Mehmet Azim – Yarim Elma

Her işin bir zamanı vardır. Çalışılması gereken zamanda eğlence ile keyfince yaşayan kişiler, daha sonra sıkıntıya düşer. Öğrenciler, okul zamanı derslerine iyi çalışmalıdır. Ders zamanı, vaktinin çoğunu oyunla geçiren bir öğrenci başarısız olacaktır. Oyunun zamanı ayrı, dersin zamanı ayrıdır. Derslerine gereken özeni göstermeyip zayıf not almanın ve üzülmenin çok anlamı yoktur. Geleceğe yönelik düşünceleri olan insanlar planlı çalışmalıdır. Her dersin ve sınıfın hakkını vermeli, böylece bir üst sınıfa geçmeye çalışmalıdır. Hedefine doğru adım adım ilerlemelidir. Çalışmadan, kendisine yüksek hedefler koymak, boş bir hayal olmaktan öteye gitmeyecektir. Bir öğrenci bu gün ne ekiyorsa okulunu bitirince onu biçecektir. İyi üniversitelerde okumak isteyenler, şimdiden düzgün ve planlı çalışmalıdır. Zahmetsiz ve eziyetsiz zengin olmak mümkün değildir. Çalışmayan bir fabrikadan ürün elde edilmez. Fabrikayı çalıştırmak ve oradan ürün elde etmek için düğmeye basmak gerekir.


Fabrikanın içinde her işçi, üzerine düşeni tam olarak yaparsa orası verimli bir iş yeri olur. Bu durumda hem işçiler hem de fabrika sahibi kazanır. Çiftçi, tembellik gösterip de tarlayı boş bırakırsa ürün alamaz. Kış mevsimi gelince başkalarının eline bakmak zorunda kalır. Bir çiftçi için kış mevsimi daha çok dinlenme mevsimidir. Diğer mevsimlerde üretmeyen çiftçi, kışın da rahat bir şekilde dinlenemez. Bu nedenle ekim mevsiminde ürünleri tarlaya ekmeli, gübresini suyunu vermelidir. Gerekiyorsa çapasını yapmalıdır. Elde ettiği ürünleri satınca da parayı kazanacaktır. İnsan, rızkını temin etmek için çalışmak zorundadır. Meyve kurtları, yeni doğmuş bebekler, çalışmadan da yiyeceklerini elde ederler. Fakat bu durum, taklit edilecek bir kazanç elde etme şekli değildir. Halk arasında söylendiği gibi “Armut piş, ağzıma düş.” şeklindeki anlayış doğru değildir. Toplum içinde armudun olgunlaşıp ağzına düştüğü insanlar bulunabilir.

Fakat böyle bir çalışma tarzını benimsemek dünyada işleyen kanunlara aykırıdır. İnsan çalışmalı ve çalıştığının karşılığını istemelidir. Genel olarak, insan ancak çalışınca elde eder. Bir insan için, kendi el emeği ile yediği yemekten daha lezzetlisi yoktur. Toplum içinde boş boş oturup rızkının ayağına gelmesini bekleyenler için ”Boş ambarda peynir arıyor.” denir. Böyle insanlar dilenci durumuna düşer. Ağustos böceği gibi karıncadan yardım istemek zorunda kalır. İçinde bulunduğumuz imkânları ve şartları değerlendirmek, fırsatları kaçırmamak gerekir. Kışın çuvalımızın dolu, kafamızın rahat olması için, yazdan çalışmalı ve gelecek günlere hazırlıklı olmalıyız. DÜNYAYA UZANAN ELLER Bir elin nesi var, iki elin sesi var. İnsanlar toplu olarak yaşadıkları için yardımlaşmak zorundadır. Tek başımıza hayatımız için gerekli olan yeme, barınma ve giyinme gibi temel ihtiyaçlarımızı bile gideremeyiz. Okullar açılınca defterlerimizi, kitaplarımızı kaplamamız gerekir. Fakat defterlerimizi ve kitaplarımızı tek başımıza kaplamamız çok zordur.

Bunun için aile büyüklerinden yardım isteriz. Birlikte, onları güzelce kaplarız. Evdeki işleri yaparken aile içinde güzel bir dayanışma örneği sergilenir. Annemiz yemeği hazırlar. Çocuklar ekmek alıp gelir. Baba, sofranın hazırlanmasına yardım eder. Birlikte gidilip yiyecek, içecek alınır. Ev temizlenecekse herkes gücüne göre katkı sağlar. Ailede, dayanışma içinde günler daha mutlu ve eğlenceli geçer. Dayanışma elbette sadece aile içinde olmaz. Komşumuzdan başlayıp bütün dünyayı içine alır. Düğün dernek yaparken komşularımızın sevincini paylaşırız. Üzüntülü anlarında onlara destek oluruz. Hasta komşularımızı ziyaret ederiz. Onları rahatsız etmemek için elimizden geleni yaparız.

Özellikle şehirlerde annelerin çoğu çalışmaktadır. Annemiz işteyken küçük kardeşimizi bazen komşuya bırakması gerekebilir. Okuldan gelince aile büyüklerimiz evde yoksa komşuya gideriz. Komşularımız bize çoğu zaman akrabalarımızdan daha yakındır. Mahallemizde yoksul insanlar bulunabilir. Onlar için yiyecek ve giyecek yardımı toplarız. Bu yardımları ihtiyaç sahiplerine ulaştırır, onların sıkıntılarına ortak olmaya çalışırız. Komşularımızın karnı tok, sırtı pek olursa biz de huzur buluruz. Onların aç ve açık kalması bizleri de üzer. Mahallemizdeki yoksul insanlara bir ailenin yardım yapması güç ve yetersiz olabilir. Ama mahalledeki bütün insanlar yardımlarını birleştirirse çoğu fakir insanın derdine derman bulmuş oluruz. Sınıf kitaplığımızı zenginleştirmeyi düşünelim. Bir arkadaşımızın kitap getirmesiyle kitaplığımız zenginleşmez. Sınıftaki her arkadaşımız katkı sağlarsa zengin bir kitaplık kurabiliriz. Oyuncağı olmayan bir çocuğa oyuncak hediye ederek onun da mutlu olmasını sağlamak güzel bir davranıştır.

Kışlık giyeceği olmadığı için okula gidip gelirken üşüyen çocukların ızdırabını duymamak mümkün mü? Kitabı olmadığı için okuyamayanlara, kalemi olmadığı için yazamayanlara yardım etmeyi istemeyen bir kalp olamaz! İstemesek bile yurdumuzda bazen doğal afetler yaşanır. Ah, vah etmek yerine zarara uğrayan vatandaşların yardımına koşmak gerekir. Onların yanında olmak, acılarının giderilmesine çalışmak en önemli vatandaşlık görevlerimizdendir. Bu konuda yetkili kuruluşlara destek vermek, bir başka yardım şeklidir. Hep birlikte, el ele vererek vatandaşlarımızı zor günlerinde yalnız bırakmamalıyız. Dünyanın neresinde olursa olsun en küçük bir sıkıntıyı bile duymamız, görmemiz artık mümkün. Afrika’nın aç insanlarını görüp de onlara acımamak elde mi? Peki acımak yetiyor mu, onların dertlerine derman oluyor mu? Elbette hayır! Onların, hayatlarını devam ettirebilmeleri için temel ihtiyaçlarını gidermede bile sıkıntıları var. Yiyecek, giyecek, ilaç, sağlık yardımı, barınacak ev bekliyorlar. Bir kişinin katkısıyla bu problemleri çözmek mümkün olmaz. Küçük küçük bile olsa yardımlarımızı birleştirebiliriz. Daha güçlü bir şekilde uluslar arası yardım kuruluşlarına destek vererek yardımların oraya ulaşmasını sağlayabiliriz. Afrika’nın da kara günlerini apak günlere çevirebiliriz. Başarmak ve ihtiyaçlarımızı gidermek için birlikte hareket etmek zorundayız. Kavgalara son verip hiçbir ayırım yapmadan herkesi kardeş bilmeliyiz. Gücümüzü, kuvvetimizi, toplumun yararına olacak şekilde birleştirmeli ve kullanmalıyız.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir