci.com olarak değiştirildi. Benim köşe yazılarıma ise hem sağdan hem soldan, hem askeriyeden hemde Ergenekonculardan gelen baskılar üzerine 2007’de son verildi. Ama ben durmadım, duramazdım.

Ergenekon ahtabotunun kuyruğunu yakalamıştım, bir daha bıramazdım… Faruk Arslan 16 Eylül 2011/ Toronto/ Kanada Derinden koşan Kızılelma soslu yeni Ergenekon! Regina Kowboy 28 Şubat 2006 Fikir babalığını İlhan Selçuk’un yaptığı oluşumun operasyonel komutanı; Emekli albay Hüseyin Mümtaz. Kurtlar Vadisi’nin Mito’su MİT’in eski 2. adamı Miktad Alpay-eski ergenekoncular beğenmesede-tarafından koordine edilen yeni oluşumun adı: Yeni Ergenekon. Devlet içinde aynı adı taşıyan güçlü bir örgüt geçmişte de vardı. Deniz kuvvetlerinden ayrılan Erol Mütercimler, “Ben ilk kez 1980’de varlığından haberdar olmuştum” demişti Ergenekon için. Can Dündar ile Celal Kazdağlı, belgeleri konuşturarak,’Ergenekon’ adıyla bir kitap (İmge Yayınları, Ankara) bile yazdılar…Kuvayı Milliye koalisyonu olarak ortaya çıkan sözde sivil toplum örgütü ismini kamuoyuna “Kızılelma Koalisyonu” olarak açıkladı. Bu müthiş yapılanmada kimler yoktu ki! Buzdağının su üstünde görülen kesimi şunlardı: Türksolu-Töre-Ufuk Ötesi-Yeni Hayat Dergileri-Yeniçağ Gazetesi-Gökçe Fırat, Yekta Güngör Özden, Cumhuriyetçi Demokrasi Partisi-Av.Zeki Hacıibrahimoğlu, Şehit Aileleri Derneği-Saadettin Tantan, Yurt Partisi-Hanifi Altaş Yeni Hayat Dergisi-Bedri Baykam, Ressam/yazar-Arslan Bulut, Yeni çağ Gazetesi -Prof. Dr. Cihan Dura Erciyes Üniversitesi İktisat Bölümü-Hüseyin Özbek Ufuk Ötesi Gazetesi-Prof. Dr.Mustafa Erkal Aydınlar Ocağı-Prof. Dr. Tuncer Altuğ İ.Ü.

Cerrahpaşa Tıp Fak.-Metin Aydoğan, A.R. Müdafaai Hukuk Dergisi-Sevgi Erenerol Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi-Öner Yağcı Yazar-Hüseyin Mümtaz, Yeni HayatMustafa Aykut Akşit, Kayseri Türk Ocağı-Yıldırım Koç, Türk-iş-Kemal Çapraz, Ufuk Ötesi-Doç. Dr. Yıldız Sertel iktisatçı/yazar-S. Kemal Ermetin, Töre Dergisi. Birde görünmeyen, ama varlığını aklı olan herkesin bildiği su altında duran ana kütle var ki, işte o kütlenin yoğunluğu aymazların oturdukları köşelerden asla hesaplanamazdı. Görünürde her şey Türksolu Dergisinin 21 Temmuz 2003 tarihli özel sayısına yukarıda adlarını saydığımız kişilerin, yetkilisi oldukları kurumlar adına güya ülkenin itilmekte olduğu uçurumun önüne birlikte bir set çekme girişimi, ulusal bir tepki olarak başladı. Görünürde ABD ve AB düşmanlığı yaparak emparyalistlere karşı ulusal direniş başlattıkları iddiasında olmalarına karşın, asıl ortak hedef 3 Kasım 2002 seçimiyle iktidara gelen AKP’yi ABD ve AB nezdinde küçük düşürerek hükümetten düşürmekti. Emekli albay Hüseyin.Mümtaz, Yeni Mesaj’daki köşesinde şöyle buyuruyordu: “Aynı TBMM hükümetinin Kurtuluş Savaşı esnasında Kuvayı Milliye’yi canlandırmak için Anadolu’ya gönderdiği -İrşad Heyetleri-gibi. Yeni Mesaj – Meltem TV ekibine, Yeni Hayat’a, Aydınlıkçılar’a, Hürriyet’ten Mümtaz Soysal, Cumhuriyet’ten Erol Manisalı’ya ve açıktan olmasa da – askere – büyük görev düşüyor…” Kıbrıs Türk Tarih Kurumu, Türk Ocağı, Aydınlar Ocağı ve İLESAM üyesi olan Mümtaz’ın, çeşitli gazete (Hergün, Ortadoğu, Son Havadis, Günaydın, BirlikKKTC, Yeni Mesaj) ve dergilerde (Töre, Türk Kültürü, Türk Yurdu, Türk Edebiyatı, Türk dünyası Tarih Dergisi, Tarih ve Toplum, Tarih ve Medeniyet, Yankı, Yeni Harman, Yeni Hayat) yayınlanmış beş bine yakın makalesi bulunuyor.Önce Yeni Hayat ve Aydınlık, sayfalarını birbirlerine açarak paslaşmaya başladı. Ardından birlikte paneller düzenlediler.

