Daniel Klein, Thomas Cathert – Platon Bir Gün Kolunda Bir Ornitorenkle Bara Girer

DIMITRI: Dünyayı Atlas taşıyorsa, Atlas’ı ne taşıyor? TASSO: Kaplumbağa. DIMITRI: İyi de, kaplumbağa neyin üstünde duruyor peki? TASSO: Bir diğer kaplumbağanın. DIMITRI: Peki, o kaplumbağa neyin üstünde? TASSO: Sevgili Dimitri, ondan sonrası ta dibine kadar hep kaplumbağa işte! Bu kadim Yunan diyalog parçası, felsefede sonsuz gerileme denilen kavramı ne de güzel örnekliyor. Yaşamın, evrenin, uzay ve zamanın, en önemlisi de bir Yaratıcı’nın ilk nedenini sorduğumuzda kendimizi birdenbire sonsuz bir sürecin içinde buluruz. Sorunun mantığına göre, Yaratıcıyı da bir şey yaratmış olmalıdır; bu neden zincirini ne Yaratıcı durdurabilir ne de kaplumbağa. Her son yaratıcının gerisinde başka bir yaratıcı, her son kaplumbağanın gerisinde başka bir kaplumbağa bulunur. Aşağı ya da isterseniz yukarı doğru birbiri ardına hiç durmadan Yaratıcılar (ya da kaplumbağalar) sıralanır. İşte bu sonsuz gerilemedir. * * * Bu sonsuz gerilemenin sizi içine soktuğu yolda çaresizce kalakaldıysanız belki creatio ex nihilo —hiçlikten yaratılış— anlayışına, ya da biraz farklı bir bağlamda söylenmiş olsa da John Lennon’un şu öğretisine sığınabilirsiniz : “Elvis’ten önce hiçbir şey yoktu” * * * Biz yine yaşlı dostumuz Tasso’ya kulak verelim. Yapıştırıverdiği yanıtın—”ta dibine kadar hep kaplumbağa !”— iki yüzü vardır: Hem konuyu aydınlatır, hem de fıkraların sonlarındaki vurucu cümleciklerin yankısını taşır. “Zınk!”

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir