Kategori: Araştırma-Eleştiri-İnceleme

Hikmet Kıvılcımlı – Allah Peygamber Kitap

Konumuz; ” Din “; üzerinde en çok spekülasyon: düşünce vurgunculuğu yapılan alan! Oysa tam tersi olması gerekir: öyleyse bilimin en çok kılıç kuşanması gereken alanlardan birisi de din konusu olmalıdır. Bu yüzden bu alanda “İdeoloji” ve “politika” sökemez, sökememelidir. O yavanlıklar ancak bilim ateşiyle durdurulup dönüştürülebilir. Meselemiz hiç de İkincil-üçüncül kategoriden bir iş sayılamaz. Çünkü […]

Hikmet Kıvılcımlı – 27 Mayıs ve Yön Hareketinin Sınıfsal Eleştirisi

Bugün, dünyanın her yerinde, Sosyalizm: Komünizme karşı alınmış bir tedbirdir; daha doğrusu, Elçi müşavirliği yapan bir eski Milli Birlik üyemizin deyimiyle: “Komünizme taşmayı önleyecek son bent”tir; herkesçe hoş görülen bir “ehveni şer: kötünün yeğ n iğ i” d i r. Ama bizim devletçiliğe kardırılan sosyalizm anlayışımızla, Batı’daki sosyalizm yapılışları arasında, en az Ortaçağla Modern çağ […]

Henry David Thoreau – Nerede ve Ne İçin Yaşadım

İzleyen satırları, daha doğrusu büyük kısmını yazarken Concord Massachusetts’teki Walden Gölü’nün kıyısında bir ormanda, en yakın evden bir mil uzaklıkta, kendi inşa ettiğim kulübemde yaşıyor, yaşamımı yalnızca el emeğimle kazanıyordum. İki yıl, iki ay yaşadım orada. Şimdi yine konuğum uygar yaşamda. Hiç öyleymiş gibi görünmese de bana, kimilerinin “uygunsuz” diye adlandırdığı ama koşulları dikkate aldığımda, […]

Hasan Ali Toptaş – Harfler Ve Notalar

Sana mektup yazmak bugüne kadar aklımın ucundan bile geçmemişti. Geçseydi ve daha önce oturup yazabilseydim, herhalde her iki satırdan birini senin için boş bırakırdım. Ya da, senin için, içleri harflerle dolu çeşitli boşluklar yaratırdım sayfaların yüzünde. Senin için de değil aslında, bunu, mektup dediğimiz metnin metin olabilmesi için yapardım. Bir bakıma, seni düşünmeksizin senin için. […]

Stefan Zweig – Üç Büyük Usta (Balzac, Dickens, Dostoyevski)

On yıllık bir zaman dilimi içinde ortaya çıkmalarına rağmen Balzac, Dickens ve Dostoyevski hakkındaki bu üç denemeyi bir kitapta toplayan şey rastlantı değildir. Bunun tek amacı, bana göre on dokuzuncu yüzyılın bu en büyük üç roman yazarını kişiliklerindeki karşıtlık bakımından birbirini tamamlayan ve belki de epik anlatıcılar kavramını, yani romancıyı belirgin bir biçime yükselten kişiler […]

Stefan Zweig – Kendileriyle Savaşanlar

Bir yeryüzü çocuğu ne kadar zor özgürleşirse, İnsanlığımıza o kadar güçlü dokunur. Conrad Derdinand Meyer Bu kitap da bir önceki üçleme, Üç Büyük Usta gibi üç yazar tablosunu içsel bir ortaklık anlamında bir araya getiriyor; ama bu içsel birlik mecazi düzlemde bir karşılaşmadan daha fazla bir şey olarak görülmesin. Zihinsel olanın formüllerini aramıyorum burada, bilakis […]

Stefan Zweig – Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar

İnsanlığı incelemenin en uygun yolu, insanı incelemektir. (Pope) Bu eser bundan önce yayımlanmış olan iki kitabın hem karşıtı, hem de tamamlayıcısıdır. Kendi İçindeki Şeytanla Savaşanlar adlı kitap, Hölderlin, Kleist ve Nietzsche’de şeytani bir güçle harekete geçen ve kendini gerçek dünyadan olduğu kadar kendi kendinden de soyutlayarak sonsuzluğa doğru atılan trajik bir tabiatın üç değişik şeklini […]

Hans Heinz Holz – Frankfurt Okulu Eleştirisi

Çağdaşımız diyalektikçiler arasında kuşkusuz en önemlisi olan Hans Heinz Holz, onun temel özelliklerini anlamamızı sağlayacak kapsamda bir derleme ile Türkçeye kazandırıldı. Bu makalelerde okuyucu, onun haklı bir üne sahip felsefeci kimliğinin yanı sıra, Marksizme bağlı politik eleştirmen kimliğini de tanıma fırsatını bulacaktır. Hans Heinz Holz, felsefe alanındaki eleştirilerini, politik eylemle ilişkisi içinde sürdürürken Marx’ın ünlü […]

Hannah Arendt – Kötülüğün Sıradanlığı

“Beth Hamishpath” – Adalet Evi: Avazı çıktığı kadar bağıran mübaşirden yükselen bu sözlerle ayağa fırlıyoruz, işte hâkimler de geliyor. Başı çıplak, siyah cübbeli üç hâkim, yüksek kürsünün en tepesindeki yerlerini almak üzere, yan kapıdan mahkeme salonuna giriyor. Çok geçmeden sayısız kitapla ve bin beş yüzün üzerinde belgeyle kaplanan bu uzun masanın iki ucunda zabıt kâtipleri […]

Hanefi Avcı – Haliç’te Yaşayan Simonlar

Neden yazıyorum? Yazmak için kimsenin bir sebebi olmamalı. Okumak dünyada elzem olduğu halde, okumayan ülkemde yazmanın sebebi aranıyor, arıyoruz. İnsan kendine de soruyor: Neden yazıyorum? Neden yazmalıyım? Herkesin, bırakın kolayca, bin bir çabayla dahi gelemeyeceği bir noktadayım. Sayısını bilemediğim kadar çok olay içerisinde yer aldım, çok şey yaptım; ama yaptıklarımın bir kısmını yıktım ve tamamının […]

Hakan Övünç Ongur – Tüketim Toplumu, Nevrotik Kültür ve Dövüş Kulübü

“E I ğer bunu okuyorsan, bu uyarı senin için. Bu hiçbir işe yaramayan kaliteli baskıdan okuduğun her sözcük, hayatından harcanmış bir diğer saniye demek. Yapacak başka işin yok mu? Hayatın sahiden bu kadar boş mu da bu anları harcayabileceğin daha iyi bir yol aklına getiremiyorsun? Yoksa tüm saygını ve itimadını teslim ettiğin otorite figürlerinden bu […]

Güney Dinç – Aydınlığa Mektuplar

Her sabah elinize aldığınız gazetenin “Okuyucu Mektupları” bölümünü aradığınız oluyor mu? Pek sanmıyorum. Önce birinci sayfadaki büyük başlıkları, ardından ilginizi çeken haberleri okuyorsunuz. Spor sayfasına şöyle bir göz attıktan sonra, “Bakalım bugün hangi soruna değinmiş” diye sevdiğiniz köşe yazarının açtığı söyleşiye katılıyorsunuz. Günümüzde kimi gazeteler pazaryeri gibi. Çok uğraşırsanız belki okunacak daha başka şeyler de […]

Guy Debord – Gösteri Toplumu

Gösteri Toplumu ilk olarak, Kasım 1967’de Paris’te Buchet-Chastel yayınevi tarafından yayımlandı. 1968 olayları kitabın tanınmasını sağladı. Tek bir kelimesini bile değiştirmediğim kitabın, yeni baskıları 1971 yılından itibaren Champ Libre yayınevi tarafından yapıldı; bu yayınevi, editörü Gerard Lebovici’nin 1984 yılında öldürülmesinden sonra Gerard Lebovici adını aldı. Yeni baskılar 1991 yılına kadar düzenli bir şekilde bu yayınevinde […]

Giovanni Scognamillo – İstanbul Gizemleri

Yüzyıllardan beri İstanbul hakkında pek çok şey yazıldı. İstanbul’lu olan ve olmayanlar yazdı, İstanbul’u bilen ve bilmeyenler, İstanbul’u yaşayan ve yaşamayanlar, içinde bulunanlar ve gelip geçenler yazdı. İstanbul’u Batılılar ve Doğulular yazdı, tüm değişik adları ile, heyecanla, merak, ilgi ve sevgi ile, şaşırarak, bazen bozularak İstanbul yazıldı, yazılıyor ve hiç durmaksızın yazılacak, anlatılacak ve araştırılacaktır, […]

Georges Bataille – Edebiyat ve Kötülük

Benim bağlı olduğum kuşak, doğrusu oldukça firtınalı bir dönemde yaşadı. Edebiyat dünyasına gözlerimizi açtığımızda, ortalık gerçeküstücülüğün çalkantısıyla 1 sarsılıyordu. Birinci Dünya Savaşı’nı izleyen yıllarda taşkın bir duygu egemendi ortama. Edebiyat da, kendine çizilen sınırlar içinde neredeyse boğulmak üzereydi. Adeta bir devrimin tohumlarını barındırıyordu içinde. Okuyacağınız incelemeyi gerçekleştiren insanın, şu anda olgunluk çağını sürmekte olduğunu hatırlatmak […]

Soner Yalçın – Kayıp Sicil – Erdoğan’ın Çalınan Dosyası

Tarih: 27 Aralık 2012 Silivri Cezaevi’nden çıktım… İki yıl sonra evimde uyandım sabaha. Kütüphaneye girdim. Polisler gün boyu yaptıkları arama sırasında tüm kitapları birbirine karıştırmışlardı. Kütüphane dağınıktı. Düzenlemek zaman alacaktı. İlk gün başladım çalışmaya; ve bu aslında benim için kitaplarıma “merhaba” demekti. Aradan kaç gün geçti bilmiyorum. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili yazılmış kitapları […]