Etiket: Jack London

Vahşetin Çağrısı – Jack London

Ufalıyor alışkanlığın zincirini, Nicedir beklenen göçebe sıçrama; Ve uzun süren kış uykusundan, O vahşi soy yine açıyor gözlerini dünyaya. [1] Buck gazete okumazdı. Okusaydı belanın gelmekte olduğunu, hem de sadece kendisi için değil, Puget Sound’dan [2] San Diego’ya kadar bütün gel git sahilinde yaşayan, güçlü kaslara ve sıcak tutan kalın bir kürke sahip bütün köpekler […]

Jack London – Vahşetin Çağrısı

“Göçebe misali gelir eski özlemler, Aşındırır alışkanlığın zincirini; Uzun kış uykusundan tekrar Uyandırır içindeki vahşiyi.” Buck gazete okumazdı, okusaydı sadece kendisi için değil, Puget Sound’dan San Diego’ya kadar güçlü kasları, sık ve uzun tüyleri olan tüm Güneyli köpekler için belanın yaklaşmakta olduğunu bilirdi. Kuzey Kutbu’nun karanlığında el yordamıyla aranmakta olan insanlar sarı bir metal buldukları […]

Jack London – Tanrılar ve köpekler

Bay Haggin kendisini kucağına alıp da balina teknesine doğru sürüklemeye başlayınca tuhaf bir şeyler olacağını sezinlemişti. Bay Haggin, Jerry’nin doğumundan bu yana, altı aylık efendisiydi. Ama bu güzel ve parlak tüylü İrlanda av köpeği «efendi» sözcüğünün anlamını henüz bilmiyordu. Sonuç olarak, insanlara göre «Bay Haggin» deyimi hangi anlama geliyorsa, köpeklerin anlama yetişince «efendi» de aynı […]

Jack London – Martin Eden

Yol üzerinde kirli elbisesiyle işçi olduğu her halinden belli olan deniz kokulu gariban genç utana sıkıla içeri girdi. Şapkasını başından kaba bir hareketle çıkardı, evirip çevirdi. Nereye koyacağını bilmeyen tavırlarla, önce ceketinin cebine sokmaya çalıştı, olmadı; sonra masanın üzerine koymaya yeltendi, yine olmadı. İşte bu sırada diğer adam, sanki onun sıkıntısını hisset-mişçesine şapkayı sakin, doğal […]

Jack London – Kız, Kar ve Kan

«Her şey hazır, Bayan Welse. Ama ne yazık kullanır durumda sandalımız yok.» Frona Welse, kalktı ve kaptana yaklaştı. «Çok sıkışığız,» diye açıkladı. «Altın arayıcıları da çok sabırsızlanıyor…» «Bunu anlıyorum,» diye sözünü kesti genç kız. «Benim de acelem. Var. Sizi böyle sıkıştırdığım için bağışlayın, ama…» Kız, birden döndü ve kıyının bir köşesini gösterdi: «Şu karşıdaki ırmakla […]

Jack London – John Barleycorn

JOHN BARLEYCORN’u okuyan modern eleştirmenlerin sayısı bir kaç taneyi geçmez; bu bir kaç eleştirmen de bu eseri bir ‘alkolizm klâsiği’ kabul ederler. Benim görüşümle ise bu bir edebiyat şaheseridir; sadece, Jack London’un yazdığı kitapların en büyüğü değil, aynı zamanda, gerçek çevresiyle yüzyılımızın en etkili belgesi, çileli bir dehanın bir rastlantı eseri meydana getirdiği çalışma ürünüdür. […]

Jack London – Jerry

Buharlı gemi Makambo, çıktığı Avustralya seferinde Salomon Adaları’na ve Yeni Gine’ye de uğrar, her beş haftada bir olmak üzere Tulagi Limanı’na da uğrak verirdi. O geldiği zaman ada halkı bayram yapardı. Çünkü herkese iş çıkardı. Limandaki kayıkçılar bile gemiden adam taşıyarak, para kazanırlardı. Çocukları da bu kayıklarda olurdu. Çünkü babaları içki içecek kadar çok para […]

Jack London – Denizin Çağrısı

Dünyanın çeşitli yerlerinde yaşanan serüvenleri anlatan pek çok heyecanlı öykünün yazan olan Jack London’ın kendi yaşamı da heyecan ve serüven doludur. 14 Ocak 1876’da San Francisco’da doğan yazarın gençliği çoğunlukla kentin sokaklarında başıboş dolaşmakla geçmiştir. Aslında San Francisco kenti, o dönemlerde heyecan dolu serüvenlerin yaşanmasına çok uygun bir yerdi. 1776 yılında kurulan kent, 1848 yılında […]

Jack London – Deniz Kurdu

Sausalito ile San Francisco arasında gidip gelen MarƟnez gemisine binmişƟm. Hava çok sisliydi. Gemimiz ağır aksak dümeni sağa kırdı. Ama bu kez düdük sesi duyulmaya başladı. Aynı anda tam önümüzden bir düdük sesi daha geldi. Tehlike ikileşmişti. Yolculardan biri avaz avaz: “Üstümüze geliyor. Bakın bakın! Sesimizi duymuyor galiba, diye bağırdı. Birden sis yarıldı kara bir […]

Jack London – Demiryolu Serserileri

Nevada eyaletinde, kendisine, hiç durmadan ve utanmadan birkaç saat boyunca yalan söylediğim bir kadın vardı. Ondan özür dilemek istemiyorum. Benden uzak kalsın. Ama anlatmak istiyorum. Ne yazık ki ne adını ne de şimdiki adresini biliyorum. Bu satırlar şans eseri gözüne çarparsa, umarım bana yazar. 1892 yazında Nevada’da, Reno’daydım. Aynı zamanda fuar vardı ve şehir çok […]

Jack London – Demir Ökçe

Jack London, macera romanları ve öyküleri yazarı olarak bilinir. Tanıƨmdan da çıkarƨlabileceği gibi, çoğu roman ve öyküsü, doğrudan onun hayat deneyimleri ile, tutunabilme mücadelesi ile ya da kendini hayata dayatma, “herkes gibi biri olmama” kaygıları ile ilişkilendirilebilir. Bu yönden bakıldığında, London kimi, neyi anlaƨrsa anlatsın, anlaƴklarının içinde az ya da çok kendisi de vardır. Edebiyatçılar, […]

Jack London – Dehşet Ülkesi

Beyaz adam çok hastaydı. Kulak memeleri delinmiş ve biri gerilmekten yırtılmış kıvırcık saçlı vahşi bir zencinin sırtında, at üstündeymiş gibi taşınıyordu. Vahşinin yırtılmış kulak memesinde, oymalı tahtadan yapılmış üç parmaklık koca bir süs halkası vardı. Yırtık kulağa yeni bir delik daha açılmış, gösterişsiz bir toprak pipo asılmıştı. Beyaz adam, yağlı bedenine dar ve kirli bir […]

Jack London – Beyaz Diş

Donmuş ırmağın iki yakası karanlık ladin ağaçlarıyla kaplıydı. Rüzgar dalların üzerindeki kar örtüsünü az önce sıyırmıştı, gitgide silinen gün ışığı altında ağaçlar kopkoyu, korkunç karaltılar halinde birbirlerinin üzerine doğru abanıyorlarmış gibi görünüyordu. Cansız, kımıltısız, acı bile duyulamayacak kadar ıssız ve soğuk olan bu yabani ülke üzerine ağır bir sessizlik çökmüştü. Gizliden gizliye acı acı çınlayan […]

Jack London – Ateş Yakmak

Adam, donmuş Yukon üzerindeki anayoldan ayrıldı, dik bir bayırdaki ladin ormanlığın arasından doğuya doğru uzanan az çiğnenmiş belli belirsiz toprak yola sapƨ; hava soğuk mu soğuk, ortalık puslu mu pusluydu… Bayır epeyce dikƟ, doruğa ulaşınca saaƟme bir göz atmak bahanesiyle durakladı: Dokuz olmuştu. Gökyüzünde bulut mulut yoktu, gel gelelim güneş de yoktu, dahası güneşin varlığını […]

Jack London – Altta Kalanlar

Yardımına başvurduğum dostlarım, Londra’da; Doğu yakasında, yaşamı tüm ayrıntılarıyla gözlemlemek isteğimi: “Çok güzel, çok iyi de, bunu gerçekleştirmeyi başaramayacağını sen de biliyorsun,” diye yanıtladılar. Bu yanıtın peşi sıra da akıllarına yeni gelmişçesine: “En doğrusu, bu iş için polise başvur,” diye ekleme yaptılar. Yüzlerine; yaptığının bilincinde olmayan bir deli bakıyormuş ve onlar da bu psikolojik bozukluğu […]

Jack London – Âdem’den Önce

Resimler! Resimler! Resimler! İşin aslını öğrenmezden önce hep merak ederdim düşlerimi altüst eden o binlerce resmin nereden geldiğini. Gündüzki gerçek yaşantım içinde bu resimlere benzeyen hiçbir şey görmemiştim çünkü. Çocukluğumun bitmez tükenmez bir işkence, düşlerimin bir kâbuslar dizisi olmasına yol açan bu imgeler, bir süre sonra öbür insanlardan ayrı, doğadışı ve lanetlenmiş bir kişi olduğuma […]