David Eddings – Belgariad #3 Sihirbazın Tuzağı

Günlerin başlangıcında yedi tanrı dünyayı karanlıktan döndürerek yarattı; sonra hayvanları ve kuşları, sürüngenleri ve balıkları ve en nihayet de insanı yarattılar. O zamanlar göklerde Ul adlı bir ruh yaşıyordu ve bu yaratılış işine katılmamıştı. Gücünü ve aklını diğer tanrılardan esirgediği için yaratılan şeylerin çoğu kusurluydu ve mükemmel değildi. Birçok yaratık çirkin ve tuhaftı. Genç tanrılar bunları yok etmek istediler ki, dünya yüzündeki her şey güzel olsun. Fakat Ul elini uzattı ve onları durdurdu; dedi ki: “Yarattığınızı yok edemezsiniz. Kendi eğlenceniz ve keyfiniz için göklerin huzurunu ve dokusunu bozarak bu dünyayı yarattınız. Ancak şunu bilin ki, yarattığınız her şey, ne kadar korkunç olursa olsun, bu aptallığınızın bir nişanesi olarak kalacaktır. Yarattığınız bir tek şeyi bile yok etmeye kalktığınız gün, her şey birden yok olacak.” Genç tanrılar öfkelendiler. Yarattıkları her korkunç ya da çirkin yaratığa dediler ki: “Madem öyle, senin tanrın Ul olsun.” Sonra insan kavimleri arasından her tanrı kendine hoşuna giden bir kavim seçti. Tanrısı olmayan kavimler kaldığında ise genç tanrılar onlara dediler ki: “Ul’a gidin, sizin tanrınız o olacak.” Ul ise hiç sesini çıkarmadı. Sayısız ve acı dolu nesiller boyu Tanrısızlar Batının çorak, sahipsiz topraklarında dolaşarak ağladılar.


Derken aralarından Gorim adlı adil ve hakkaniyetli bir adam çıktı. Tanrısız kalabalıkları bir araya toplayarak onlara dedi ki: “Başıboş dolaşmamızın zorlukları yüzünden yapraklar gibi kuruyup düşüyoruz. Çocuklarımız ve yaşlılarımız ölüyor. Onlar öleceğine bir kişinin ölmesi yeğdir. Burada kalın ve bu ovada bekleyin. Ben gidip Ul adlı tanrıyı arayacağım ki ona ibadet edebilelim ve bu dünyada bir yerimiz olsun.” Yirmi yıl boyunca Gorim Ul’u boşu boşuna aradı. Yıllar geçtikçe saçları kırlaştı ve yorgun düştü. Çaresizlik içinde yüksek bir dağın tepesinde oturup göklere doğru haykırmaya başladı: “Yeter artık! Artık aramayacağım. Tanrılar meğerse yalanmış, dünya da çorak bir boşlukmuş sadece. Ul yokmuş demek; ben de hayatımı karartan bu lanetten bıktım usandım.” Ul’un Ruhu onu duyarak cevap verdi: “Bana niçin kızgınsın Gorim? Sizin yaratılmanız benim suçum değildi.” Gorim korkuyla yere kapandı. Ul ona dedi ki: “Kalk Gorim; ben senin tanrın değilim.” Gorim kalkmadı.

“Ulu tanrım,” diye haykırdı; “yüzünü, hiçbir tanrının korumadığı, hasta ve bitap düşmüş halkından saklama.”

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir