Oliver Sacks – Uyanışlar

Bu kitabın ana konusu, belirli hastaların eşine pek az rastlanan bir durum karşısındaki hayat mücadeleleri, gösterdikleri tepkiler ve tüm bunların tıp ve bilim açısından taşıdığı anlamlardır. Bu hastalar, elli yıl önce yaşanan büyük uyku hastalığı salgınında hayatta kalabilmeyi başaran az sayıdaki insanın arasında yer almaktadır. Ortaya koydukları tepkileri ise laevodihydroxyphenylalanine ya da L-DOPA adında yeni ve olağanüstü bir “uyanış” ilacına borçludurlar. Bu hastaların tıp tarihi boyunca eşine rastlanmayan yaşamları ve tepkileri genişletilmiş vaka hikayeleri veya biyografiler halinde sunulmuştur. Kitabın önemli bir kısmı bunlardan oluşmaktadır. Bu vaka hikayelerinin öncesinde hastalıklarının doğasına, ilk kez hastalığa tutulduklarından bu yana nasıl bir yaşam sürdüklerine ve hayatlarını dönüştüren ilaca dair tanıtıcı açıklamalar yer alıyor. Böyle bir konu özel ya da kısıtlı bir çevrede ilgi çekebilir gibi görünse de inanıyorum ki durum kesinlikle böyle değil. Kitabın ilerleyen kısımlarında bu konudan kaynaklanan çok çeşitli sonuçları belirtmeye çalıştım. Bu sonuçlar sağlıktan hastalığa, ıstırap çekmeye, bakıma ve yaşanan koşullara kadar geniş bir alanı kapsamakta. Hayattaki insanlara dair böyle bir kitapta zor ve belki de aşılması güç bir sorun ortaya çıkıyor: mesleki ve şahsa özel sırları ele vermeden detaylı bilgileri sunmak. Bu anlamda hastalarımın isimlerini, yaşadıkları hastanenin ismini ve yerini, koşullardan kaynaklanan diğer birtakım detayları değiştirmek zorunda kaldım. Yine de önemli ve esas olanı, yani hastaların gerçek varlıklarını 11 ve mevcudiyetlerini, yaşamı “hissedişlerini”, karakterlerini, hastalıklarını ve ortaya koydukları tepkileri, özetle içinde bulundukları tuhaf durumun temel niteliklerini korumaya çalıştım. Kitabın genel hatları -anlatımındaki ve yansımalarındaki farklılıklar, izlenimlerindeki ve metaforlarındaki çeşitlilik, ortaya koyduğu görüşler, tekrarlar, üzerinde fazla durmadığı konular ve dipnotları- bizzat konunun doğasına olan yönelmemle şekillenmiştir. Amacım bir sistem ortaya koymak ya da hastaları birer sistem olarak ele almak değil, daha ziyade bu hastaların yerleşik oldukları dünya ya da çeşitli dünyaların resimlerini okuyucunun zihninde canlandırabilmektir. Bu dünyaları resmetmek ise devinmeyen ve sistematik bir formülasyondan öte imge ve bakış açılarının yoğun bir şekilde araştırılması, kavramların sürekli yer değiştirmesi ve yaratıcı bir faaliyet gerektirir.


Karşılaşılan biçemsel ve epistemolojik* sorunlar, Wittgenstein’ın Felsefi Araştırmalar adlı eserinin Önsöz’ünde ifade ettikleriyle birebir örtüşür. Wittgenstein bu manzaraları (düşünce manzaralarını) şekiller ve “görüşlerle” resmetme gerekliliğinden bahsederken şöyle der: … Bu elbette araştırmanın doğasıyla bağlantılıydı. Zira bu, geniş bir düşünce alanında, her yöne ve çaprazlama olarak hareket etmemizi zorunlu kılar. Bu kitaptaki düşünceler, zihinde yapılan uzun ve karmaşık yolculukların gidişatı esnasında ortaya çıkan birkaç manzara eskizinden ibarettir. Benzer ya da hemen hemen aynı noktalara her zaman farklı yönlerden yaklaşılmış ve yeni eskizler ortaya konmuştur … O yüzden esasen bu kitap sadece bir albümdür. Yukarıda bahsedilen kitabın sayfalarında gezinirken metafiziksel temalara rastlanmakta – bu konu, hastalığı tamamen mekanik ya da kimyasal koşullarla ele almanın yetersiz olacağı fikrinden kaynaklanmaktadır; öyle ki hastalık biyolojik ya da metafiziksel koşullarla, yani hem örgütlenme ve hem de tasarım koşullarıyla eşit düzeyde ele alınmalıdır. İlk kitabım Migren’de, böyle bir çifte yaklaşımın gerekliliğinden bahsetmiştim. Bu ese­ • Kökeni, doğayı, yöntemleri ve bilginin sınırlarını araştıran teorik bilim dalı. (ç.n.) 12 rimde de, bu temayı çok daha detaylı olarak geliştirmekteyim. Böyle bir düşünce tarzı yeni olmaktan çok uzaktır – klasik tıpta bu düşünce yapısı çok açık bir biçimde anlaşılmıştı. Buna karşın günümüz tıp anlayışında, neredeyse sadece teknik ve mekanik bir vurgulama vardır. Bu vurgulama, tıpta ciddi boyutlarda ilerlemelerin yanında entelektüel gerilemeyi ve hastaların ihtiyaçları ve hissiyatlarına gösterilen özende de eksiklikleri beraberinde getirmiştir. Bu kitap, böylesine bir metafiziksel özeni tekrar kazanma ve eksikliklerini giderme yönünde yapılmış bir girişimin ürünüdür.

Ortaya koyduğu fikirler ve amacı basit ve dolaysız olsa da, kitabı yazarken beklemediğim ölçüde zorlandım. Anlatımda dolaysız ve açık sözlü olabilmek için izlediğiniz yolun açık ve kullanıma müsait olması gerekir. Doğru bakış açısını, odaklanmayı ve anlatım tarzını yakalamak için çaba verirsiniz – ve sonra hiç farkında olmadan bunları kaybedersiniz. Bu kaybettiklerinizi tekrar kazanmak ve dikkatinizi kaybetmemek için sürekli mücadele etmek gerekir. Karşı karşıya kaldığım, beni uğraştıran ve okuyucularımın da yüz yüze gelmesi gereken sorunları, Maynard Keynes’in Genel Teori adlı eserinin Önsözü’nde yazdığı muhteşem kelimelerden daha iyi ifade edecek bir anlatım ortaya koyamazdım: Bu kitabın yazımı, yazarı için uzun bir kaçış mücadelesi oldu. Dolayısıyla, çoğu okur için okuması da, yazarın onlara yönelttiği saldırının başarılı olabilmesi adına aynı tür bir mücadeleyi gerektirmeli – bu, alışılagelmiş düşünce ve ifade kalıplarından kaçış mücadelesidir. Burada büyük zahmetlerle ortaya konan fikirler son derece basittir ve apaçık olmalıdır. Zorluk, yeni fikirlerin ortaya konmasında değil, birçoklarımız gibi yetiştirilen insanların zihinlerinin her köşesinde dallanıp budaklanmış eski fikirlerden kaçabilmektedir. Alışkanlıkların zorlaması ve değişime karşı direniş -düşüncenin her alanında çok sık rastlanır- tıbbın, en karmaşık ıstıraplarımızın ve varlığımıza dair bozuklukların incelendiği alanlarında en yüksek düzeye ulaşır; zira bu noktada en derin, en 1 3 karanlık ve en ürkütücü yanlarımızı, hepimizin inkar etme ya da görmeme yönünde mücadele verdiğimiz yanları dikkatle incelemek zorunda kalırız. Kavranması ya da ifade etmesi en zor düşünceler, bu yasaklı bölgeye temas eden ve içimizdeki en güçlü inkar mekanizmalarını ve en yerleşik gelenekleri tekrar uyandıranlardır.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir