Kaç zamandır aynı sokaklarda dolaşıyorum, bilmiyorum. Işıklı, vitrinli, insanlı sokaklardan daha loş ve sakin olanlarına vardım. İşte, balıkçılar da toplamaya başladılar tezgahlarını. Satıalar, “Buyur ağbi,” demese, hiç ayrılmam şu yeşillikçinin öni,inden. Marul, turp, havuç ve kırmızılahanadaki renk cümbüşü gözlerimden başlayarak her yanımı dinlendiriyor. Alnımı dalayan soğuk da oradan başlıyor masajına. Bir şeyler içsem, o da […]
Kategori: Genel
Behçet Çelik – Herkes Kadar
Olmayacak şey, Ağbim aradı akşamüstü. “Akşam size geleceğiz,” dedi, evde miyiz, değil miyiz, sormadan. Niye geleceğini kestirdiğim için sesimi çıkartmadım. Sesi donuktu; hal hatır sorma faslını kısa tutmuş, sesindeki sert ton canımı sıkmıştı. Masamda biriken işleri temizleyecektim o gün, elimi süremedim, çakıldım kaldım öylece. Nicedir, sağda solda, “Kimse ne üzer ne sevindirir beni,” diyor, insan […]
Behçet Çelik – Gün Ortasında Arzu
İşte oradalar, aradan geçen neredeyse çeyrek yüzyıldan sonra, bıraktığım yerde. Seyyar kasetçinin tezgahın-· dan artık Kürtçe şarkılar yükseliyor da olsa, makam aynı, sesteki kırgın tını değişmemiş; işportadaki gömlekler kalem cebi olmayan, daha dar şeyler, ama yine bedenlerini saracağı insanların sarı siyah benizlerindeki sıkıntıyı açığa çıkaracak tonlar hakim hepsine; meyveler toz toprak içinde, silip de ne […]
Behçet Çelik – Düğün Birahanesi
Denizin nerede bitip gökyüzünün nerede başladığı belli değil. Sis ufuk çizgisini silmiş. Gökyüzü, ayaklarımızın dibinden başlıyor; ya da deniz kabarmış, yıldızlara uzanmış. Oturduğum çay bahçesinde hemen herkes yaşlı. Gençler için uygun bir gün değil perşembe. Onlar mesaideler; işsizler için pahalı, öğrenciler için uzak bir yerdeyim. Öbür masalarda, buraya yıllardır geldiklerini, yıllardır sustuklannı düşündüğüm birkaç yaşlı […]
Behçet Çelik – Diken Ucu
Behcet Necatigil – Sevgilerde
Şiir yazmaya ne zaman, nasıl başladınız? Lisenin onuncu sınıfındaydım ilk şiirim çıktığı vakit. Varlık dergisinde yayımlandı. Ekim 1935. O sıralarda Necip Fazıl şiirinin yanı sıra Yedi Meşale şiiri sürüyordu. Ziya Osman Saba ve Cevdet Kudret’in şiirlerini çok sever, onlarda bulduğum ekspresyonizmi taklit etmek isterdim. Ama Varlık’ta yayımlanan ilk dört-beş şiirim, Necip Fazıl’ın iki dörtlükle kurulu […]
Bedri Ruhselman – Ruhlar Arasında
Spiritizm’in yüz yılı aşkın süreden beri insanlık için sağladığı bilgi ve görgü imkânlarının esası : bedensiz varlıklardan alınan ruhsal tebligata dayanır. Ruhsal tebligatın öğretisi dahilinde gelişen spiritik hakikâtler, ayni paralelde bir diğer esaslı temeli de geliştirmiştir. Bu temel, medyom ismi verilen özel yetenekli ve bu yetenek vüs’atince vazifeli kişilerin maddî ve manevî çabalan sonucunda kurulmuştur. […]
Bedri Ruhselman – Ilahi Nizam ve Kainat
Madde, bütün tesirlere zemin teşkil eden ve muhtelif nisbetlerde bu tesirlere cevap veren bir unsurdur. Bu bilginin içinde saklı olan bir mânâ da şudur: Madde, kendi kendine hiçbir harekete geçmek veya en iptidaî bir faaliyet göstermek kudretinde değildir. Onda kendi kendine bir oluş veya yapış imkânı yoktur. Yâni madde ancak kendisine gelen tesirleri bekler ve […]
Bedri Rahmi Eyuboğlu – Resme Başlarken
Resme Başlarken, 1977’de yayımlandı. Kısa zamanda tükendi. Bedri Rahm i’nin, Resim Sanatıyla ilgili öğretilerinin tamamını derlemeden ikinci baskıya girişmek istemedim. Aradan geçen zaman içerisinde «Anıları» ve «Mektupları» dışında Bedri Rahmi’nin gazete ve dergilerde yayımladığı, yayımlanması üzere hazırlayıp da yayımlayamadığı yazıların tamamına yakını elimden geçti. Kuşkusuz yine de bulamadıklarım olmuştur. Olmuştur, ama kitabın ikinci baskısına yeteri […]
Bedri Baykam – Kemik
ELİNİZEulaşan bu romanın yazılış sürecinin bana son derece heyecan verdiğini size itiraf etmem lazım. Üç yıl kadar önce Kaliforniya’nın şehirlerarası yollarında aklıma tohumu düşen bu yapıt, o günden beri araya girip çıkan onca büyük sergiye rağmen adım adım gelişmeyi inatla başardı ve nihayet doğumunu gördü. “Kemik Roman” gerçekle kurgunun, dün, bugün ve yarının, birbiri içine […]
Bedrettin Cömert – Estetik
Bilim adamı Bedrettin Cömert’in bilimsel kişiliğini bütünleyen öğretim üyeliği Hacettepe Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümüyle başlar. Bedrettin Cömert 1970 yılında asistanlıkla akademik çevreye girerken, Sanat Tarihi Bölümü Suut Kemal Yetkin’in yönetiminde geniş kapsamlı bir eğitim programı geliştiriyordu. Mümkün olduğu oranda tüm sanat tarihi alanlarını kapsayan, sanat tarihi eğitimini estetikle ve pratik atölye çalışmalarıyla boyutlandırmayı amaç edinen […]
Bediuzzaman Said Nursi – Tabiat Risalesi
On Yedinci Lem’a’nın On Altıncı Nota’sı iken öneminden dolayı Yirmi Üçüncü Lem’a olmuştur. Bu risale tabiata dayandırılan Allah’ı inkâr düşüncesini bir daha dirilmeyecek şekilde öldürüyor, küfrün temel taşını yerle bir ediyor. Bir İhtar Bu risalede, Allah’ı inkâr eden tabiatçıların gittikleri yolun içyüzünün ne kadar akıldan uzak, çirkin ve hurafe olduğu, en az doksan imkânsızlığı içeren […]
Bediuzzaman Said Nursi – Sualar
Onaltı sene evvel, Eskişehir Hapishanesinde, arkadaşlarımın tahliyeleriyle yalnız kaldığım bir vakitte şu Şua, gayet acele, pek noksan kalemimle, sıkıntılı, rahatsızlık bir zamanda te’lif edildiğinden bir derece intizamsız olmakla beraber, bugünlerde tashih ederken iman ve tevhid noktasında pek çok kıymetdar ve kuvvetli ve ehemmiyetli gördüm. Said Nursî [“Allahü Ehad” ism-i a’zamına dair yedinci nükte-i a’zam ve […]
Bediuzzaman Said Nursi – Sozler
“Bismillah” her hayrın başıdır. Biz dahi başta ona başlarız. Bil ey nefsim, şu mübarek kelime İslâm nişanı olduğu gibi, bütün mevcudatın lisan-ı haliyle vird-i zebanıdır. “Bismillah” ne büyük tükenmez bir kuvvet, ne çok bitmez bir bereket olduğunu anlamak istersen, şu temsilî hikâyeciğe bak dinle. Şöyle ki: Bedevi Arab çöllerinde seyahat eden adama gerektir ki, bir […]
Bediuzzaman Said Nursi – Sikke-i Tasdik-i Gaybi
Evvelâ: Leyle-i Kadir’de kalbe gelen pek uzun ve geniş bir hakikata pek kısaca bir işaret edeceğiz. Şöyle ki: Nev’-i beşer bu son harb-i umumînin eşedd-i zulüm ve istibdad ile ve merhametsiz tahribat ile ve bir düşmanın yüzünden yüzer masumu perişan etmesiyle ve mağlubların dehşetli me’yusiyetleriyle ve galiblerin dehşetli telaş ve hâkimiyetlerini muhafaza ve büyük tahribatlarını […]
Bediuzzaman Said Nursi – Otuz Uc Pencere
Apaçık bir şekilde görüyoruz ki: Her şeyin, bilhassa canlıların çok çeşitli ihtiyaç ve arzuları vardır. O arzuları, o ihtiyaçları ummadıkları, bilmedikleri ve ellerinin yetişmediği yerden uygun bir vakitte karşılanıyor, imdada yetiştiriliyor. 9 Halbuki o hadsiz arzuların en küçüğüne bile o muhtaçların gücü yetmez, elleri ulaşmaz. Mesela kendine bak: Görünen ve görünmeyen duyu ve duygularının ihtiyaç […]