Son safhada yanlarına Azerbaycan’dan profesörlük ünvanlı Kadiri Şeyhi Haydar Baş’ı da aldılar. Mümtaz, Baş’ı koalisyona katmak için çok dil döktü; Baş’ın Erbakanla kıyaslanamıyacağı konusunda garanti verdi. Ergenekon’un siyasi kanadı, Maocu-Türkçü-Tarikatçı kimliklerine bürünen kesimlerin birbirlerine tutkallanması tavsayınca kendisini daha net ortaya koyacaktı.Ergenekon ideali tekrar hayata geçirilmeye çalışılırken, bu oluşumun bağlanacağı üst kurum konusu muallakta kaldı. “Adını ben verdim/ Yaşını Allah versin” demekle olmayacağı anlaşılan Ergenekon’un, ABD güdümlü eski “derin devlet”in devamı mı olacağı, yoksa tamaman milliyetçi/ulusalcı yeni bir kimlikle mi kurulacağı konusundaki belirsizlik sürüyordu. Her ne kadar bağımsızlık teziyle kurulsa ve Avrasya heveslilerini heyecanlandırsa da, kazın ayağı göründüğü gibi değildi. Ergenekon’un operasyon timinin başında başbakanlık danışmanlığı da yapan meşhur bir istihbaratçı vardı. Mikdat Alpay yeni oluşumu pazarlama gayretlerini sürdürüyordu. Oluşumun daha anne karnında iken ilk farkına varan Yenişafak gazetesi köşe yazarlarından Taha Kıvanç henüz 30 Nisan 2001 tarihinde “Hayaller gerçek galiba” başlığı altında bir yazı yazdı. Yazı, Taha Kıvanç’ın eline geçen İstanbul, 29 Ekim 1999 tarihli, “Ergenekon: Analiz-Yeniden yapılanma, yönetim ve geliştirme projesi” ile ilgiliydi. Taha Kıvanç, yazı ile ilgili aldığı tepkiler üzerine ertesi gün, 1 Mayıs 2001’de köşesinde aynı konuya devam etti. “Deli saçması sanmayın” başlıklı yazısında şöyle diyordu:”Sanki ben çıkarmışım gibi, dün, bütün gün, “Bu Ergenekon da nereden çıktı?” sorusuna cevap vermek zorunda kaldım. Bazısı onu ‘mâlî’ amaçlı bir örgütlenme sanmış; bazılarıysa, MHP’nin iktidarda bulunmasıyla irtibatlandırmış… Oysa, “Yeniden kurulsun” diye hakkında rapor hazırlanan Ergenekon çok kapsamlı, bir partiyle irtibatı bulunmayan ‘devleti yapılandırma’ amaçlı bir örgüt… Taha Kıvanç, esas ismi ile Fehmi Koru’ya en büyük tepki, zamanın Mao’cu, PKK yandaşı terörist örgütü, şimdinin ise ordu yanlısı, Kuva’yı Milliyeci, Kemalist kuruluşu Aydınlık grubundan geldi.6 Mayıs 2001 tarih ve 720 sayılı Aydınlık Gazetesinde Hikmet Çiçek “CIA’nın “Ergenekon” yaygarasında Fehmi Koru başı çekti. Bütün bunlarla birlikte, piyasaya ‘Ergenekon’ dedikoduları da sürülüyor.

Bilindiği gibi Can Dündar Türkiye SüperNATO’sunun (Kontrgerilla) ‘Ergenekon’ adıyla kurulduğunu anlatan kitap yazdı. Anlaşılıyor ki, ABD Türkiye’de kurdurduğu SüperNATO’ya bu adı koymuş veya bu adın konmasına izin vermiş. …Türkiye ve Türk Ordusu büyük bir tertiple karşı karşıya. CIA, SüperNATO ve MİT şeflerinin işbirliğiyle Orduyu yıpratma kampanyası her alanda sürdürülüyor. Psikolojik savaşta sözde dosyalar ve raporlar imal ediliyor. “Ergenekon” hikayeleri de bu tertibin bir parçası.” diye Fehmi Koru’ya hücum etti.Bu telaşlı tepkiye bir bölümünü Fehmi Koru’nun yayınladığı, daha geniş bir şekilde de Aksiyon Gazetesinin yer verdiği (Aksiyon 12 Mayıs 2001 / Sayı: 336 Harun Odabaşı – Sivil Ergenekon başlıklı yazı) “Ergenekon: Analiz – Yeniden yapılanma, yönetim ve geliştirme projesi” başlıklı ve “Emir ve tensiplerinize…” hitabıyla biten raporu, “bizzat Doğu Perinçek’in kaleme aldığı ve Ergenekon’un yeniden yapılanmasında önemli fonksiyonlar yüklendiği” söylentileri neden olmuştu.İnternet’te yayın yapan Ergenekon Sayfası veya Gerçek Ergenekon isimli web sitesi Ergenekon yapılanması ile ilgili şu haber ve yorumlara yer vermişti:”NATO uzantısı eski “derin devlet” yapılanmasının yerine geçmek üzere(!) ulusalcı/milliyetçi yeni Ergenekon, toplantılara başladı. Eski “derin devlet”in operasyon birimleri ilk toplantısını 2003 Haziran ayı içerisinde Akdeniz sahillerinde lüks bir otelde toplanarak yaptı. Yeni oluşumun başında, eski(!) bir MİT daire başkanı bulunuyordu. Başbakanlık danışmanlığı da yapan MİT’ci lider, eski teşkilata benzer bir yapılanmaya gidilmesini savunurken, daha üst seviyelerden bağımsız bir organizasyonun kurulmasının “rica” edildiği ileri sürülüyordu. MİT eski Müsteşar Yardımcısı Mikdat Alpay bu oluşumda görevlendirilmesine karşın, grubun eski elemanlarının Alpay’a güvenmediği hatta, Alpay’ın da katıldığı bir toplantıya yüzlerinde kar maskesiyle katıldıkları sitenin elde ettiği ilginç bilgilerdi.Ergenekoncular’ın ulusal olmasını bekleyen eski ergenekoncular, 11 Eylül’deki Amerikan kabusu sonrasında bu ekibin patronları tarafından büyük ölçüde yine ABD’nin hizmetine tahsis edildiğini öğrenmiş ve yeni oluşumu ifşaa etme telaşına girmişti. Uzun süredir başbakanlık örtülü ödenekleri kesildiği için harçlık bile alamayan ekibin yeniden düzenli aylığa bağlanması, 1974’de kesilen CIA yardımının yine başladığı anlamına geliyordu.

Eski başbakan Bülent Ecevit, Nisan ayı ilk haftasında Sabah’ta yayınlanan röportajda “Özel Harp Dairesi’nden ilk kez 1974’te tesadüfen haberdar olduğunu ve o vakit kendilerine askerlerce brifing verildiğini” hatırlatmıştı… Daha önce bu konuda biraz daha ayrıntılı konuşmuştu; Ecevit: “1974’teki başbakanlığım esnasında zamanın Genelkurmay Başkanı Org. Semih Sancar, Başbakanlık’ın örtülü ödeneğinden acil bir ihtiyaç için birkaç milyon lira istedi. Genelkurmay’dan bu paranın hangi amaçla istendiğini sormak zorunda kaldım. ‘Özel Harp Dairesi için istiyoruz’ yanıtı geldi. O vakte kadar bu dairenin tüm giderlerini bir gizli ödenekle ABD’nin karşıladığı, ancak artık ABD’nin bu parasal katkıyı kestiği, o nedenle Başbakanlık’ın örtülü ödeneğinden para istenmek zorunda kalındığı bana bildirildi. Özel Harp Dairesi’nin nerede olduğunu sordum. ‘Amerikan Askeri Yardım Heyeti ile aynı binada’ yanıtını aldım…” (Milliyet, 28 Kasım 1990) Yeniden yapılanma sürecinde, askeri otoritelerin bunun Anti Amerikan bir görünüm kazanmasını en azından şimdilik istemedikleri, bu yönde yapılacak yayınları dezenformasyon şeklinde sunmasından belliydi.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir