YOL ÂDETA bir yılan gibi kıvrıla kıvrıla dağın yamacına tırmanıyordu. Güneşten iyice kurumuş, ortasında ve kenarlarında irili ufaklı bir sürü çukur açılmıştı. Sanki bu kâfi değilmiş gibi, farkına varmadan o tarafa sapan arabalı yolcuların hayatını iyice zehir etmek için kâh yükseliyor, kâh alçalıyor, kâh dağa tırmanıyor, kâh düzlüğe iniyor, daralıp genişliyor ve kıvrım kıvrım kıvrılıyordu. […]
Etiket: Ellery Queen
Ellery Queen – Mor Izler
Ayakkabıda yaşardı… FoleyMeydanındaki açık kurşunî mahkeme binası hemen hemen küre biçimindedir. Buna bakar bakmaz,NewYork’da adaletin tabiat kanunlarına uyduğunu, — İnsan vicdanına tamamiyle tabi olduğunu anlarsınız. Tıpkı dünyanın güneşe tabi olduğu gibi… Mahkeme salonunda, Cinayet Şubesinden Komiser Veli-e’yle babası MüfettişQueen’inarasında oturmakta olan El-lery Queenböyle düşünüyordu işte. Üçü de şahitlik etmek için Hâkim Greey’i bekliyorlardı… Fakat bu […]
Ellery Queen – Cin Portakali
Son birkaç romanmı yazarken eskiden adet edinmiş olduğum özel bir hususu unutmuşum. Kendini polis romanlarına adanış Queen adındaki meçhul bir yazarın ilk romanını okumuş -bu tarih şimdi bana ne kadar uzak geliyor-,ve onu benimseyerek aynı imzayı taşıyan diğer romanları ıda okumaya devam etmiş bulunan sevgili okurlar,kitabın muayyen bir noktasında kendilerine meydan okumayı kaçınılmaz bir şekilde […]
Ellery Queen – Aradaki Silah
Dr. Brown’un her yanı iriydi -omuzları, sırtı, göğsü, bacakları, kolları, elleri, ayakları- kısacası her yanı; burnu bile. Bir zamanlar düzgün olan bu koca burun, şimdi üstelik iğriydi de, futbol hâtırası. Brown’un gözleriyle saçları karaydı. Bakışları da karanlıktı oldukça, somurtkan çocukların bakışları gibi. Koca parmaklarıyla durmadan umutsuzca karıştırdığı saçlarına çok uygun düşüyordu bu bakışlar. Dostları ona […]
Ellery Queen – Y’nin Esrarı
SOĞUK BİR ŞUBAT GÜNÜ küçük bir balıkçı gemisi kurşuni dalgalarla boğuşa boğuşa New York limanına giriyordu. Ambarda pek az balık vardı. Pis güverte karmakarışıktı. Bir şişe elden ele dolaşıyor, ıslak muşambaları içinde titriyen balıkçılar kaptana, denize ve karanlık semaya küfredip duruyorlardı. Küpeşteye dayanmış olan iriyarı bir gemici somurtkan bir tavırla köpüklü dalgaları seyrederken birdenbire irkildi. […]