Üsame İbn Munkız – İbn Munkız Haçlılara Karşı

Atabek İmâdeddin Zengi’nin Frenkleri** yenişi diye özetleyebileceğimiz Kınnesrin’deki bu ilk savaşta Müslümanların safında çok fazla kayıp olmamıştı. İbn Bişr oraya, Atabek’i davet etmek için Halife’nin*** elçisi olarak gelmişti. Sonra, bu savaşa o da katıldı. Altın süslemeli bir “cevşen”**** vardı üzerinde. Savaş sırasında, İbnidakik***** adlı bir Frenk şövalyesi ona saldmp mızrakla göğsünden yaraladı. Mızrak, İbni Bişr’in sırtından çıkmıştı, Allah rahmet eylesin. Ama Frenklerden öldürülenler çok daha fazlaydı o gün. Atabek’in emriyle kesik başlar, kalenin karşısında bir alanda toplandı. Yaklaşık üç bin kesik baş vardı. * Eldeki mevcut elyazması nüshanın baş tarafında yirmi sayfa kayıptır. ** O dönemde AvrupalIlara, özellikle Fransızlara verilen ad. *** İmam er-Râşid b. el-Müsterşid. Hicri 529 / 530 yılları arasında hüküm sürmüş Abbasi halifesidir. **** Cevşen: Bir zırh türü.


***** İbnidakik; Aslı, Benedict veya Benedictus. Müslümanlar, telaffuzu kolay olsun diye Frenklerin isimlerini değiştirerek kendi dillerine uyarlamışlardır. -13- 2 Hicrî 532’de [: 1137-1138 m.] Rumlar ve Frenkler Şeyzer’i Kuşatıyor* Rum İmparatoru, yeniden Suriye’ye yöneldi. Allah onları kahretsin, Frenklerle birleşip Şeyzer’e doğru ilerlemek ve şehri kuşatmak üzere anlaşmıştı imparator. Selahaddin** bana, “Şu ödlek çocuğun yaptığı işe ne dersin?” dedi. Oğlu Şihabaddin Ahmed’den söz ediyordu. Ben, “Nedir yaptığı iş?” dedim. Selahaddin, “Ne yapsın? ‘Şehrinin sorumluluğunu üstlenecek başka birini bul!’ diye bana haber gönderdi,” dedi. Ben, “Peki sen ne yaptın?” dedim. Selahaddin, “Ben de Atabek’e haber gönderip bölgesinin yönetimini geri almasını söyledim,” dedi. “Eyvah nasıl böyle dersin! Şimdi Atabek senin için, ‘Eti yedi de, kemiği bana atıyor!’ demeyecek mi?” Selahaddin, “Sence ne yapmam gerekir bu durumda?” dedi. Cevabım şöyle oldu: “Ben Şeyzer’e geçeyim. Eğer Allah Teâlâ orayı korursa, bu senin başarın sayılır ve efendinin karşısında yüzün ak olur. Yok, eğer şehir ele geçirilir ve biz öldürülürsek, bu da bizim yazgımızdır, sen mazur görülürsün.

” * Bizans İmparatoru John Comnenus. ** Eyyûbî Hanedanının kurucusu olan ünlü Selahaddin Eyyubi. Batıklar ona Saladin der. -14- Bu sözümden etkilenen Selahaddin, “Senden başka hiç kimse daha önce böyle bir şey söylememişti!” dedi. Ben, onun bu önerimi kabul ettiğini sanarak çok miktarda hububat, koyun, yağ ve kuşatma durumunda ihtiyaç duyulacak diğer şeyleri hazırlattım. Ama gün batımmda onun elçisi benim evde olduğum bir sırada gelerek: “Selahaddin, yarından sonra Musul’a hareket edeceğimizi ve sefer için hazırlanman gerektiğini sana bildirmemi istedi,” dedi. Bu haber, endişeye kapılmama neden oldu: “Çocuklarımı, kardeşlerimi ve eşimi kuşatma altında bırakıp Musul’a mı gideceğim?” dedim. Ertesi sabah erkenden atıma atlayıp yanına gittiğimde, Selahaddin henüz çadırındaydı. Yolda gerekecek malzemeyi ve parayı (emin etmek için Şeyzer’e gitmeme izin vermesini istedim ondan. İzin verdi ve ekledi: “Sakın oyalanıp gecikme!” Bunun üzerine, hemen atımla Şeyzer’e doğru yola koyuldum; ama elçinin tavrı kalbimde endişe yaratmıştı. [….]* benim evime girmiş; ne kadar çadır, silah ve eyer varsa alıp götürmüş [….]** üstelik bazı yakınlarımı da yakalayıp alıkoymuşlar. Bu çok korkunç bir felaketti. * IClyazmasmda birkaç kelime eksik.

** Kly azmasında birkaç kelime eksik. -15- Üsâme İbn Mıınkız Şam’da [: 1138-1144 m.] Olayların gelişimi beni Şam’a gitmeye mecbur etti. Atabek’in* * elçileri, Şam emirine” sık sık gelip beni istiyordu. Tam sekiz yıl kaldım bu şehirde. Pek çok savaş gördüm. Şam emiri, -Allah rahmet eylesin- bana cömertçe hediyeler sundu ve zeamet*** verdi; kendisine yakın tutup özel ikramlarda bulunarak ayrıcalık tanıdı. Bunlara, bir de Emir Mu’înüddin’in**** gösterdiği vefalı dostluğu ve benim menfaatlerimi sürekli gözetmesini eklemeliyim. 4 Mısır’a Yolculuk Daha sonra, Mısır’a gitmemi kaçınılmaz kılan bazı sebepler ortaya çıktı. Bu yüzden, yanımda götüremediğim ev eşyalarım ve silahlarım kayboldu. Bütün mülklerimi geride bırakmak zorunda kalışım da benim için başka bir felaket oldu. Emir Mu’înüddin, yaptığı bütün iyiliklere ve ayrılışıma üzülmesine rağmen, durumumla ilgili elinden bir * Musul Atabek’i İmâdüddîn Zengi. ** Cemaleddin Muhammed. *** Anadolu Selçukluları ve OsmanlIlarda, belirli görevler karşılığında kişilere verilen, yıllık geliri 3-20 bin akçe olan arazi parçası. **** Cemaleddin Muhammed’in vezirlerinden Mu’înüddin.

-16- şey gelmediğini itiraf etti. Hattâ kâtibi olan Hacib [: özel mabeyinci] Mahmud el-Müsterşidî’yi göndererek şu sözleri iletti: “İnsanların yansı benden yana olsaydı, vallahi senden ayrılmaktansa onlarla beraber diğer yansına saldırmaktan çekinmezdim. Üçte biri dahi benimle olsa, kalan üçte ikisiyle senin için savaşırdım. Ama, insanlann tümü bana karşı birleştiler ve benim onlarla mücadele edecek gücüm yok. Bununla beraber, nerede ve hangi durumda olursan ol, aramızdaki dostluk en güzel biçimde devam edecektir.” Bununla İlgili Olarak Şunları Yazmıştım: Mu’îrıüddin! Bilemem sana karşı kaç minnet halkası Güvercin gerdanlığı gibi asılıdır boynuma, İyiliğin beni sana gönüllü köle etti, Asil kimse elbette iyiliğin kölesi olur. Nesebim* asil ve erdemli olsa da, Şimdi soyluluğum senin dostluğundan kaynaklanır. Bilmez misin, sana yakınlığımdandır, Bütün nişancılann bana ok atması. Sen olmasan, hiçbir bahane susturamazdı, İnatçı ruhumu düşmana kılıç çekmeden. Ama düşman ateşi sana dokunur diye, Kaygılandım ve söndürdüm yangını. NrNop: Soy, baba soyu. 5 İbn Munkız Mısır’da [1144 m.] Hicrî 539 yılı [: 1144 m.] Cemaziyelahir* ajanın ikisinde Perşembe günü Kahire’ye vardım. Oraya ulaştığımda, el-Hâfız Lidînillah** bana yakınlık gösterdi.

Huzurunda bir oda, bir elbise dolabı ve yüz dinar tahsis etti; ajmca özel hamamım kullanma iznini bahşetti. Daha sonra beni, Emir el-Cuyûş’un oğlu elEfdal’in evlerinden birine yerleştirdi. Halılarından yataklarına kadar son derece güzel bir evdi burası. Bütün bunlar, hiçbiri geri alınmamak üzere bana verilmişti. Burada konukseverlik, hürmet ve devamlı ikram içinde uzun süre kaldım. Bunların yamrida, bana ayrılan zeamatin geliri de devam ediyordu. 6 Mısır Ordusunda Kargaşa Bir yanda, kalabalık bir topluluk olan Sudanlılar ve Halife el-Hâfız’ın adamları olan Reyhaniyye; diğer yanda ise Cuyûşiyye, İskenderâniyye ve Ferhiyye olmak üzere iki grup arasında ciddi bir anlaşmazlık çıktı o sıralarda. Hepsi birden Reyhaniyye’ye karşı birleşmişlerdi. El-Hâfız’ın özel muhafiz birliğinden bir grup da Cuyûşiyye’ye katıldı. İki taraf- * Arap aylannın beşincisiyle altmcısının adı. ** Hicrî 524-544 arasında hüküm süren 12. Fatımî halifesi. -18- la da kalabalık bir kitle oluşmuştu. Halife elM/ıl’ız peş peşe aracılar göndererek taraflar masında uzlaşma sağlamaya çalışıyordu. Ama olumlu bir cevap alamadı.

Çatışma, Kahire’de sabah vakti başladı. Cııyûşiyye ve müttefikleri Reyhaniyye’yi yendiler. Emir el-Cuyûş’un adıyla anılan pazarda keyhaniyye’den bin adam öldürüldü. Öyle ki, pazarın girişinde cesetlerden bir set oluştu. Bize de saldırırlar endişesiyle, sabah akşam elimizde silahla bekledik. Çünkü Mısır’a gelmeden önce de böyle bir halt işlemişlerdi! İnsanlar, Halife’nin, Reyhaniyye’ye uygulanan bu katliamı sineye çekmeyip sorumlularıyla savaşacağım düşündüler. Ne var ki, el-Hâfız ölüm döşeğindeydi. İki gün sonra da vefat etti, Allah rahmet eylesin. Sonuçta bu konuyla ilgili iki keçi bile toslaşmadı! 7 İbn Salar ın Halife Zâfir’e Saldırısı Hâfız’dan sonra onun yerine en küçük oğlu Zâfîr Biemrillah geçti ve yaşlı biri olan Necmeddin İbn Mesâl’i vezir tayin etti. O sıralar kendi vilayetinde bulunan Emir Seyfeddin Ebu’l-hasan Ali b. Salar, bir miktar asker toplayarak Kahire üzerine yürüdü ve Zâfir’e haber gönderdi. Zâfir Biemrillah hemen komutanları vezaret meclisinde toplantıya çağırdı. Bize de saray mabeyincisiyle şöyle bir bildiri gönderdi:

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir