Turan Dursun – İlhan Arsel’e Mektuplar

Beni sonsuz sevindiren, alabildiğine sıcak, sevgi, insanlık, dostluk ‘içeren ve akıl yolunda dayanışmaya da yönelik mektubunuzu aldım; coşkuyla okudum; çok duygulandım. Uzun yıllardır sizinle göriişemeyişimizi kendim için yazıklann yazığı sayanm. Herkesten çok daha iyi bilirsiniz ki, ülkemiz, çaplı insanlar yönünden çok zengin değildir Bugün ve geleceğin insanları için sözü, mesajı olan, ortaya koyduklan ve çabalarıyla iz bırakanları bulmak oldukça zor. Var gibi olanların yaldızlan kazındığında, ortaya çıkan bir hiç. Ama inanın, tüm içtenliğimle söylüyorum: Siz başkasmız. Ortaya koyduğunuz, gerçek anlamındaki akılcı, bilimci kişiliğinizle başkasınız. Yürekliliğinizle başkasınız. Her biri yeri doldunılmaz; kimi, yüzyılımızın kitabı olacak ölçüdeki yapıtlannızla başkasımz. Ve abuk sabuk aktarmacılann, “karanlıkçı aydınlar’ ın, binlerce yıllık ilkelliklerin kaynağı olan “din” ve “iman”la ırzına geçilmiş türden bilim ve akıl yüklü, yalnızca kıbklanyla çağdaş “ulema’nm tersine. kaynağı olduğunuz ışığı, kitlelere bolca verebiliyor olmanızla başkasınız. Siz çok yaşamalısınız İlhan Arsel! Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin sonsuzca yaşaması için ulu kurucusunun eliyle yerleştirilen temel taşlanna sahip çıkmanın heykelleşmiş bir simgesi gibisiniz. Sizin başardığınızı. başarmaya çabaladıklarınızı, örgütler, kitleler, partiler bile başaramamışDr. “Devrimci” diye kendisini tanıtmış olan bir partinin başındakilerin karanlığa verdikleri ödünler unutulur mu? Zaman zaman parlayan kimi kişilerin verdikleri iidünler de ortada: İslam’a 11 Ocak 1988 (İstanbul) Çok Sayın Dosnım İlhan Ars«l, 7 yönelik uyancı kuşkulann topluma yayılmasında küçümsenemeyecek payı olan Hz. Muhaınmed’in FeLıefesi adlı kiıabı nedeniyle gidip Cemil Sena ile lanışlım.


Ve böylesine değerli kiıapıa Muhammed i yücilüci kesimlere neden yer verdiğini, niçin ödün verdiğini sordum. Binakım gerekçeler ileri sürdü. Ama hiçbiri doyumcu değildi, işte bir bajka ömek: Uzaktan bir zamanlar büyük ilgi ve saygı duyduğum Hıfzı Veldet Velidedeoğlu. Bir yazısında, “İslam’ın ilk doğuşundaki kurallara dönmeyi” önerecek ölçüde karanlığa ödün vermiştir. Gösterdiğim tepkiyle kendisine yazdığım mektubun fotokopisini ilişikte size sunuyorum Bir başka ömek: Bildiğiniz gibi Afet tnan, Atatürk’ün el yazılarındaki “Arap Peygamberi”ni (Medenî Bilgilerde) “İslâm Peygamberi” yapmıştır. Ve bu sahteciliği görüp bilenler de, çoğunlukla bilgilerini kendilerine saklamışlardır Daha birçok şeyi düşünüyor ve diyorum ki: Siz başkasınız. Başka olduğunuzun kanıtlanndan olan son kitabınızı. Şeriat ve Kadm’ı büyük ilgiyle, coşkuyla okudum. Çok aranır olduğuna, ilgi gördüğüne de tanık oldum. Zaman zaman benim de kitap tanıttığım M am faym Tanıtım D ergisınt bu kitap için de bir tanıtma yazısı yazacağım (Bu yazı ancak M an ayındaki sayısına girebilecekmiş). Sizinle birlikte olmak, bütünleşmek, birçok şeyi birlikte yapmak isterdim. Şimdiye dek bu olmadı. Atatürk’le de birlikte olmak isterdim. Bunlar olmadıysa da “Ben de bir şeyler yapabildim” diyebilirim: 1) Kutsal Kitapların Kaynaktan diye bir şey yazm ıştım , yıllar önce. Yayınlanamadı.

Belki bir gün… 2) Kuran Ansiklopedisi Biliyordunuz, şimdiye dek hiçbir ülkede “Kuran Ansiklopedisi” yazılıp yayınlanmadı. Yazdığım ansiklopedinin ilk olması nedeniyle ilgi göreceğini sanıyorum. Maddelerini ilgili çevrelerin, kişilerin görüşlerine sundum. Bunların arasında profesörler de var. Aldığım görüşlerde, ansiklopedinin önemi belirtiliyor ve “tavsiye” ediliyor. Ansiklopedi ABC sırasıyla düzenlendi; 12-14 (125-140 fasikUl) olarak A dan Z’ye bitti. Yayımı için, çeşitli ansiklopediler yayınlayan Görsel Yayınlar la anlaşmıştık. Ne var ki bu yayınlar itlııs em. İş kaldı. Güneş Yayıncılık ilgi gösterdi. Araştırma yaptırdı, fi­ zibilite hazırlattırdı. Kısacası ciddi olarak işe eğildiğini gösterdi. Sözleşme aşamasına gelmiştik ki, Güneş gazetesi de büyük çapta bir mali sıkıntıya girdi. Gazetenin bünyesinde değişik statüler gelişti. Yayıncılığın başındakiler ayrıldılar.

Olumsuz gelişmeler sonunda bu yayıncılıkla da işimiz olmadı. Bir ara, proje için Sakıp Sabancı yla görüşme çabasını gösterdim. Ama ulaşmayı başaramadım. Bir iki yer ilgileniyor, ama nasıl bir sonuç doğacağını bilemiyomm. İncelemeler ve fizibilite raporlarıyla proje hazır, bekliyor. Bir dosya d a tanışmakla büyük sevinç duyduğum ve çok incelikli bir insan bulduğum (…) Bey e sundum. Kur an Ansiklopedisi ni hazırlayıp yazmaktaki amacım, yalnızca ticari değildir. İstedim ki herkes Kuranda neler bulunduğunu (ne ilkelliklerin var olduğunu) ve nelerin bulunmadığını doğrudan görebilsin, kolayca öğrenebilsin. Bu amaçla, ansiklopedi, anlaşılır bir dille yazılmıştır. Yayımı gerçekleştiğinde kimse ilgilendiği konudaki bilgi için ona buna sormak zorunda kalmayabilecek, öğrenmek istediğini ilgili maddeye kolayca bakıp öğrenebilecek. Böylece yüzyıllardır sergilenegelen “Kur’an’da bilime, akla, mantığa aykırı hiçbir şey yoktur, İslam bilim dinidir, a h i dinidir./’ gibi yutturmaların önemli ölçüde beli kınimış olacaktır. Dolayısıyla bu ansiklopedinin, yayımlandığı zaman, gerçek anlamındaki akılcı, özgür ve aydınlık düşünce dünyasına önemli katkılar sağlayacağını umuyorum. 3) Bir roman yazdım. Cami içindeki eşcinselliklerin de yer aldığı bir roman.

Kimi çevrelere okuttum, çok ilgi göreceğini belirttiler Ne var ki yayımlandığında çok gürültü de koparacağı belirtiliyor. Ansiklopedi nin yayımını engellemesin diye şimdilik bu romanı da yayınlamıyor, bekletiyoruz. Bu arada kimi dergilere yazıyorum. Ad vermeden ya da takma adlarla… Bu da Kur an Ansiklopedisi’ne zarar gelebilir kaygısından kaynaklanıyor. Kimi yazılanm 2000’e Doğru dergisinde çıkıyor. Örneğin: “Hz. ( Hz’yi ben koymadım) Muhammed’in Cinsel H ayatı” başlıklı yazı benimdir. Bu yazıdan dolayı, derginin Yaziişleri MüdürU’ne, İmam-Hatip okulu kökenli bir yargıç tarafından bir yıl hapis ceza.« verilmiştir. Adım olmadığı için bana bir şey gelmedi. Ara sıra 9 Manı Yayın Tanıtım Dergisi’nde de yazıyorum : “Nasıl Yakıldım?” başlıklı ve Eren Kutsuz (akma adıyla çıkan yazım ın fotokopisini, ilgileneceğinizi bildiğim için bu m ektupla gönderiyorum. Size, (kardeşiniz) aracılığıyla sunduğum , eski M eksiko M aslahat G üzan T ahsin M ayatepek’in A tatürk’e 1937 yılında “14. R apor” diye gönderdiği “G üneş K ültü” başlıklı 40 sayfalık raporu da çok ilginç bulduğunuzdan em inim . Bu rapor, hiçbir yerde yayınlanm ış değildir. 2000’e Doğru dergisinde tanıtm ayı, sonra da birtakım açıklam alarla birlikte yayınlam ayı düşünüyorum .

(D erginin siyasal görüşü beni ilgilendirm iyor.) Şimdilik mektupla da olsa sizinle söyleşmek ne güzel. Bundan sonra bağlantının kesilmeden süreceği kesin. Ben çok isliyorum. Zorunlu bir dayanışm anın da gereği diye düşünüyorum . Ülkem izde koyuluğunu her gün biraz daha artının karanlığa karşı birlikte savaşımın gereği… Çok iyi biliyorsunuz, tarihte belki de ilk kez, ekonom ik tabanlı bir İslam Cemaati oluşmuştur. V akıftan bile korkunç bir güç. Hem bu nedenle, hem de sizin çapınızda bir insanın dostluğuna çok büyük bir gereksinim duyduğum için bağlanu sürsün istiyorum. En derin saygılanm la.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir