Etiket: Ernest Hemingway

Ernest Hemingway – Silahlara Veda

0 yII yaz biterken. irmakla ovanm uzerinden daglan goren koyOn bir evinde kahyorduk. lrmak yatagmda. gune�te kupkuru. bembeyaz olmu� c;ak11larla kayalar vard1: su duruydu. h1zla akard1 ve derin yerlerde masmaviydi. Askerler evin yanmdan gec;erler. yoldan a�ag1 inerlerken kald1rd1k.lan bembeyaz toz, agac;lann yapraklarm1 6rterdi . Agac;larm govdeleri de tozluydu. 0 y:tl yaprak.lar. erkenden dokuldu: yol boyunca […]

Ernest Hemingway – İşgal Istanbul’u

ERNEST HEMINGWAY’de, haberi söke söke çıkartan bir ‘harp muhabiri’nin bütün meziyetleri vardı. Đlk gençlik yıllarındaki yaşantısına ve sınırlı bir öğrenim yapmış olmasına rağmen, politik ve ekonomik sorunları hayret verici bir şekilde kavrardı. Ayrıca izledjği olayın en can alıcı noktasını kavrama bakımından da özel bir üstünlüğe sahipti. O yıllarda Benito Mussölini’-nin sahte bir milliyetçi olduğunu, Avrupa’nın […]

Ernest Hemingway – Ihtiyar Balikci

Gulf Stream’de sandalıyla tek başına avlanan bir ihtiyarcıktı; seksen dört gün olmuştu oltasına tek bir balık takılmayalı. Önceleri ona yardım eden bir de çocuk vardı. Ne var ki, balıksız geçen ilk kırk günün sonunda, çocuğun anne ve babası, bu ihtiyarın talihsiz biri -tam bir salao- olduğuna kanaat getirerek çocuğu bu ihtiyarın yanından almış, başka bir […]

Ernest Hemingway – Gunun Tek Isiginda Gercek

BU HÎKAYE en azından benim için gayet önemli bir yer ve zamanda başlar. Yetişkin hayatımın ilk yansını Doğu Afrika’da geçirdim ve orada kısacık bir iki buçuk nesil boyunca yaşamış olan ingiliz ve Alman azınlıkların tarihini ve edebiyatını gayet kapsamlı olarak okudum. 1953-54 kışında Kuzey Yarıküresi’nde Kenya’da neler olup bittiğini bilmeden öykünün ilk beş bölümünü izlemek […]

Ernest Hemingway – Çanlar Kimin İçin Çalıyor

a rmanın çam iğneleriyle kaplı kahverengi toprağı üzerine yüzükoyun yatmış, kollarını kavuşturarak çenesini kol-rının üzerine dayamıştı; rüzgâr çam ağaçlarının tepesindeki dalların arasında esiyordu. Onun yattığı yerde yamaç güzel bir eğimle aşağıya doğru iniyor, fakat daha ileride birdenbire dikleşiyordu. Adam geçidin arasından kıvrıla kıvrıla giden yolun parlak ve karanlık yüzünü yattığı yerden görebiliyordu. Yolun yanından bir […]

Ernest Hemingway – Yenilmeyen Adam

Manuel Garcia, Don Miguel Retana’nın bürosuna giden merdivenleri tırmandı. Bavulunu yere bırakıp kapıyı çaldı. Ses seda yoktu. Manuel, koridorda beklerken içerde birinin olduğunu biliyordu. Kapının dışından bile hissediyordu bunu. «Retana!» dedi. İçeriye kulak kabarttı. Yanıt yoktu. «Orada, içerde,» diye düşündü Manuel. Yeniden kapıyı çaldı ve: «Retana!» dedi. Bürodan biri: «Kim o?» diye sordu. «Benim,» dedi […]

Ernest Hemingway – Kilimanjaro’nun Karları

Kilimanjaro 6500 metre yükseklikte, karlı bir dağdır; Afrika’nın en yüksek dağıdır, derler. Batı doruğuna yerliler “Ngace Ngay”, yani Allah’ın evi adını vermişler. Tepeye yakın bir yerde, kurumuş ve donmuş bir pars iskeleti vardır. Bu kadar yüksek yerde pars ne arıyormuş, kimse akıl erdiremiyor. Adam: “İşin tuhaf tarafı, hiçbir acı duymuyorum.” dedi. “Zaten böyle başlarmış.” “Sahi, […]

Ernest Hemingway – İhtiyar Balıkçı – Yaşlı Adam ve Deniz

Gulf Stream’de sandalıyla tek başına avlanan bir ihtiyarcıktı; seksen dört gün olmuştu oltasına tek bir balık takılmayalı. Önceleri ona yardım eden bir de çocuk vardı. Ne var ki, balıksız geçen ilk kırk günün sonunda, çocuğun anne ve babası, bu ihtiyarın talihsiz biri -tam bir salao- olduğuna kanaat getirerek çocuğu bu ihtiyarın yanından almış, başka bir […]