Kategori: Felsefe

Georges Politzer – Felsefenin Temel İlkeleri

“FELSEFE”, işte öyle bir sözcük ki, her şeyden önce, emekçilerin pek çoğunda hiç de güven uyandırmaz. Emekçiler der ki, filozof, ayakları yere basmayan kimsedir. Yiğit insanları “felsefe yapmaya” çağırmak, belki de onları ip üstünde bir cambazlık gösterisine çağırmak gibi bir şeydir diye düşünürler. Bu gösteriden sonra başımız dönecek… Felsefe çok kez şöyle görünür: gerçeklikle ilgisi […]

Georges Politzer – Felsefenin Başlangıç İlkeleri

SIK SIK şöyle denir: Georges Politzer her şeyden önce Gülüştür. Meydan okumanın Gülüşü; başkaldırmanın değil, devrimcinin Gülüşü; anarşistin değil, tarihin mahkumiyet hükmünden kurtulmak için eski dünyanın güçleriyle açıkça alay eden marksistin Gülüşü. Zincirler içinde, Pucheu’nün karşısında, Gestaponun işkenceleri içinde bile, galip gelenin Gülüşü; infaz mangasının karşısında, galip gelenin Gülüşü. Georges Politzer, 1903’te doğmuştu. Macaristan’ın kuzeyindeki […]

Georges Bataille – İç Deney

“İç Deney”, Georges Bataille’ın “Erotizm” adlı yapıtından sonra Türkçe’ye çevrilen ikinci kitabı. İç Deney, Bataille’ın bir yapıtının ismi olmasına karşın, aynı zamanda onun felsefik tavrını özetlemektedir. Aslında Bataille’ın tüm yapıtlarını bir iç deneyim olarak görmek olanaklıdır. Bataille’ı okumak için, iç deneyin onun için ne anlama geldiğini açığa çıkarmak gerekir. İnsan sıradan günlük yaşamının içinde birden […]

André Breton – Sürrealist Manifestolar

Hayattaki -demek istediğim, gerçek hayattaki- en kırılgan şeylere dair inanç öylesine güçlüdür ki, en sonunda bu inanç kaybolup gider. Her geçen gün kaderinden daha çok hoşnutsuz olan müzmin hayalperest insanoğlu kullanmaya yöneltildiği nesneleri, kayıtsızlığının yoluna çıkardığı veya en azından şansını (ya da şans dediği şeyi!) denemeyi reddetmeyip çalışmayı kabul ettiğinden, hemen hemen her zaman kendi […]

Baruch Spinoza – Etika

Bu büyük eseri birkaç satırda özetleme iddiasından uzağız. Bu nunla birlikte, belirli noktalarını işaret için göstermemiz gerekir ki, Spinoza’nın açıklamasında tuttuğu sıraya rağmen, hakiki başlangıç noktası Descartes’tan ya da başka bir yazardan çıkarılmış bir cevher teorisi veya fikri değildir. (…) O kendi duygulan ışlarının şuuruna sahiptir; nitekim, bir Bedeni olduğunu ve Beden hayatının hangi şartlarda […]

Soren Kierkegaard – Kahkaha Benden Yana

Bir adam var ki, Danimarka’dan her ne vesileyle söz edilirse edilsin, adını anmadan geçmek imkânsız; ama yerini belirlemek belki daha da zor; Sören Kierkegaard’ı kastediyorum. Fakat eserleri, öyle ya da böyle çoğunlukla dinsel eğilimli olduğundan, Kierkegaard ilahiyatçılar arasında bir yere konabilir. Sürekli insan kalbini tema alan, hatta bu konuda dur durak bilmeden yazan, Hıristiyan felsefe […]

Soren Kierkegaard – Ölümcül Hastalık Umutsuzluk

“Ve kum saati, dünyanın kum saati boşaldı ve yüzyılın tüm gürültüleri sustu; çılgın ve kısır çabamız bitti, yakınlarına gelince, sonsuzlukta olduğu gibi —erkeğin veya kadının, zenginin veya yoksulun, kölenin veya efendinin, mutlunun veya mutsuzun olduğu gibi- her şey sessizlik içindedir; başın ister tacın parıltısını taşısın ister basit insanların arasında kaybolsun, ister yalnızca günlerin sıkıntılarına ve […]

Soren Kierkegaard – Kaygı Kavramı

Kierkegaard’ın “varoluş”a ilişkin öğretisi, gerçekdışı bir gerçekçilik diye adlandırılabilir. T. Adorno, Kierkegaard Seren Kierkegaard’ın 1844’te Vigilius Haufniensis müs-tear adıyla basılan Begrebet Angest {Kaygı Kavramı) metni, başta Hegel olmak üzere pek çok sistemle, hatta “sistem kurma”nın kendisiyle uğraşmasının yanı sıra, görebildiğim kadarıyla, “Korku” (Frygt) ve “Kaygı” (Angest) terimleri arasındaki farklılığa ilişkin filolojik bir inceleme olarak da […]

Sokratesin Savunması – Platon

Atina demokrasisi tarihinin en karanlık noktalarından biri, kuşkusuz MÖ 399’da Sokrates’in ölüme mahkûm edilmesidir. Kendisini suçlayanlar bile onun dürüst, özverili ve yasalara saygılı bir insan olduğunu bildikleri hâlde bu mahkûmiyet kararının verilmesi günümüze kadar konuşulup tartışılan bir konu olmuştur. Atinalılar özellikle dinî konularda çok hassastı. Daha önce de, başta Anaksagoras (MÖ 430), Protagoras (MÖ 420) […]

Slavoj Zizek – Yamuk Bakmak

WALTER BENJAMIN teorik açıdan verimli ve yıkıcı bir işlem olarak bir kültürün en yüksek tinsel ürünlerini, aynı kültürün sıradan, bayağı, dünyevi ürünleriyle birlikte okumayı tavsiye ediyordu. Bunu söylerken de aklında özellikle, Mozart’ın Sihirli Flüt’ünde sunulan yüce âşık çift idealini, (Mozart’ın çağdaşı) Immanuel Kant’ın ahlakçı çevrelerde büyük inϐial uyandırmış olan evlilik tanımıyla birlikte okumak vardı. Evlilik, […]

Slavoj Zizek – Antroposen’e Hoşgeldiniz

“Tin Kemiktir” Seri İçin Önsöz Žižek’in felsefe, politika, film ve diğer popüler sanat üzerine ayrıntılı Lacancı analizleri ilk kitabı İdeolojinin Yüce Nesnesi’nde başlayarak tüm kitaplarına yayılır. Judith Butler “Slavoj mak adeta nefes almaktır” der. Özgün bir araç olarak gördüğüiçin Lacan ve Hegel tartı Lacancı psikanalizi kullanarak farklı alanlara müdahaleleri söylenenleri tekrar etmekten ya da eleştirmekten, […]

Osho – Sırlar Kitabı -2 – Kendini Anlamanın Anahtarı

“Bu kitapta sunulan teknikler size dini törenlerden söz etmez. Bu teknikleri uygulamak için bir tapınağa ihtiyacınız yok, tapınak sizsiniz. Laboratuvar sizsiniz, deney sizin içinizde gerçekleşecek. Bu bir din değil, bir bilimdir. İnanca gerek yoktur. Yalnızca deneyimleme cüretkârlığına, cesarete gerek var. Bu kitapta sunulan yöntemler tüm insanlık ve tüm zamanlar içindir. Tüm yöntemleri her yönüyle, ayrıntısıyla […]

Alphonse Daudet – Değirmenimden Mektuplar

Fin-de-siècle (yüzyıl sonu) edebiyatına daha önceki önsözlerimizde yeri geldikçe değinmiştik. 1888’de ilk defa Micard’ın Jouvenot ve Cohen adlı oyununda kullanılan bu tanım, aslında çok daha önce şatafatlı, debdebeli, süslü, gözalıcı olanı tanımlayan estetik bir kavramdı; Baudelaire’den[*1] sonra dekadans (yozluk, çürümüşlük) kavramını salt politik bir kategori olmaktan çıkartıp farklı anlamlarda kullanmış olan edebiyatçılar, kendilerini seve seve […]

Ali Şeriati – Marksizm ve Diğer Batı Düşünceleri

Bu kitaba duyduğumuz tabiî ilgiyi, çağımızın en alçak zorbalarından birini yere sermeye ve yeni bir devlet, toplum, ekonomi ve kültür yaratmaya doğru engellenemez adımlarla yürüyen müslüman İran’ın politik ve entellektüel konumu daha da artırıyor. Bu eylemin mimarları arasında en önemli yeri, eşsiz tavır ve davranışlarıyla, yalnız politik ve dinî liderliği üstlenmekle kalmayıp, aynı zamanda İran […]

Ali Şeriati – Kültür ve İdeoloji

Bu toplantının düzenleneceği daha önce bana anlatamadığından, bu gece sunacağım planlanmış bir konuşmamın olmadığım söylemeliyim. Öğren-cüerimle bir sohbet yapabileceğimi düşünmüştüm. Fakat bu gece tam anlamıyla bir toplantı sözko-nusu ve benim de bir konuşma yapmam bekleniyor. Dediğim gibi, sunacağım hazırlıklı bir konuşmam yok; yine de dün akşamki tezimin düşünce sonrası olan bir konu hakkında konuşacağım. O, […]

Ali Şeriati – Kapitalizm

Elinizdeki bu eser Dr. Ali Şeriati’nin tüm ekonomik görüşleri derlenerek oluşturulan bir kitaptır. Farsçada İktisat Sosyolojisi ismi ile yayımlandı. İktisad Biliminin Tanımı: iktisattan amaç, servet değildir, iktisad bilmi, hernekadar paradan sözediyorsa da, asıl konusu insan ve servet ilişkisidir. Mülkiyet adını verdiğimiz ve altyapı kabul ettiğimiz bu ilişkinin kendi içinde iki bölümü ya da iki ayrı […]