Leydi Windermere’in Paskalya’dan önceki son davetiydi ve Bentinck House her zamankinden daha da kalabalıktı. Altı bakan, Parlamento Başkanı’nın kabul töreninden nişanları ve kurdeleleriyle çıkıp gelmişler, bütün güzel kadınlar en gösterişli giysilerini giymişlerdi; resim galerisinin bitiminde Karlsruhe Hanedanı’ndan Prenses Sophia ayakta duruyordu; şirret görünüşlü, tombul bir kadındı, ufak, siyah gözleri ve şahane zümrütleri vardı; bozuk bir […]
Kategori: Fantastik
Orkun Uçar, Saygın Ersin – Derin İmparatorluk
20 Şubat 1919 İşgal Edilmiş İstanbul Sivil giyimli bir Osmanlı subayı soğuk rüzgâr altında Elmadağ’dan Şişli’ye doğru yürüyordu. Yere yakın siyah bulutlar, güneşi tamamen örtmüş, ortalığı geceye çevirmişti. İnsanların suratında endişe hâkimdi. Hızlı hızlı, başlan öne eğik yürüyorlardı. Üç ay önce İtilaf Devletleri donanması Boğaz’a demir atmış, toplarını sahile çevirmiş ve üç bin beş yüz […]
Metal Fırtına 1 – Orkun Uçar – Burak Turna
Karanlık, doganın örtüsü haline gelmisti. Sessizligin içinde, böcek çıglıkları bile duyulmuyordu. Irak’ın daglık kuzey bölgesinin sınırındaydı burası. Çölün sona erdigi topraklarda düzlükler ve yükseltiler birbirine karısmaya baslıyordu, ufuk çizgisindeki daglık alan, karanlıgın içinde ancak bir gölge olarak beliriyordu. Genis düzlük alanları ara ara tepeler kesiyordu. Zor bir cografyaydı; hem toprak, hem de insan olarak. Çok […]
Orkun Ucar, Burak Turna – Metal Fırtına 3 – 3. Dünya Savaşı
Runnimede’de her zamanki gibi ya mur ya yordu. Kara bulutlar çökmüEtü orman n, Eehrin üzerine. Kalenin d E n Toprak a as baronlar vergileri gittikçe art r yordu. Bunun nedeni de Kral’ n sürekli kendilerinden asker ve para talep etmesiydi. Biraz sonra kaleye al nacaklard ama atlar n d Ear da b rakmalar istenmiEti onlardan. […]
Orkun Uçar – Asi – (Derzulya serisi’nin Habis Üçlemesi 1)
Büyük Kargaşa nın nasıl başladığı tam olarak bilinmiyor. Belki gökten inen ateş topu, belki derinliklerdeki sıcak nehrin üzerinde yüzen büyük kıtanın aniden yer değiştirmesi, belki eski insanların ellerindeki korkunç silahlarla yaptıkları bir savaş… Belki hepsi… Elimizde kalan az sayıdaki yazılı belge, nesilden nesile anlatılan Büyük Kargaşa efsaneleri veya lanetlenmiş batıdaki, geceleri parıldayan bölge gibi kanıtlar […]
Orhan Pamuk – Yeni Hayat
Orhan Pamuk’un coşkulu, lirik ve sihirli romanı Yeni Hayat bu sözlerle başlıyor. Okuduğu bir kitaptan sarsılarak etkilenen, sayfalardan neredeyse fışkıran ışığa bütün hayatını veren ve kitabın vaat ettiği yeni hayatın peşinden koşan bir kahramanın olağanüstü hikâyesi bu. Kitabın etkisiyle âşık oluyor, üniversite öğrenciliğinden uzaklaşıyor, İstanbul’dan ayrılıyor, bitip tükenmeyen otobüs yolculuklarına çıkıyor, taşra şehirlerine doğru savruluyor. […]
Fred Saberhagen – Kılıçların Üçüncü Kitabı
Bitmek bilmeyen rüzgârın, uçsuz bucaksız karı yüksek gri kayaların üzerinde sürüklediği, bulutlu gökyüzünün insanlardan uzak bölgesinin yukarılarında Tanrılar ve Tanrıçalar toplanıyordu. Şafak öncesinin griliğinde, uzun bedenleri sisli rüzgârın ve griliğin içinden bir duman gibi beliriyor, ardından bedenlenip belirginleşiyordu. Rüzgâr ya da hava şartlarından rahatsızlık duymaksızın, çığlık atan rüzgârın uluyuşunun önünde giysileri uçuşurken dünyanın çatısında dikiliyorlardı […]
Fred Saberhagen – Kılıçların İkinci Kitabı
Ateş, gökyüzünden aşağıya saplanırcasına düştü, beyaz ışığın göz kamaştırıcı eğri mızrağının yaşamı sadece bir anlıktı, ama bu, deniz kıyısındaki sarp kayalığın çıkıntı yapmış ucunda tek başına yükselen bir ağacı yarıp parçalamaya yetip de artacak uzunlukta bir andı. Göğün uluyan karanlığı altındaki bu çarpma, gözleri ve kulakları aynı derecede sersemleştirmişti. Ben, köreltici parlayıştan ürktü, patikayı yeniden […]
Fred Saberhagen – Kılıçların Birinci Kitabı
Ona dünyanın ilk soğuk sabahı gibi gelen bir günde, ateşi arıyordu. Ateşi aradığı yer yüksekteydi; cansız, rüzgârın silip süpürdüğü, engebeli, kıymık kıymık parçalanmış siyah renkli kayadan bir raf gibi uzanan çıkıntının üzerindeydi. Soğuk rüzgârların getirdiği kar, siyah kayaların üzerinde beyaz toz nehircikleri oluşturup neredeyse kayanın kendisi kadar sert olan gri kadim buz katmanları üzerinde beyaz […]
Franz Kafka – Taşrada Düğün Hazırlıkları
Max Brod’un tarihlendirmesine göre, Taşrada Düğün Hazırlıkları Kafka’nın yazdığı ilk eserlerden biridir. Brod, Kafka’nın elyazısında kullandığı Gotik ve Latin harflerden yola çıkarak, Taşrada Düğün Hazırlıkları’nın 1907-1908 arasında yazıldığını tahmin etmektedir. Taşrada Düğün Hazırlıkları, üç ayrı elyazması metinden ibarettir. Kafka’nın olasılıkla büyük bir romana başladığı ama sonradan vazgeçtiği anlaşılıyor. Bu dönem, Kafka’nın Assicurazioni Generali sigorta şirketinden […]
Franz Kafka – Şato
K. köye ulaştığında akşamın geç saatiydi. Köy kara batmıştı. Şatonun bulunduğu tepe görünmüyordu, sise ve karanlığa bürünmüştü, orada bir şato olduğuna dair en ufak bir ışık belirtisi bile yoktu. K., anayolu köye bağlayan tahta köprüde uzunca bir zaman durdu ve başını kaldırarak aldatıcı boşluğa baktı. Sonra yatacak bir yer bakmak üzere yürüdü; handakiler hâlâ ayaktaydılar, […]
Franz Kafka – Hayvan Öyküleri
Yuvamın inşaatını tamamladım, sanırım güzel de oldu. Dışarıdan bakıldığında sadece büyük bir delik görünüyor ama aslında bu deliğin bir yere vardığı yok, birkaç adımda kayalarda son buluyor. Bu aldatmacayı bilinçle yaptım diye övünmek istemem, daha önceki pek çok başarısız yapı denemelerimden miras bu, bu deliği kapamadan bırakmak bana çok yararlı gibi geldi. Kimi aldatmacaların yapılırken […]
Franz Kafka – Dönüşüm
Gregor Samsa bir sabah huzursuz düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu. Zırhı andıran sertlikteki sırtının üzerinde yatmaktaydı ve başını azıcık yukarı kaldırdığında kubbemsi, kahverengi, yay biçimindeki sertliklerce bölümlenmiş; üstünde, tutuna-bileceği hiçbir şey kalmamış ve neredeyse tamamen kaymak üzere olan yorganın bulunduğu kamını gördü. Diğer kısımlarıyla karşılaştırıldığında acınacak denli ince bir sürü […]
Franz Kafka – Dönüşüm (İş Bankası)
Gregor Samsa bir sabah huzursuz düşlerinden uyandığında kendini yatağında kocaman bir böceğe dönüşmüş buldu. Panzer gibi sert sırtının üzerinde yatıyordu ve başını biraz kaldırdığında tepesinde, yorganın neredeyse kaymak üzere olduğu kubbe gibi yuvarlak, kahverengi, yay biçiminde sert çizgilerle boğum boğum olmuş karnını gördü. Geniş gövdesine oranla pek cılız görünen bir sürü bacağı gözlerinin önünde çaresizce […]
Franz Kafka – Dava
Çek asıllı Avusturyalı yazar Franz Kafka (1883-1924), kırk bir yıl yaşadı. Ölümünden sonra dünyaya bıraktığı ise yalnızca bir yazarın ürünleri değil, fakat, Ernst Fischer’in yerinde deyişiyle, başlı başına bir dünya edebiyatı’ydı. Kafka’nın eserleri bir bütün olarak incelendiğinde, Goethe’ den bu yana kavramlaşmış olan dünya edebiyatı söyleminin, bitmekte olan yüzyılımızda temellerine en gerçekçi bir biçimde belki […]
Norman Spinrad – Druid Krallığı
Galya kabilelerinin yaşadığı topraklar batıda Pirene’nin engebeli dağlarından doğuda karla kaplı görkemli Alp Dağları’na, her zaman nemli ve sisli Kuzey Denizi kıyılarından ılık güney havasının Akdeniz kokusuna karışarak ulaştığı dağlara kadar uzanıyordu. Aslında Edui ve Arverni, Carnutelar ve Belovaquelar, Turonlar ve Santonlar’la tüm diğer kabilelere ait araziler; onların çiftlikleri, şehirleri, kırsal alanları adeta bir ağaç […]