Abdülbaki Gölpınarlı – On İki İmam

Cenôb-ı Rasu l-i Ekrem (S.M , h icretten elli üç yıl önce H icaz ülkesinin Mekke şehrinde doğmuşlardır. Kureyş kabilesinin Hôşimoğulları boyuna mensupturlar. Babaları Hz. Abdullah, a nneleri, Zühreoğulları boyundan Veheb kızı Hz. Amine’dir. Soyları, Hz. İbrôhlm Peygamber’e (A.M) dayanır. Ana karnındayken babaları Hz. Abdullah vefat etm işti. Doğumları, tôrih ve siyer kitaplarında bi ld iri len Fil Olayından elli üç gün sonradır. Altı – yedi yaşlarındayken anneleri Hz. Amine de vefôt etti ler. Hz.


Muhammed’t (S.M). dedeleri Hz. , Abdülmuttalib, yanlarına aldılar; fakat bir yıl sonra o da vefat edince amca ları Hz. Ebu-Tôlib, Cenôb-ı Peygamber’i (S.M) yanlarına a l ıp korumaya başladılar; E bu-Tôlib, ticôretle geçindiği için onunla bir kere Şam’a dek gittiler. Bu sıralarda, Araplarca savaşın haram sayıldığı a ylarda olduğu için «Fiiccôr», yôni Kötü ler savaşı denen ve Kureyş boyuyla Kaysoğulları arasında başgösteren savaşta bulunmuşla r, fakat savaşa katı lmamışlardı. Gene burda b üyük bir sel Kô’be’yi harôb etmişti. Kureyş u luları, Cidde’de bir ·gemi enkaazını satın ala rak Kô’be’yi tômir etti ler. «Hacer-i Esved» i yerine koymak, bir şeref olduğundan boylar, nerdeyse bu yüzden birbirine g irecekti. Kavgayı önlemek için hakeme başvuruldu ve ilk gelecek kişinin sözünü kabul etmeye karar verildi. Bu sırada Hz. M uhammed (S.M) çıkageldi; Hz. Peygamber (S.

M). huylarının güzelliği, her hususta emin oluşları dolayısıyla Araplar tarafından «Muhammed’ül – Emin» d iye anılmaya başlanmıştı; onun uygun göreceğine herkes rôzı oldu. H z. – 7 – Peygamber (S.M). sırtlarınd aki ridayı, üst elbiseyi çıka rdılar; «Hacer-i Esved» i mübarek el leriyle ridan:n ortasına koydular; sonra her boydan bir ,kişiyi seçip ridayı kaldırmalarını buyurd ular. Buyrukları yerine getirildi ve kendileri el leriyle «Hacer-i Esved» i alıp yerine koydular. Bu sırada otuzbeş yaşlarında bulundukları rivayet edi lmiştir. Hz. Peygamber (S.M). okuma – yazma bilmedikleri, bir’ mektebe g itmedikleri, bir üstaddan ders almadı kları hôlde akıl, zeka, iffet ve emanetle ün kazanmışlardı. Kureyş h.Jnım!arından Cena b-ı Hadice (R.A).

ticôretle geçinmekte bulunduğundan, emin bir kişi ola rak malla rını idareye ve ticôretini sürdürmeye Cenab+ Peygamber ‘i (S.M) seçti. Hazret, Cenab-ı Hadice’nin ticaret kervanıyle bir kere daha Şam ül kesine g itti ler. Bu seferden pe,k çok fayda elde edildi. Bir müddet sonra da, yirmibeş yaşlbrındayken Cenab-ı Hadice’yi al·dı lar; evlend ikleri zaman Hz. Hadice, kırk yaşlarındayd ı. Hz. Peygamber (S.M). putlara tapmıyor, Allah’ı bir biliyordu. Zaman – zaman yalnızca kendi,sini, Allôh’a kulluk etmeye veriyor, Mekke yakınlarında Hıra dağındaki mağarada halvete dalıyordu. Kırk yaşında, gene o dağda halvetteyken Aıtahu Taaıa tarafından, Cebrfül (A.M) vasıta sıyle kendilerine, Kur’an-ı Mecid’in · ilk süresi olan XCVI. Süresi (A!ak) vahyedi!di. Aynı gün, dağdan inip evlerine gelirlerkerı a mcaları EbO-Talib’in oğlu Ali’ye (A.

M) rastladılar; kend i lerine vahiy geldiğini bildirdiler; Ali, hemen imanı nı ızhar etti; evlerine geldikleri zaman, hali, Cenab-ı Hadice’ye (R.A) a nlattılar; o da isıam’ı kabul eyledi. Hz. Peygamber (S.M). halkı d avete başlayınc;a, bil­ .hassa Kureyş uluları şiddetle aleyhine kalkıştı. Buna kar,şı, RasOl-i Ekrem (S.M) d avetlerini gizli tutmak zorunda kal­ .dılar. EbO – Talib (A.M). Eimme-i Hüda’dan (A.M) gelen rivayetlere ve zaman – zaman inşad ettikleri şiirlere nazoran isıam’ı kabul etmişlerdi; fakat zahiren, Hazret’in ko- – 8 – ruyucusu oldukları için bunu g izlemekteydi ler. M üşriklerin, M üslümônlara, hele İslôm’a gelenlerin kimsesizlerine, yoksullarına cefôları, gittikçe artmakdaydı.

Hz: Peyga mber (S.M). Müslümônla ra , halkı kitab ehli olan Habeş d iyôrına h’cret etmeleri.ni buyurdu. Bu h icretten sonra Mek4<e’de daha da yalnız kalan Hz. Peygamber’ i, malla, mevkıyle bu İlôhl vazifeden alı koymayı denediler; fakat bunda da bGşarı elde edemedi ler; hattô bir defôsında Hz. Rasül (S.M). «Güneşi bir avucuma, Ay’ı öbür avucuma verseniz, gene bu vazifeyi bıra kmam» buyurmuşlardı. EbüTôlib’se, Hz. Peygamber’i korumaktaydı. Kureyş, bu sefer, Hz. Peygamber’e (S.M) ve M üsl ümanlara birşey vermemeye, onla rdan birşey almamaya, hattô mümkinse suyu bile onlardan kesmeye, onlarla görüşmemeye karar verd i ler. Hz.

Peygamber (S.M) ve Müsl ümanlar, Mek,ke’­ nin çukur bir yerindeki Ebü-Tôlib mahal lesinde muhôsar’.J a ltına alındı: bu tahammül edi lmez muhôsara tam üç yıl sürdü. Sonunda, içlerinden, bu dayanı lmaz hôle son ,vermek isteyenlerin teşebbüsleriyie muhôsara kaldırı ld ı. Dôvete başladıklarının onuncu yılıydı; o yılın Ramazan ayın­ <la, üç gün a rayla omcaları EbO-Tôlib (A.M) ve vefôlı zevceleri Cenôb-ı Hadice (R.A) vefôt etti ler: Müslümanlar o yıla «Huzün Yılı» adını verdi.ler.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir