Etiket: Charles Bukowski

Charles Bukowski – Sevimli Bir Aşk Hikayesi

Cass.beĢ kızkardeĢin en küçüğü ve en güzeliydi. Kasabanın en güzel kızıydı Cass. Yarı Kızılderili. Esnek ve tuhaf bir vücudu vardı, yılanvari ve Ģehvetli; gözleri ise vücudu ile son derece uyumlu. Sıvı halinde akan bir ateĢti. Girdiği Ģekle sığmayan bir ruh. Uzun, parlak, ipek gibi saçları her hareket ettiğinde sağa sola dalgalanırdı. Ya çok neĢeliydi ya […]

Charles Bukowski – Pulp

Büromdaydım. Kira kontratımın süresi çoktan dolmuştu ve McKelvey beni attırmak için mahkemeye başvurmuştu bile. Cehennem gibi sıcak bir gündü ve klimam çalışmıyordu. Bir sinek, masamın üstüne doğru yaklaştı. Avcumun içinde sıkıştırdığım gibi defterini dürdüm sineğin. Elimi pantolonuma silip temizlerken telefon çaldı. Ahizeyi kaldırıp “Evet?” dedim. – “Celine’i okur musun?” diye sordu bir kadın sesi. Oldukça […]

Charles Bukowski – Kadınlar

5 O yaşındaydım ve dört yıldır bir kadınla yatmamıştım. Hiç kadın arkadaşım yoktu. Sokakta yanımdan geçerken ya da bir yerlerde gördüğümde öylesine bakardım onlara, ama özlem dolu bakışlar değildi bunlar, daha çok onların bir işe yaramadıklarını düşünürdüm. Düzenli olarak otuzbir çekerdim, bir kadınla ilişki kurma düşüncesi — cinselliğin dışında bile — hayal gücümün çok ötesindeydi. […]

Charles Bukowski – Hollywood

Birkaç gün sonra Pinchot telefon etti. Senaryo işini bağlamak istiyordu. Gidip onu görebilir miydik? Yolun tarifini aldık ve Volks’a atlayıp Marina Del Rey’e doğru yola çıktık. Tuhaf bölge. Rıhtıma inip teknelerin yanından geçtik. Çoğu yelkenliydi ve insanlar güvertelerde birşeylerle uğraşıyorlardı. Özel yelkenli kıyafetleri giymişlerdi, kasketler, güneş gözlükleri. Çoğu, bir şekilde, gündelik yaşam değirmeninden yırtmış görünüyordu. […]

Charles Bukowski – Factotum

Sabahın beşinde New Orleans’a vardıgımda yagmur yagı- • yordu. Bir süre otobüs terminalinde oturdum ama insan- . lar canımı sıkmaya başlayınca bavulumu alıp dışan çıktım ve yagmurda yürümeye başladım. Kiralık bir oda bulabilecegim yoksul semtlerin ne tarafta olduklannı bilmiyordum. Mukavva bir bavulum vardı, dökülüyordu. Bir zamanlar siy�tı ama siyah kaplama yer yer soyulunca altından san […]

Charles Bukowski – Delilik

LINDA KING’E o ki bana getirdi ve geri alacak KIRAYI ÖDEMEYE 45 MILIMETRE bir kizi vardi Duke’ün, Lala, dört yasinda. Duke’ün ilk çocuguydu, bir gün onu bir sekilde öldürürler korkusu ile kaçinmisti çocuk yapmaktan, ama simdi deli oluyordu kiz için, mest oluyordu. Duke’ün aklindan geçen herseyi biliyordu kiz, özel bir hat vardi aralarinda sanki. Duke […]

Charles Bukowski – Suda Yan Ateşte Boğul

Bu kitabın ilk üç bölümündeki şiirler 1955-1968 yıllarından, son bölümdeki şiirler ise 1972-1973’e ait yeni çalışmalar. Okurlar 1969-1971 yıllarına ne olduğunu merak edebilirler, çünkü yazar bir keresinde 1944’ten 1945’e kadar (gerçekten) ortadan kaybolmuştu. Ancak bu kez değil. Günler Tepelerden Aşağı Vahşi Atlar Misali (Black Sparrow Yayınevi, 1969) 1968’in sonlarına ve 1969’un çoğuna ait şiirlerin yanısıra […]

Charles Bukowski – Sıradan Delilik Öyküleri

Bir kızı vardi Duke’ün, Lala, dört yaşında. Duke’ün ilk çocuğuydu, bir gün onu bir şekilde öldürürler korkusu ile kaçınmıştı çocuk yapmaktan, ama şimdi deli oluyordu kız için, mest oluyordu. Duke’ün aklından geçen herşeyi biliyordu kız, özel bir hat vardı aralarında sanki. Duke ile Lala süpermarketteydiler ve sürekli bir şeyler söylüyorlardı birbirlerine, herşeyden konuşuyorlardı, kız ona […]

Charles Bukowski – Postane

Bir yanlışlık olarak başladı. Noel mevsimiydi ve her Noel’de aynı numarayı çeken tepedeki ayyaştan eli ayağı tutan herkesi işe aldıklarını öğrendim; ben de gittim ve kendimi sırtımda posta çantasıyla aylak aylak dolanırken buldum. Ne iş, diye geçirdim içimden. Rahat! Sadece iki blok filan veriyorlardı ve bitirmeyi başarırsan kadrolu posta dağıtıcısına ya da şefe gidiyor, bir […]

Charles Bukowski – Pis Moruğun Notları

Orospu çocuğun teki paranın üstüne yatmış, herkes bütün parasını yutulduğunu iddia etmiş ve bu da pokerin sonu olmuştu; dostum Elf ile oturuyordum, çocukken kötü bir hastalık geçirmişti Elf. kuruyup büzülmüş, yıllarca yatakta yatıp lastik bir topu sıkmış, envai çeşit manyakça egzersizler yapmıştı ve bir gün yataktan kalktığında eniyle boyu bir olmuştu, yazar olmayı düşleyen gülen […]

Charles Bukowski – Kasabanın En Güzel Kızı

Cass, beş kızkardeşin en küçüğü ve en güzeliydi. Kasabanın en güzel kızıydı Cass. Yarı Kızılderili. Esnek ve tuhaf bir vücudu vardı, yılanvari ve şehvetli; gözleri ise vücudu ile son derece uyumlu. Sıvı halinde akan bir ateşti. Girdiği şekle sığmayan bir ruh. Uzun, parlak, ipek gibi saçları her hareket ettiğinde sağa sola dalgalanırdı. Ya çok neşeliydi […]

Charles Bukowski – Kaptan Yemeğe Çıktı ve Tayfalar Gemiyi Ele Geçirdi

Hipodromda iyi bir gün. Tahminlerimin tümü tuttu neredeyse. Yine de sıkıcı olabiliyor orası, kazanınca bile. İki koşu arasındaki otuz dakikalık bekleyişler yüzünden; hayatın hiçliğe akıp gidiyor. İnsanlar kasvetli görünüyorlar orda, çiğnenmiş. Ben de aralarındayım. İyi de nereye gideyim? Müzeye mi? Bütün gün evde oturup yazarcılık oynamayı bir düşünün. Küçük bir eşarp bağlayabilirim boynuma. Arada sırada […]

Charles Bukowski – Büyük Zen Düğünü

Arka koltuktaydım, Romanya ekmeği, ciğer ezmesi, bira ve meşrubatların arasına sıkışmış; on yıl önce ölen babamın cenazesinden bu yana ilk kez bağladığım yeşil kravatımla. Şimdi bir Zen düğününde sağdıç olacaktım. Hollis saatte 130 kilometre sürüyor, Roy’un iki metrelik sakalı yüzüme uçuşuyor. Benim 62 model Comet arabamdayız ama ben kullanamıyorum — sigorta yok, iki kez alkollü […]

Pamela Wood – Charles Bukowski’nin Kızıl’ı

“Bukowski yaşayan en büyük yazardır ulan,” diye bağırdı dinleyenlere, ki benden ibaretti. Bir anda akla esen bir şey olarak başladı. Öyle de bitecekti. İkisinin arasında Charles Bukowski ile neredeyse iki yıl geçirdim ve kendimi yazılarında hem kutsanmış hem de cezalandırılmış buldum. Beni esin kaynağı ve eksik parçası olarak yüceltecekti. Bana duyduğu sevgiyi ve tutkuyu kanıtlayan […]