Kemal Tahir – Derini Yüzecegim

— Sinirlenmeyin, diye nasihat verdi: Olur böyle şeyler. — Kızın yakasını bırak! diye söylendim: Kızın yakasını bırakmazsan karışmam. Pek öfkelisiniz Mister Hammer… Bu işin sizi niçin bu kadar ilgilendirdiğini anlayamıyorum Yakında Matmazel Velda ile evleneceksiniz, insan nişanlı vaziyetinde olursa başka güzel kadınlarla bu kadar alakalanmamalı. — Nasihat istemiyorum pis herif… Kızı rahat bırak diyorum, Kemal Tahir’in kaleminden, ünlü dedektif Mayk Hammer’ın maceraları.,. Düşün ve edebiyat dünyamızın dev ismi Kemal Tahir’in, F. M. İkinci takma adıyla yazdığı özgün Mayk Hammer maceraları yıllar sonra yeniden yayımlanıyor. Aslından daha iyi olmakla “itham” edilen bu romanları mutlaka okuyun… Bob Karter kapıdan girince biraz yana çekilip duvara dayandı, barın masalarını teker teker gözden geçirdi. Sonra adımlarını sürüyerek tezgâha yaklaştı. Bahama Bar’ın sevimli barmeni tombul Con’a gülümseyerek: — Affedersiniz, dedi. Mister Mayk Hammer seyahatten döndü mü acaba? — Mister Mayk Hammer mı? Hayır, zannetmem. Tombul Con gözlerini kırpıştıyordu. Dostu olmakla övündüğü Mayk Hammer’dan ne zaman laf açılsa böyle yapardı. Belli mi olur? Mister Hammer’ın bu dünyada kıyamet gibi düşmanı var.


— Siz iki gün evvel de sormuştunuz? — Evet. Bürosu kapalı. Adres de bırakmamış. Kendisini buradan aramamı yazmıştı. — Bize uğrar. Gelse mutlaka uğrar. Şu halde gelmedi. — Çok gecikir mi? — Bilinmez. Mister Hammer’ın işlerine akıl erer mi? Miss Velda ile beraber dinlenmeye gittiler. Adres bırakmamasını kendisine ben tavsiye ettim. Bir şey içer misiniz? — Ben mi? Evet… Lütfen bir şey… Bir viski… — Soda? — İstemez. Tombul Con bardağa viski koydu, delikanlının önüne sürdü. Bir taraftan da. “Bu oğlanı benim gözüm ısırıyor,” diye düşünüyordu, “muhakkak bir yerden tanıyorum.” Tombul Con, ahbapları arasında insan sarrafı olmakla meşhurdu.

Birisini bir kere görse kabil değil unutmaz. Ne kadar yorgun olsa etrafında olup bitenlerin farkına varır. Hem de bunları kendisini hiç yormadan yapar. Mesela bu delikanlı çok zor durumda… Belki de iki günden beri aç… Dün geceyi bir park sırasında geçirdiğine yemin etse başı ağrımaz. Sonra yüzünün rengi de bir tuhaf… Bu solgunluk sadece açlıktan, rahatsız olmaktan ileri gelemez. Oğlan muhakkak ki hapishaneden yeni çıkmış. Gözlerindeki bu oynak bakışlar… Bir çeşit korku… Korku değil, insanlardan ürkme. Yani en tabii bir şeyi bu kadar zor istemek… Uzun müddet mahpus yatanlar uzun müddet insanların gözlerine dikedik bakamazlarmış. Sonra dükkâna girişi, içeri girer girmez kendisi de pek farkına varmadan kenara çekilip sırtını duvara verişi hayatının bir zamanlar tehlike içinde geçtiğini gösteriyor. Böyleleri, bilhassa müşkül vazıyette kalıp hareketlerinin kontrolünü elden bıraktıkları sıralarda sol dirsekleriyle sol koltuk altlarındaki tabanca yerini yoklarlar Bunda böyle bir tık olmaması biraz garip… Belki de silah oyunlarından hazzetmiyordun İnsanın omuzlan bu kadar geniş, kolları bu kadar kalın ve yumrukları bu kadar iri olursa işe tabanca karıştırmayabilir. Tombul Con, raflardaki şişelerle meşgul gibi davranarak hem bunları düşünüyor, hem de kendi keyfi için şuraya buraya yerleştirdiği küçük aynalar vasıtasıyla delikanlıyı kolluyordu. Viskiyi küfür eder gibi içti. Elini iki kere cebine götürdü, yarı yerde vazgeçti Sigarası yok da ondan. Tezgâhın üstündeki pakete nasıl bakıyor? Uzanıp alacak mı? Almayacaksa etrafı böyle bir hırsız gibi niçin kolladı, kendisine böyle garip garip neden baktı? Oğlan paketlen bir sigara alıp yaksa Tombul Con memnun olacaktı Hele birkaç tanesini aşırıp cebine atsa büsbütün sevineceğini anlıyordu. Misler Mayk Hammer’ın dostlarından biri ise bu hareketi serbestçe yapmalı.

Malum ya, dostlarımızın dostları dostlarımızdır, Delikanlı tezgâhın çinkosunda parmaklarını sinirli sinirli dolaştırıyor, sigara paketine yaklaştırıp geri çekiyordu. Con: “Cebinde metelik yok,” diye düşündü, “eminim viskiyi ödeyecek parası da yoktur” Mister Hammer’dan ne istediğini sorsa mı? Eğer arada bir hergelelik sezmezse birkaç dolar borç vermek de münasip. Con bunları tasarlarken arkasından tatlı bir kadın sesi hayretle sordu: — Bob! Sen nereden çıktın? Delikanlı dalgınlıktan kurtularak kekeledi: — Senin burada ne işin var Roz? — Hiç… Şöyle bir uğradım… Başına neler gelmiş? Gazeteler hep yazdılar. Ben evvela inanmadım, Sonra resmini görünce… Ağladım inanır mısın — Mersi! — Haydi gel… Şuraya oturalım da karşılıklı bir şey içelim. Dertleşiriz. Bob viski bardağını eline aldı Con’a gülümseyerek kadının arkasından yürüdü, — Con: “Tuhaf şey!” diye düşündü, “bu meteliksiz herifin Madam Roz Velmon’la ne ilişiği olabilir?” Kadının sırtındaki kürk su içinde yirmi beş bin dolar eder. Altındaki lüks otomobil de ayrı bir servet. Taktığı mücevherler bir tarafa bırakılsın, Mister Cak Velmon’un karısı… Şu meşhur nakliyat şirketi sahibi Mister Velmon’un. Hepsinden mühimi kadın buralara ekseriya Kardiyano ile beraber geliyor. Kardiyano’nun edepsizliği de kocasının nakliyat şirketi kadar etrafa ün salmıştır Kardiyano yarı jigolo, yarı gangster bir herif… Şakası yok. Tombul Con başını salladı ve birdenbire Bob’u nereden tanıdığını hatırladı: “Mister Mayk Hammer’ın iki üç sene evvel perişan ettiği bir gangster çetesinin efradından… Sonra nedense Mister Hammer bunu himayesine aldı, ağır cezadan kurtardı.”

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir