Kubilay Aktas – Gizli Telkinle Kur’an Terapisi

1975 Mersin doğumlu olan Kubilay Aktaş, daha ilkokul yıllarında yaşadığı metafizik deneyimlerle birlikte bu konularla ilgilenmeye başladı. Üniversiteyi Erzurum’da okudu. Araştırmalarını Erzurum’daki Dadaş Radyosu’nda dinleyenleriyle paylaştı. İşlediği konular, Risale-i Nur merkezli olmak üzere varlık ve varoluşla ilgiliydi. Üç yıl boyunca programlarına devam etti. Çok sayıda doküman, ses kaydı ve nitelikli çalışmayı dinleyicilerine gönderdi. Erzurum’da metafizik konularda söz sahibi âlimlerin yanında bulundu ve istifade etti. 1998 yılından 2006 yılına kadar, çeşitli konu ve konuklarla Risale-i Nur merkezde olmak üzere tıp, felsefe, psikoloji, tasavvuf, tefsir, metafizik, fizik, biyoloji, kişisel gelişim ve doğu öğretileri gibi konu başlıklarında programlar hazırladı. Seminer ve konferanslar düzenledi. Askerlik zamanının devreye girmesiyle çalışmalarına bir süre ara verdi. Ancak varlıktaki mıknatıs etkisinden dolayı bu konulara çok fazla ilgi duyan bir yüzbaşının bölüğüne özellikle seçildi. Araştırmalarına özel izinle orada da devam etti. Geceli, gündüzlü diyebileceğimiz uzun sohbetlerin neticesi komutanın teklifiyle aldığı eğitimlerin son üç ayını psikiyatri doktorunun da uygun görmesiyle psişik yönden rahatsız hastaları gözlemlemekle geçirdi ve derin deneyimlere sahip oldu. İstanbul serüveninde, kaldığı yerden radyo programlarına ve yoğunlaştırılmış şekilde özel ilgilendiği sahada da eğitim ve seminerlere devam etti. 1999 yılından bu yana bu konularda katıldığı seminer-eğitim ve kursları sürdürmektedir.


Çeşitli vakıf, kuruluş ve kişilerden Ruhsal Yetileri Geliştirme Teknikleri adını verebileceğimiz çok sayıda eğitim aldı. Bu konuları ehl-i tasavvuf ve ehl-i hakikatle uzun sohbetlerde istişare ederek ehl-i sünnet inancına uygun bir hale soktu. Üç yıl boyunca Metafizik Araştırma Merkezi’nde (METAM) psişik kavramlar üzerine çalıştı ve uygulamalara katıldı. Uzman psikolog Zafer Akıncı’dan bilinç ve bilinçaltı programlamaya yönelik dersler aldı. Aile içi ve kişisel iletişim psikolojisine yönelik set hazırladı. Dr. Hakan Yalman’dan tamamlayıcı tıp ve kuantum fiziği araştırmaları üzerine eğitim aldı. Hakan Bey’le yayınladığı Sözlerin ve Renklerin Gizemi isimli bir kitabı vardır. Taşkın Tuna ile sonsuz uzaylar ve paralel evrenler üzerine dokümantasyon çalışması ve özel programlar hazırladı. Dr. Mustafa Merter’le “Ben Ötesi Psikolojisi”ne ait programlar hazırladı. Metafizik araştırmacısı Doğan Ergün ile psişik yetiler üzerine pratiğe yönelik özel çalışmalarda bulundu. Metafizik âlemle ilgili belgesel nitelikli bir çalışma hazırladı. Piyasaya sundu. 30 saatlik ses kayıtları vardır.

Prof. Dr. Ahmet Maranki ile Kozmik Bilim başlığında aura, feng shui, çakralar, renkler, kristaller, beyin kontrolleri, kozmik şifa gibi pekçok konuda programlar hazırladı. Bilgi Üniversitesi bünyesinde düzenlenen Bilimsellik ve Mistisizm, Tao Kiao, Budha, Mytra, Gnostik öğretiler, Zoroaster, Hermes, Orpheus,Yahudi, Hıristiyan ve İslam Tasavvufu, Yoga Meditasyon eğitimlerini aldı. Hümeyra Tümay’dan reiki ve feng shui derslerini aldı ve Elektro Manyetik Alan Dengeleme (EMF) derslerini almaya hazırlanmaktadır. Nur Sargut ve Mehmet Genç’le birlikte İslam tasavvuf konulan ile Hz. İbn-i Arabî ve Hz. Mevlana üzerine çalıştı. * * * Giriş Bu kitap, bilinçaltı klasörleri kısa devre olmuş ve varlığın birliğiyle diyalog kurmakta ciddi sorunlar yaşayan, içsel çatışma içinde olan, çözümler aramasına rağmen yine de mutmain olmayan insanlar için hazırlanmıştır. Bu insanlardan bahsederken küçük bir gruptan bahsetmiyoruz. Bahsettiğimiz kişiler asrımızın bilinçaltı bombardımanına uğrayan herkestir. Çünkü bugün bilinçaltı işgale uğramış bir insanlıkla karşı karşıyayız. Elinizdeki kitap, bu zamana kadar hep olumsuz anlamda kullanılan telkinleri, sonsuz vahiy eşliğinde hayra dönüştürmek amacıyla hazırlanmıştır. İşin en zor tarafı hastanın hasta olduğunun farkında olmamasıdır. Bunun yanısıra etrafta ilaç diye sunulan şeylerin hastalıklı bilinçaltların ürünü olduğunu ve yan tesirler bıraktığını unutmamak lazım.

İnsanı ihya edecek tek şey sonsuz bilginin dönüştürücü gücüdür. Bu güce muhatap olmak içinse sınırlı gücün sınırsız güçle irtibatlandırılması gerekmektedir. Tırtıl, eğer kelebek olması gerektiği zaman kelebek olamazsa, yani dönüşemezse, tırtıl olarak da hayatını devam ettiremez. Dolayısıyla bilinçaltınıza almış olduğunuz dış tesirli verileri (yani sahte olanı) aslına dönüştüremezseniz (la ilahe diyemezseniz) illa Allah (sonsuzluk ve akış bilinci) ile muhatap olmanız güçleşecektir. Bu tıkanıklıklar dinî literatürde şirk; psikoloji literatüründe ise şizofrenidir ve ne halde olduğumuzu söylemeye gerek yoktur. Bu kitapta, bu zamana kadar olumsuz alanlarda kullanılan subliminal (gizli telkin) tekniklerin, müspet sahada nasıl kullanılabileceğini anlatacağız. Amacımız, kirletilmiş ve sistemi allak bullak olmuş insan bilinçaltını Kur’ân, Cevşen ve Celcelutiye üçlüsüyle yeniden inşâ etmektir. Kitabın başında bilinçaltı üzerinde duruyoruz. İnsan bilinçaltının nasıl işlediğinin, bilinçaltı özelliklerinin neler olduğunun bilinmesi çalışmayı daha iyi anlamamızı sağlayacaktır. Daha sonra subliminal mesajın ne anlama geldiğini, hangi esasa dayandığını ve dünya üzerinde nerelerde, hangi amaçlarla kullanıldığından bahsedeceğiz. Ardından, ana konumuz olan bilinçaltını subliminal mesaj tekniğini kullanarak Kur’ân, Cevşen ve Celcelutiye üçlüsüyle yeniden inşâ etme uygulamasının önemi ve gereği üzerinde duracağız. Bu kitabın asıl yazılış amacı böylesi bir uygulamanın önem ve gerekliliğine dikkat çekmek ve zihinleri bu pratiğe hazırlamak içindir. Asıl önemli olan ise uygulama safhasıdır. Deneyimlerimizin ve soru-cevap kısmının bulunduğu kitabın son kısmını okuduğunuzda, çalışmamızın önemini daha iyi idrak edeceksiniz. * * * Bilinç-Bilinçaltı-Bilinçüstü-Bilinçdışı Psikoloji biliminde son yüzyılın revaçta sözcüklerinden biridir bilinçaltı.

Bilinci oluşturan ve etkileyen bilinçaltında ne vardır? Her olan bitenin sebebini bilinçaltında aramamız doğru mudur? Olan biten bilinci ve bilinçdışını ne kadar etkiliyor? Bilincin oluşabilmesi için bilinçaltı ve bilinçüstüne ihtiyacımız vardır. Geçmiş ve gelecek arasındaki bilinç, anı belirler. Bilinçaltı geçmişle ilgilidir. Geçmişte yaşadığımız herşey biliçaltında depolanır. Bu deponun yapısı normal algının ötesindedir. Bilinçaltı ya da bilinçüstü boyutlardan oluşur. Normal bir algıyla ayırt edilemeyen bu boyutlara geçişlerin sınırları çok net değildir. Ancak sezgilerimizle anlayabileceğimiz türdendir. Bilinçüstü alan gelecekle ilgilidir. Henüz işlenmemiş saf enerji vardır. Saf enerjiye form verebilmek ancak bilinçaltını kapatıp bilinci temizledikten sonra mümkün olabilir. Saf enerjiye saf düşünceyle erişilebilir. Bilinçüstünde henüz yaşanmamış olaylar, niyetler ve hayaller vardır. Psikolog Şahin Uçar bilinçaltı hakkında şunları söylüyor: Doğduğunuz andan itibaren size söylenen her sözcük doğrudan bilinçaltına gitmektedir. Kendi yemeğini yemek isteyen çocuğa sarfedilen “Dur dökersin, beceremezsin!” “Dokunma, kırarsın” gibi cümleler, gençlik ve yetişkinlik dönemlerinde becerememe, cesaret edememe, özgüvenini kaybetme gibi davranışların temelini oluştururlar.

Bu nedenle çocuğun yaşamının ilk yılları çok önemlidir. Bilinçaltına yerleşen bu bilgiler, çocuğu tüm hayatı boyunca etkiler. Bilinçaltı kendisine gönderilen herşeyi kabul eder. Bilinçaltı değerlerimizi, inançlarımızı depolar; beden fonksiyonlarımızı kontrol eder. Akıl yürütmez. Hayal-gerçek ayrımı yapmadan herşeyi gerçek gibi algılayarak hareket eder. Bilinçaltına yerleşen bilgiler, tüm yaşamı etkileyen davranışlarımıza yön veren temel esasları oluştururlar. Bireyin edinmiş olduğu bu çarpıtılmış düşünüş, inanış ve davranış kalıplarını olumlu inanış, düşünüş ve davranış kalıpları haline getirmek için bilinçaltının yeniden yapılandırılması gerekir. İtalyan bir psikiyatr olan Roberto Assagioli ve İsviçreli psikiyatr Carl Jung, bilinçaltı zihnin içeriğinin sadece bastırılmış dürtülerden ve kabul edilemez isteklerden oluşmadığını (bu konuda Freud’un düşüncesinden ayrılarak) belirtmişlerdir. Onlara göre bilinçaltı zihin aynı zamanda yaratıcılığın, iyilikseverliğin, empatinin, ilhamın ve daha birçok insanî değerlerin kaynağıdır. Bilinçaltı’nın temel fonksiyonlarını şöyle sıralayabiliriz: – Anıları depolar, geçici olan ve geçici olmayan herşeyi kaydeder. – Duyguların alanıdır, semptomlar vasıtasıyla haberleşir. – Vücuttaki her türlü reaksiyon bilinçaltına bağlıdır, bastırılan herşey farklı bir şekilde ortaya çıkar. Beden dili onun hakimiyetindedir. – Semboller (somutlaştırma) ile daha iyi anlar.

– 11 yaşındaki bir çocuk gibi hareket eder. Ve çocuk merakıyla öğrenir. – Mantıklı açıklamalar yapmak ve duyguları serbest bırakmak için bastırılmış anıları açığa çıkarır. – Emirlere uymayı sever, net talimatlara ihtiyacı vardır. – Bilinçli zihin devre dışı kaldığında hipnoza yatkınlığı artar ve herşeyi hatırlar ya da unutabilir. – Herşeyi kişisel düzeyde ele alır. [1]

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir