Boris Pasternak – Doktor Jivago

1890 yılında Moskova’da doğan ve şöhretinin zirvesine eriştiği 1960 yılında yine Moskova’da ölen Boris Pasternak’ın kuvvetli, sihirli bir nesir dili vardır. Bunu daha çocuk denecek yaşlarda şiir ve müzikle uğraşmağa başlamasında aramak gerekir. Öğrenimini Moskova Üniversitesinde tamamladı. Hukuk Fakültesinden mezun olduktan sonra Almanya’ya gitti. Orada felsefe doktorası yaptı. Babası Leonid Pasternak tanınmış bir ressam, annesi Rosa Kaufman da aynı derecede tanınmış bir müzisyendi. Boris Pasternak çocukluğunu böyle bir sanat havası içinde geçirdi. Evlerine devrin büyük yazarları, müzisyenleri gelirdi. Leon Tolstoy babasının yakın arkadaşıydı. Boris Pasternak yazı hayatına şiir yazarak atıldı. İlk kitabı «Kardeşim Hayat» 1922 de yayınlandı. Ne var ki, bunlar devrin Rusya’sında istenen karakterde şiirler değildi. Siyasete, propagandaya dokunmuyor, daha çok bireyci bir yön tutuyordu. Bu yüzden Pasternak’ın şiirleri basılmaz, kendisi de tutulan bir şair sayılmaz oldu. Hayatını, Goethe ve Shakespeare’den çeviriler yaparak kazanıyordu.


Moskova’nın banliyösünde bir kır evine çekilmişti. Orada suya – sabuna dokunmadan yaşamaya çalışıyordu. 1954 yılında Moskova gazeteleri Boris Pasternak’ın bir roman yazdığını haber verdiler. Hattâ birçok dergiler de bu romandan parçalar bile yayınladı. Eserle, batılı yayınevleri de ilgileniyorlardı. Pasternak bir İtalyan yayınevine romanının daktiloya çekilmiş bir nüshasını da yollamıştı. Eser, Moskova’da çıktığı sırada, İtalya’da da yayınlanacaktı. Aradan geçen aylar, yıllar süresince eserin yazarından bir ses çıkmadı. Daha sonra Rus hükümeti, İtalyan yayınevinden eserin geri gönderilmesini istedi. Yayınevi bu isteği yerine getirmedi. Daha sonra anlaşıldığına göre, hükümet eseri beğenmemişti. Boris Pasternak’ın şöhretine uygun, kuvvetli bir eser olmadığını ileri sürerek yayınlanmasını yasak etmişti. İtalya’daki yayınevi her şeye rağmen kitabı basıp piyasaya çıkardı. Eser derhal bütün dünya dillerine çevrildi. Edebiyat alanında bir bomba gibi patladı.

22 Ekim 1958 de Nobel Edebiyat Armağanı da ona verildi. Pasternak buna çok sevinmişti ama bir süre sonra Nobel Edebiyat Kurulu’na yolladığı bir mektupla ödülü kabul edemeyeceğini bildirdi. Bu mektubu da hükümetin zoruyla yazmıştı. Ne var ki, «Doktor Jivago» siyasi bir roman değildi. «Doktor Jivago» nun çevirisindeki güçlük bir şiir havası içinde Tolstoy, Dostoyevski çapında bir destan yaratılmak istenmiş olmasından ileri gelmektedir. İnsan ruhunu çeşitli olaylar, çevreler içinde işleyen beşerî bir romandır. Gerçek bir dehânın eseridir. Rus dili, Pasternak’ın dehâsı ile bambaşka bir canlılık kazanmıştır. Bu kitapta okuyucu, insan ruhunu, insan sevgisini hiç bir şeyin, hattâ komünizmin bile öldüremeyeceğini görmekte, buna bütün kalbiyle inanmaktadır. «Doktor Jivago»nun 1958 yılında Nobel Edebiyat Armağanını kazanması yalnız Pasternak için değil, insanlık için de bir zafer yılı olmuştur.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir