Ruşen Çakır – Sivil Şeffaf Demokratik Diyanet Mümkün Mü

“Sivil, Þeffaf ve Demokratik Bir Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý Mümkün mü?” baþlýklý çalýþmamýza, “Ýmam Hatip Liseleri: Efsaneler ve Gerçekler” adlý araþtýrmamýzý tamamladýktan sonra, Haziran 2004’te baþladýk. ÝHL araþtýrmasýna baþladýðýmýzda ortalýk çok sakindi, fakat tam raporumuzu yazma aþamasýna geldiðimizde ÝHL krizi patlak verdi. Bu krizin, raporumuzun kamuoyunda daha fazla ilgi görmesine yaradýðýný inkar edecek deðiliz. Ancak Türkiye’nin o hassas krizi, çok da aðýr bedeller ödemeden atlatmasýnda yaptýðýmýz çalýþmanýn bir nebze de olsa katkýsý olmuþsa çok seviniriz. ÝHL çalýþmasýnýn hemen ardýndan Diyanet araþtýrmasýna girdiðimizde, biraz da þaka yollu- her an bu konuda da bir krizin patlak verme ihtimalini hesaba kattýk. Nitekim ÝHL krizindeki kadar etkili olmasa da Avrupa Birliði’nin Ýlerleme Raporu’nda Alevilerin “Müslüman azýnlýk” olarak gösterilmesi kamuoyunu epey meþgul etti, daha da edeceðe benziyor. Neden böyle oluyor? Neden din-devlet-toplum iliþkileriyle ilgili neredeyse her konu patlamaya hazýr bombalar gibi Türkiye’yi tedirgin edip duruyor? Bu sýkýntýlar daha ne kadar sürecek? Bunlarý nasýl aþýlabiliriz? TESEV bünyesindeki “Demokrasi, Sivil Toplum ve Ýslam Dünyasý Programý” kapsamýnda iþte bu ve benzeri sorulara samimi bir þekilde yanýt arayanlara katkýda bulunmak için bir dizi faaliyet yürüttük ve bundan sonra da yürütmeyi planlýyoruz. Ýþte elinizdeki araþtýrma bütün bu sorunlarýn göbeðindeki bir kurumu, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý’ný bütün boyutlarýyla ele alma iddiasýnda. Bu çalýþmada, “Sivil, Þeffaf ve Demokratik Bir Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý Mümkün mü?” sorusunun cevabýný aradýk. Vardýðýmýz sonuçlarý ve önerilerimizi raporumuzun son kýsmýnda bulacaksýnýz. Ama Diyanet’in bu sýfatlarý çoktan hak ettiðini ve bunlara ulaþmasýnýn mümkün olduðunu, daha baþýndan kestirebiliyorduk. Dolayýsýyla sahici bir iyimserlik ve iyi niyetle kollarý sývadýk. Yedi ay süren çok yoðun bir çalýþmanýn ardýndan Türkiye’deki din-devlet-toplum iliþkileri hakkýndaki birçok görüþümüzü doðrulama imkanýna sahip olduk. Ama týpký ÝHL çalýþmasýnda olduðu gibi, birçok þeyin sandýðýmýz gibi olmadýðýný da gördük. Elde ettiðimiz bilgi ve bulgulara ek olarak, toplumun tüm kesimlerinin eleþtiri, þikayet, beklenti, görüþ ve önerilerini de derledikten sonra sivil, þeffaf ve demokratik bir Diyanet’in zorunlu, bunun pekala mümkün ama epey zor olduðu sonucuna vardýk.


*** Aðustos ayý ortasýnda, yani yaklaþýk iki buçuk ayda, çalýþmanýn birinci aþamasý olan literatür taramasýný tamamladýk. Türkiye’de din-devlet iliþkilerinin, buna baðlý olarak Diyanet’in geliþimini, bu konular etrafýnda yapýlan eleþtiri ve tartýþmalarý, yaþanan sorunlarý tarihsel bir perspektifte, eleþtirel bir bakýþ açýsýyla ele alan “Literatür Tarama Raporu”nu konuyla ilgi kiþilere iletip görüþ ve eleþtirilerini aldýk. Türkiye’de bu denli merkezi bir öneme sahip “din-devlet iliþkileri” sorunsalý hakkýnda, belli bir literatürün olduðu söylenebilir. Fakat bunlarýn büyük çoðunluðunun, konuyla ilgili bilimsel, objektiflik kaygýsý güden araþtýrmalardan çok, var olan tartýþmalarda belli taraflarýn sözcülüðünü yapmaya soyunan metinler olduðunu belirtmek durumundayýz. Bu sorunsalýn en temel kurumu hakkýnda yok denecek kadar az çalýþmanýn bulunmasýysa, Türkiye’nin sosyal bilimler alanýndaki zayýflýðýný olduðu kadar, hatta belki de ondan daha fazla bir þekilde, Diyanet’in 8 kelimenin gerçek anlamýyla bir “tabu” olduðunu gözler önüne seriyor. Aslýnda Diyanet’in “tabu” olduðunu önceki deneyimlerimizden biliyorduk. TESEV bünyesinde böylesi bir çalýþmaya girmemizde bu tabu olgusunun kýþkýrtýcý bir iþlev gördüðünü de itiraf etmemiz gerek. Yine de çalýþmaya koyulduðumuz andan itibaren, sorunun ne kadar ciddi ve hayati olduðunu daha yakýndan gözleme imkâný bulduk. Hele çalýþmamýzýn baþlýðýna koyduðumuz “sivil”, “þeffaf” ve “demokratik” sýfatlarýnýn her birinin, özellikle de “sivil” tanýmýnýn Diyanet’e yakýn bazý çevrelerde yarattýðý tedirginlik, böyle bir çalýþmanýn elzem olduðuna bizi bir kere daha ikna etti. Bu arada bir parantez açýp, Diyanet Ýþleri Baþkaný Prof. Ali Bardakoðlu ve onunla birlikte kurumda önemli görevler üstlenen bazý kurmaylarýnýn, daha fikir aþamasýndan itibaren bizleri samimiyetle desteklediklerinin, daha rahat ve etkin bir çalýþma yapmamýz için ellerinden gelen yardýmý yaptýklarýnýn altýný çizmememiz gerekiyor. Diyanet, her ne kadar ÝHL gibi güncel ve etrafýnda sert siyasi tartýþmalarýn yaþandýðý bir konu olmasa da, AB süreciyle birlikte giderek önem kazanýyor. Hele 17 Aralýk 2004’te Türkiye’nin müzakere tarihi almasýndan sonra din-devlet-toplum iliþkileri ve Diyanet’in daha merkezi bir tartýþma konusu olacaðýný kestirmek çok güç deðil. Araþtýrmamýzda elde ettiðimiz ilk bulgular Diyanet’in AB’ye uyuma “en az hazýr”; ama yeni yönetimiyle birlikte buna “en fazla niyetli ve gayretli” kurumlardan biri olduðunu gösteriyor. Ýleriki sayfalarda da görüleceði gibi, devlet ve toplumun Diyanet’ten beklentileri hayli fazla.

Daha önemlisi kimi durumlarda devlet ve toplumun beklentileri çeliþki arz ediyor. Hatta devlet ya da toplumun farklý kesimlerinin Diyanet’e ayrý ayrý anlamlar yüklemesi, tarihi boyunca bu kurumu atýllaþtýrmýþ, ürkekleþtirmiþ ve pasifize etmiþ. **** Çalýþmamýzýn ilk aþamasýnda, konuyla ilgili basýlý birçok temel kaynaðý deðerlendirdik; Diyanet’in yayýnlarýna ve APK Dairesi’nin kurum için ürettiði birtakým çalýþmalara ulaþtýk; Türkiye üniversitelerinde Diyanet ile ilgili yapýlmýþ ve çoðu basýlmamýþ 5 doktora tezi ve 4 yüksek lisans tezini inceledik; Diyanet’in yurtdýþý faaliyetleri hakkýnda, bu alanda çalýþmýþ bazý üst düzey görevlilerle “ön bilgilendirme” toplantýsý yaptýk. **** Çalýþmamýzýn ikinci aþamasý olan saha çalýþmasýnda, Ýstanbul, Ankara, Bursa, Kayseri, Aydýn, Adana, Samsun, Erzurum, Diyarbakýr ile yurtdýþýnda Köln ve Berlin’e gittik. Türkiye’deki dokuz ilde din görevlileri ve cami cemaatleriyle görüþmeler yaptýk. Almanya’daysa Diyanet Ýþleri Türk Ýslam Birliði’ne (DÝTÝB) baðlý camilerde yine din görevlileri ve bu camilere devam eden cemaatlerle görüþtük. Saha araþtýrmasý sýrasýnda, Diyanet bünyesinde çalýþan kadýn din görevlileri ve dindar kadýnlarla ayrýca derinlemesine mülakatlar yaptýk. Buna ek olarak Berlin’de yine bir grup dindar kadýnla Diyanet’i ve dindevlet-toplum iliþkilerini tartýþtýk. Saha çalýþmalarý kapsamýnda Ýrfan Bozan, Ýstanbul, Diyarbakýr, Köln ve Berlin’e gitti. Diðer iller için çoðu gazeteci olan arkadaþlarýmýzdan yardým aldýk. Hüseyin Þentürk Ankara, Kayseri ve Erzurum, Ulaþ 9 Yýldýz Adana ve Aydýn, Levent Cinemre Samsun, Cenk Sarýoðlu ise Bursa’da din görevlileri ve cami cemaatiyle görüþtüler. Müjgan Halis, Türkiye’deki kadýn din görevlileri ve dindar kadýnlarla buluþtu. Gazeteci olmayan tek arkadaþýmýz Sevi Bayraktar ise Berlin’de dindar kadýnlarla araþtýrmamýz kapsamýnda görüþmeler yaptý. Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý’nýn Ankara merkezinde, Baþkan Prof. Ali Bardakoðlu, iki yardýmcýsý, Din Ýþleri Yüksek Kurulu Baþkaný ve üç daire baþkanýyla Ruþen Çakýr derinlemesine mülakatlar yaptý.

Saha çalýþmasý 1 Eylül ve 25 Ekim 2004 tarihleri arasýnda gerçekleþti. **** Araþtýrmanýn üçüncü bölümü olan “Görüþ ve Öneri Tarama” kýsmýndaysa yaþayan eski Diyanet Ýþleri Baþkanlarý, deðiþik dönemlerde Diyanet’ten sorumlu devlet bakanlýðý yapmýþ siyasetçiler, milletvekilleri, eski baþbakanlar, sosyal bilimciler, din görevlisi sendikalarý, Alevi kesiminin farklý temsilcileri, Sünni Ýslami cemaatlerin temsilcileri, sivil toplum örgütleri ve çeþitli kesimlerden gazetecilerle görüþtük. Alevi kesimle ilgili çalýþmalarýn tümünü Reþit Berker Enhoþ yaptý. Eski Diyanet Ýþleri Baþkanlarý, deðiþik dönemlerde Diyanet’ten sorumlu devlet bakanlýðý yapmýþ siyasetçiler ile milletvekilleri görüþmelerini Ferhat Ünlü gerçekleþtirdi. Bülent Ecevit ile Ferhat Ünlü ve Ruþen Çakýr, Süleyman Demirel ileyse Ruþen Çakýr konuþtu. Sevi Bayraktar ve Betül Aydoðan sivil toplum kuruluþlarý ve gazetecilerden görüþ ve öneri toplanmasýna katkýda bulundu. Görüþ ve Öneri Derleme çalýþmasý 1 Kasým 2004’de baþladý ve 15 Aralýk 2004’de tamamlandý. Çalýþmamýza katkýda bulunan arkadaþlardan üçü raporun yazým aþamasýnda da yardýmlarýný esirgemediler: siyasetçiler ve eski Diyanet Ýþleri Baþkanlarý’nýn görüþ ve önerileriyle ilgili bölüm Ferhat Ünlü, Alevilikle ilgili bölüm Reþit Berker Enhoþ, diðer ülkelerdeki din-devlet iliþkilerini irdeleyen ek bölüm Sevi Bayraktar tarafýndan kaleme aldý. **** Çalýþmamýzýn bütün aþamalarýnda hedefimizi “baðcý dövmek deðil üzüm yemek” olarak tarif etmeye çalýþtýk. Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý’nýn daha sivil, demokratik ve þeffaf bir yapýya kavuþmasý/kavuþturulmasýnýn mümkün olabileceði düþüncesiyle yola çýktýk. Konuyla doðrudan ya da dolaylý iliþkili kiþilerin gözlem, deneyim, beklenti, talep, görüþ ve önerilerini derleyerek bunun nasýl gerçekleþebileceði konusunda birtakým ipuçlarý çýkartmaya çalýþtýk. Amacýmýz Türkiye’de din-devlet-toplum iliþkilerinin, mümkün olduðunca sorunsuz bir þekilde geliþmesine katkýda bulunmak. Bu çalýþmanýn da, toplumun farklý kesimleri tarafýndan kabul edilebilir, uygulanabilir ve kalýcý çözüm önerilerinin tartýþýlabilmesi için bir zemin olmasýný temenni ediyoruz. **** TESEV için hazýrladýðýmýz “Ýmam-Hatip Liseleri: Efsaneler ve Gerçekler” raporunda söylediðimiz bir þeyi burada da tekrar etmek istiyoruz: Biz gazeteciyiz, siyasal bilimler öðrencisi arkadaþlarýmýz Sevi 10 Bayraktar, Betül Aydoðan ve Reþit Berker Enhoþ dýþýnda, saha ve görüþ tarama çalýþmalarýnda yardýmlarýna baþvurduðumuz arkadaþlarýmýz da gazeteci. Dolayýsýyla araþtýrma ve görüþmelerimizde esas olarak gazetecilik teknik ve yöntemlerine baþvurduk.

Bununla birlikte konuyla ilgili yapýlmýþ, maalesef az sayýdaki akademik çalýþmadan ve bazý sosyal bilimcilerin görüþ ve önerilerinden yararlandýk. Dolayýsýyla bu rapor hiç kuþkusuz, bir “akademik çalýþma” olma iddiasý taþýmamaktadýr. Bu bir “gazetecilik çalýþmasý”dýr ve bilindiði gibi, layýkýyla yapýlan her gazetecilik çalýþmasý, yaþanan bir sorunu öðrenme ve anlamaya yardýmcý olur. Bu rapor “felsefi” bir iddia da taþýmýyor, yani ele aldýðýmýz konunun düþünsel derinliklerine indiðimiz iddiasýnda deðiliz. Prof. Þerif Mardin’in altýný isabetle çizdiði “dinin sembolik içeriðinden gelen bazý problemlerin çetinliði” üzerinde durmadýk, duramadýk. TESEV’in bu çalýþmasý, bu konudaki akademik/bilimsel çalýþmalarý teþvik ederse, en önemlisi, Türkiye’deki din-devlet-topum iliþkilerinin iyileþmesine bir nebze katkýda bulunabilirse mutlu olacaðýz. **** Bu çalýþmanýn gerçekleþmesinde çok kiþinin katkýsý oldu. Hepsinin adýný anmamýz maalesef imkansýz. Dokuzuncu Cumhurbaþkaný Sayýn Süleyman Demirel’e, Sayýn Bülent Ecevit’e, görüþ ve önerilerini bizimle paylaþan sivil toplum örgütlerine, sendikacýlara, sosyal bilimcilere, gazetecilere, eski Diyanet Ýþleri Baþkanlarýna, siyasetçilere, Diyanet Ýþleri Baþkaný Prof. Ali Bardakoðlu ve yardýmcýsý Doç. Mehmet Görmez’in þahsýnda Türkiye ve Almanya’da bize yardýmcý olan tüm Diyanet görevlilerine, ÝSAM’a, Þerif Sayýn ve Aycan Akdeniz baþta olmak üzere TESEV çalýþanlarýna, Hýdýr Göktaþ’a, Doç. Ýsmail Kara’ya, Ferhat Ünlü, Sevi Bayraktar, Reþit Berker Enhoþ Hüseyin Þentürk, Müjgan Halis, Ulaþ Yýldýz, Levent Cinemre, Cenk Sarýoðlu, ve Betül Aydoðan’a çok teþekkür ederiz. Ruþen Çakýr – Ýrfan Bozan 11 ÖZET 1.BÖLÜM OSMANLI’DAN BUGÜNE TÜRKÝYE’DE DÝN-DEVLET-TOPLUM ÝLÝÞKÝLERÝ VE DÝYANET ÝÞLERÝ BAÞKANLIÐI: HEDEFLER, HÝZMETLER, SORUNLAR, ELEÞTÝRÝLER I.

TÜRKÝYE’DE DÝN – DEVLET – TOPLUM ÝLÝÞKÝLERÝ 1. Cumhuriyet Öncesi Dönem Þeyhülislamlýk ve Þeyhülislamlýðýn Hizmet Alanlarý Osmanlý Devleti’nde din iþleri þeyhülislamlar tarafýndan yürütülürdü. Þeyhülislamlýk makamýný, günümüzün Türkiyesi’nin Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý, Vakýflar Genel Müdürlüðü, Adalet ve Milli Eðitim Bakanlýklarý ile Yüksek Öðretim Kurumu’nun tüm yetkilerini tek elde toplayan bir kurum olarak tarif etmek mümkündür. Þeyhülislamýn görevlerinden en önemlisi kendisine yöneltilen dini ve siyasi konularda fetvalar vermekti. Bu hem dini, hem siyasi niteliði olan bir görevdi. Fetva verme görevini taþrada müftüler yürütüyordu. Devlet adamlarý ve halk dini ve hukuki konularda müftülere baþvurarak fetva alabiliyorlardý. Þeyhülislamlýðýn diðer önemli bir görevi de baþýnda bulunduðu Ýlmiye Teþkilatý’ný yönetmekti. Osmanlý yönetim sisteminde Þeyhülislamlýk müessesesi; kazai ve idari hizmetler veren “Kadýlýk”, dini ve hukuki danýþmanlýk hizmetleri sunan “Müftülük” ve eðitim hizmetleri veren “Medrese” yapýlanmalarýný bünyesinde toplamýþtý. Yargýlama ve yönetim, dini ve hukuki danýþmanlýk, eðitim ve öðretim görevlerini bünyesinde toplayan Ýlmiye Teþkilatý’nýn hiyerarþik yapýsý þöyleydi: · Þeyhülislam · Kadýaskerler (Rumeli Kadýaskeri ve Anadolu Kadýaskeri) · Ýstanbul Kadýsý · Vilayet Kadýlarý, Müftüleri ve Müderrisleri · Sancak Kadýlarý · Naipler · Cami ve mescitlerdeki din görevlileri Þeyhülislamlýk ile Diyanet’in Karþýlaþtýrýlmasý Þeyhülislamlýðýn yapýlanmasý ve görevleri ister istemez günümüz Türkiye’sindeki din-devlet iliþkilerini ve buna baðlý olarak Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý’ný akýllara getiriyor. Bu iki kurumun karþýlaþtýrýlmasýnda kabaca iki farklý yaklaþým öne çýkýyor: Bunlardan birincisine göre en temel farklýlýk Osmanlý’da dinin daha fonksiyonel olduðu, buna karþýlýk 12 Cumhuriyet döneminde din büyük ölçüde budanarak sadece ibadetle ilgili bir alana sýkýþtýrýldýðýdýr. Bununla birlikte örgütlenme biçimi, yani siyasi otoritenin dinle kurduðu iliþki aynýdýr. Þeyhülislamla günümüzdeki Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý yapýlanmasý arasýnda baþkanýn atanmasýndan azline, her iki kurumun devlet tarafýndan finanse edilmesine kadar çok büyük ve önemli benzerlikler mevcuttur. (Davut Dursun ile röportaj, Kitap Dergisi, Kasým 1989, Sayý 33, s.35) Buna karþýlýk ikinci görüþ sahipleri, Þeyhülislam ile Diyanet Ýþleri Baþkaný’nýn atanma ve azillerinin benzerlik göstermesinden hareketle yapýlan deðerlendirmeleri yüzeysel ve yanlýþ bularak; Osmanlý Devlet yapýsý ve Türkiye Cumhuriyeti devlet yapýsý arasýnda “laiklik” ilkesi bakýmýndan bir ayrýþmanýn olduðunu vurgularlar.

Söz konusu görüþü savunan kiþilere göre . Osmanlý Devleti netice itibariyle baþýnda halifenin bulunduðu bir tür dini devlet iken Diyanet Ýþleri Baþkanýný atayan Türkiye Cumhuriyeti Devleti laik bir devlettir ve diðer üst düzey memurlar gibi bir ‘memur’ atamaktadýr. (Ýsmail Kara, Din ile Devlet Arasýna Sýkýþmýþ Bir Kurum: Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý, M.Ü. Ýlahiyat Fk. Dergisi Sayý 18, 2000, Ýstanbul) Þeyhülislamlýðýn Zayýflamasý ve Sona Ermesi Zaman zaman verdiði fetvalarla padiþahlarýn “öldürülmesine” meþru zemin hazýrlayan þeyhülislamlýk kurumu Osmanlý’nýn modernleþme dönemlerinde güç kaybetti ve sadece dini hayatý düzenleyen bir kuruma dönüþtü.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir