Jacques Lacan – Benim Öğrettiklerim

Öğretim’imi size bir hap biçim inde vermeyi düşünmüyorum, bu bana zor görünüyor. Bu belki daha sonra yapılır. Bu her zaman böyle sonlanır. Ölümünüzün üzerinden yeteri kadar zaman geçtikten sonra, el kitaplarında üç satırla özetlenirsiniz -b an a gelince, zaten hangi el kitapları olacağı bilinmez. Öğreti m’imin, yani psikanalizin ilişkili olduğu şeyin geleceğini öngörem em em den ötürü hangi el kitaplarında yer alacağımı öngöremiyorum. Bu psikanalizin ne olacağı b ilinmez. Ben bir şey olmasını arzu ediyorum, ama bunun [kendi] yolunu tutacağı kesin değil. Böylece bu başlığın, “Öğretim’imin Yeri, Kökeni ve Ereği/Sonu” sadece özetleyici olmayan bir anlam almakla başlayabileceğini görüyorsunuzdur. Benim için söz konu­ 18 Benim Öğrettiklerim su olan, sizi, başlam ış olan, yolda olan bir şeyin, b itm eyen ve m uhtem elen, eğer başım a yaşam ak ağır geldiği halde sizi hayatta tutan şu can sıkıcı kazalardan hiçbiri gelm ezse, ancak benim le birlikte b itecek b ir şeyin e tkisine sokm ak. Yine burada da, bu yolu tutm ayacağım ı söyleyeceğim size. Bu, iyi kotarılm ış bilim sel bir incelem e gibi yapılır, bir başlangıç, bir ilk kısım , b ir son vardır. “Yer”, baştan başlam ak gerektiği için. 1 Başlangıçta, köken değil, yer vardır. Benim tutturduğum havalara ilişkin küçük b ir fikri olan iki üç kişi vardır belki burada. Yer, benim sıkça kullandığım bir sözcüktür, zira konuşm alarım ın, ya da dilerseniz konuşm am ın konu alacağı alanda yere sıkça gönderm e vardır.


K endini bu alanda bulm ak için, daha güvenli sahalarda top oloji diye adlandırılan şeye sahip olm ak ve içinde söz konusu şeyin yer alacağı dayanağın nasıl kurulacağına dair bir fikir taşımak akıllıcadır. Bu akşam elbette çok uzağa gitmeyeceğim, çünkü size öğretim’ime dair küçük bir hap veremem kesinlikle. “Yer” Benim Öğrettiklerim 19 böylece, örneğin bir yüzey bir küre midir yoksa bir halka mıdır bilm enin söz konusu olduğu, yapı anlamındaki topolojide ifade ettiğinden bambaşka bir kapsama sahip olacaktır, zira onunla yapılabilecek şey hiç de aynı değildir. Ama söz konusu olan bu değil. Yer bambaşka bir anlama sahip olabilir. Söz konusu olan sadece, benim geldiğim, ve, madem öğretim var, beni öğretme durumuna koyan yerdir. Pekala, işte bu yer, ortak yazgı olan şeyin düzlemine kaydedilmelidir. Bir eylemin sizi, sağdan ya da soldan, rastgele öylece ittiği yeri işgal edersiniz. Öyle durumlar oldu ki, doğrusunu söylemek gerekirse, hiç de bunların benim yazgım olduğuna inanmıyordum, ve işte, ben de ipleri elime almak zorunda kaldım. Her şey şunun etrafında döndü ki psikanalistin işlevi, kendiliğinden açık değildir, ona statüsünü, alışkanlıklarını, referanslarını ve tabii dünyadaki yerini vermeye gelince iş, bu tek başına aşikar değildir. İlk başta bahsettiğim yerler vardır, topolojik yerler, özler düzenindeki yerler ve bir de dünyadaki yer var. Bu genelde itişip kakışılarak edinilir. Kısacası, bu size umut bırakır. Ne kadar olursanız olun, hepiniz, birazcık şansla sonunda belli bir yeri tutarsınız. Bundan daha öteye gitmez.

Benim Öğrettiklerim Benim yerime gelince, m esele 1953 yılına kadar gider. O sıra, Fransa’daki psikanaliz içinde, kriz dönemi denilebilecek bir zamandaydık. Gelecekte psikanalizin statüsünü belirleyecek belli bir düzenlemeyi oturtm ak söz konusuydu. Tüm bunlara büyük seçim vaatleri eşlik eder. Falancayı izlerseniz, denir bize, psikanalistlerin statüsü, başta tıbbi olmak üzere her türden resmi onaya, desteğe hızla kavuşacak. Bu türden vaatlerde hep olageldiği gibi, hiçbir şey yerine getirilmedi. Yine de belli bir düzenleme gerçekleştirildi. Bu adet değişikliğinin, son derece olumsal nedenlerden dolayı, herkese uygun olmadığı görüldü. M eseleler oturtulamadıkça, çekişmeler oldu, ki buna anlaşmazlık deniyor. Bu curcuna içinde, kendimi belli sayıda insanla birlikte bir salda buldum. O n yıl boyunca, bana inanınız, elimizdekilerle idare ettik. Kesinlikle kaynaklardan yoksun değildik, sefalete düşmedik. Tüm bunların ortasında, psikanaliz üzerine söylemem gereken şeylerin belli bir önem kazandığı ortaya çıktı. Bunlar tek başlarına olan şeyler değil. Psikanalizden öylece söz edilebilir, ah, ve ondan bu şekilde söz edildiğini Benim Öğrettiklerim 21 doğrulamak çok kolaydır.

Kendine gerçekten hep aynı şeyi tekrar etm em eyi ve, her ne kadar zaten bilindik olanın bilinmesi bütünüyle gereksiz olmasa da, zaten dolaşımda olanı söylememeyi kural olarak koyup psikanalizden her gün söz etm ekse biraz daha az kolaydır. Ama zaten dolaşımda olan size biraz arzulanacak şey bırakıyormuş gibi göründüğünde, size tem elden yanılgıya düşüyormuş gibi göründüğünde, o zaman yankıları bambaşka olur. Herkes psikanaliz üzerine yeterli bir fikri olduğuna inanır. “Bilinçdışı, şey işte, bilinçdışıdır.” A rtık herkes bir bilinçdışı olduğunu biliyor. A rtık sorun yok, itiraz yok, engel yok. Peki ama nedir bu bilinçdışı? Bilinçdışı, onu olduk olası biliyoruz. Elbette bilinçdışı olan bir sürü şey var ve hatta felsefede çok uzun zamandır herkes bundan bahsediyor. Ama psikanalizde, bilinçdışı, sıkı düşünen bir bilinçdışıdır. Şu bilinçdışında karıştırdığı haltlar, delilik. Düşünceler, diyorlar. Aman dikkat, bir dakika. “Eğer bunlar düşünceyse, b ilinçdışı olamaz. O düşündüğü an, düşündüğünü düşünür. Düşünce kendi kendisine açıktır, düşündüğümüzü bilm eden düşünemeyiz.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir