Jorge Luis Borges – Kum Kitabı

“Bir gerçek biçimi, tutarlı ve özeksel değil, ama iyice yan ve bölünmüş” Thomas De Quincey “Kum Kitabı” (El Libro di Arena) Fransızca ve Inǚ gilizce çevirilerinden Türkçeleştirildi ve İspanyolca aslıyla karşılaştırıldı. Bir söyleşide Borges “Yazarken her zaman uyuşuk ve ağır davrandım, her tümce kendini farklı şekillerde ortaya koydu: Bir sözcüğe varmadan önce birçok eşanlamlıyı elden geçirmem, sayısız eğretileme içinden seçim yapmam gerekiyor. (…) Başlarda şaşırtıcı sıfat ve eğretilemeler ararken, şimdi şaşırtıcılığın önlenmesi ve her şeyin okuyucu için kolaylaştırılması gerektiğini hissediyorum (…) bence eseri okuyucu kendi yaratır” diyordu. Borges’in düzyazısının aşırı anlam yoğunluğu ve görsel anlatımı, kullanılan soğuk, katı dilin aynı zamanda çağrışımlarla yüklüolması ve bütünün geometrik diyebileceğimiz dokusunu ve duyumsal özünü birlikte eşleme zorunluğu çevirinin şekillenmesinde temel sorunu oluşturdu. Çeviride amaçladığım, yazarın özgün dilini mümkün olduğunca yakın yansıtabilmekti. Zaman zaman bu girişimi ödün vermeden sonuca ulaştırdığımı sanıyorum. Ama genellikle, Türkçeleştirmedeki zayıϐlıkları kabullenmek gerekti. Böyle durumlarda, yazının gerçek akımını, Borges’in izini açığa çıkarmayı hedef alarak düzenledim. Seçme zorunda kaldığımda da, yazarın dili işlemekteki temel özgünlüğüne, özellikle yansılanamaz tonuna bana en benzer görüneni yeğledim. Bu öncelik sırasını saptadıktan sonra, sonuna dek bozmamaya özen göstererek, bütünlüğü sağlamaya çalıştım. Kısaca, çalışmamı “çeviri” olarak değil, “yansıtma” olarak değerlendirmek gerektiğine inanıyorum. Ayrıca, sayfa altlarına yalnızca yabancı sözcüklerin çevirilerini ekleyerek, kurgunun akımını bozacak açıklamalara girmedim, bunu Borges okuyucusunun dağarcığına bıraktım. Dünya yazın çevrelerinin klasik kabul ettiği tek çağdaş yazar Borges’i daha yakından tanımak isteyenlere yardımcı olabilmek amacıyla, kitabın sonuna bir bibliyografya ekledim. Eserde gözlenebilecek tüm sapmalar -olumlu veya olumsuz- benim sorumluluğumda olacaktır. “… basit bir özengenin görüşü pek önemli değil, okuyucu kendi yargılayacak.


Benim çevirim y a z ı n s a l d e ğ i l , a m a a s l ı n a u y g u n.” Bu yaşımda (1899 doğumluyum) sevilen temalar üzerine şu birkaç çeşitlemeden fazlasını vaat edemem, kendime bile. Bilindiği gibi öykü yazmak onarılmaz tekdüzeliğe karşı klasik çareye başvurmaktır. Gene de izninizle bir iki ayrıntıya işaret etmek isliyorum. Kitap on üç öykü içeriyor. Sayı bütünüyle rastlantısal ya da kaçınılmaz –burada iki sözcük kesinlikle eşanlamlı– ve büyüsel değil. Bütün bu öykülerden yalnızca birini seçmem gerekseydi, sanırım hem en otobiyograϐik (anılarla en zengin olan), hem de en düşsel olan Kongre’yi seçerdim. Kum Kitabı’nı da çok sevdiğimi saklamayacağım. Ayrıca bir aşk öyküsü, bir “psikolojik” öykü ve bir de Güney Amerika tarihinden dramatik bir olayın öyküsü var. Bu kör alıştırmalarında, basit, zaman zaman günlük konuşma diline yakın üslupla fantastik bir olay örgüsünübirleştirerek, H. G. Wells örneğine sadık kalmaya çalıştım. Meraklı okur Wells’in adına, Swift’in ve 1838’de bize Arthur Gordon Pym’in Anlatısı’nın hayranlık uyandıran son bölümlerini bırakan Poe’nunkini de ekleyebilir. Ne bana anlamsız gelen seçkin bir azınlık için, ne de “yığınlar” diye bilinen şu göklere çıkarılan ideal Platoncu kendilik için yazıyorum. Demagogların sevdiği her iki soyutlamaya da inanmıyorum.

Kendim ve dostlarım için ve zamanın akışını yumuşatmak için yazıyorum.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir