Demir Küçükaydın – Gezi Direnişi Yazıları 1 Haziran – 29 Temmuz

1971: 12 Mart darbesi; 1980: 12 Eylül darbesi; 1980’lerin sonu: Duvar’ın yıkılışı ve Doğu Avrupa’nın çöküşü; Doksanlar: Türkiye’de Özel Savaş Rejimi, çürüme ve ırkçılığın yükselişi; Doksanların sonu: Öcalan’ın kaçırılışı; İkinbinlerin başı: 11 Eylül’ün ardından Afganistan ve Irak’ın İşgali; birbiri ardınca darbe girişimleri; Hrant’ın öldürülüşü; 2011 seçimlerinden sonra KCK tutuklamaları, Savaş’ın yeniden başlaması ve iyice keyfi ve çığrından çıkmış bir hukuksuzluğun yerleşmesi… Bu, yenilgilerin peşpeşe birbirini izlediği bir dönemde geçen bir yaşam demektir. Sürekli yenilgiler çağı, zamanda da bir sürgünlüğe yolaçar. Bir devrimci yükseliş döneminin insanı, uzun bir yenilgi ve gericilik döneminin şekillendirdiği ve öne çıkardığı kuşaklarla bir doku uyuşmazlığı yaşar; bu da sürekli bir izolasyona yolaçar. Bu yabancı zamanlarda geçen bir yaşam demektir. (Temporal Exil) Yenilgiler devrimcilerde içerde (hapiste) ve dışarda (yurt dışında) sürgünlere yol açar. Sürgün içinde sürgünler olabilir. Herkes dışarı çıkarken içeri girilebilir. Herkes dışarı çıkarken dışarının dışarısında kalınabilir. Kötü birşeyleri bile, toplu olarak yaşamak başkadır tek olarak başka. Toplu yaşanmış bir kötülüğün bile güzel yanları olur, kötülük paylaşıldığı için azalır. Bu, yabancı ve yanlış yerlerde yapayalnız geçmiş bir yaşam demektir. (Lokal Exil) Geçmişin yavaş zamanlarında, örneğin Odysseus on yıl sonra kentine döndüğünde kimse onu tanımıyordu ama hiç olmazsa onu kokusundan hatırlayacak yaşlı da olsa bir köpeği vardı. Günümüzün hızlı zamanlarında, hele çeyrek yüzyıl sonra kentine dönenleri tanıyacak bir köpek bile bulunmaz, iki köpek kuşağı geçmiştir, köpekler 15 yıl kadar yaşarlar.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir