Ann Chamberlin – Safiye Sultan III – Sözüm ki Tek Sana Geçmez Celladımsın Ey Zaman

Sözüm ki Tek Sana Geçmez Celladımsın Ey Zaman. İSMİHAN, öylesine zor bir doğum yapmıştı ki, bastonla yürüyebilmesi bile epey zaman aldı. Ayağa kalktığında ancak paytak paytak atabiliyordu adımlarını. Onun için yürümekten-se tahtırevana binmeyi yeğliyordu. Hatta evde bile, kendisini bir sandalyeyle istediği yere taşıyorduk. Kısa bir süre için oturmak bile onu çok zorladığından genellikle bir yığın yastığın arasına uzanıp yatıyordu haremde. Zaten tombul olan hanımım, şimdi büsbütün şişmanlamıştı. Benim gözümde her zamanki sevgili Ismihan’dı, ama koşullar nedeniyle bir parça uzaklaşmış gibiydik birbirimizden. Koca göğüsleri tüm bedenine hükmediyordu sanki. Çocuğunu dört yıl boyunca emzirdi. Sonunda çevredekilerin alay konusu olan Gülruh başını sallayıp, “Hayır anne, yeter,” demese daha da devam edebilirdi. Bu olaydan çok önce, Gülruh henüz bebekken -sanırım doğumundan sonraki erken bahar günlerinden biriydi- Saraya bir mücevherci kadının geldiğini duyduk, hanımım da oraya gitmek istedi. Aslında değerli taşlarla bezeli gerdanlıkları, bilezikleri, yüzükleri merak ettiği yoktu, biliyordum. Onun derdi, Gülruh’a Sarayın bahçesindeki ceylanları göstermekti. Ve kalkıp gittik.


Çocuğun mutluluğunu ve şaşkınlığını nasıl zevkle izlediğimi görüyordu Ismihan, bu onun en büyük ödülüydü. Benim içinse en büyük ödül, onun ceylan gözlerinde yakaladığım mutluluktu. Hava, içinde bulunduğumuz mevsime göre çok sıcak ve berraktı, kendimizi sanki yaz sıcağından kaçıyormuş gibi bir süre sonra haremin çeşmelerle serinletilen salonlarından birine attık. Esperanza Malki, şaşkınlık ve hayranlık dolu sesler çıkaran kadmlara kutusundan çıkardığı yakutlarla süslü muhteşem bir gerdanlığı gösteriyordu. Çoğunluğu Yahudi olan bu satıcı kadınlar, erkeklerin giremediği haremde kocalarının mallarını pazarlarlardı. Onlara Rumca’dan gelme bir kelime olan “Kira” denilirdi genellikle. Esperanza da Yahudi’ydi. Ataları, 1492’de Hıristiyanlar tarafından ispanya’dan sürülünce bir süre Venedik’te yaşamış, sonra da istanbul’a gelmişlerdi, yaklaşık seksen yıldır bu topraklardaydılar ve kuyumculukla uğraşıyorlardı.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir