Alberto Manguel, Gianni Guadalupi – Hayali Yerler Sözlüğü 1. Cilt

Profesör Sum m erlee sabırsızca hıhladı. “iki uzun günüm üz keşifle g e ç ti,” dedi, “ama yörenin coğrafyası hakkında başladığımız andakinden daha bilgili değiliz. Buranın sık b ir ormanla kaplı olduğu, içerilere ulaşıp da b ir bölgenin diğeriyle ilişkisini öğrenm enin aylar alacağı aşikâr. M erkezi bir zirve olsa işler farklı olurdu, ama her taraf göz alabildiğine yokuş aşağı gidiyor. Ne kadar ilerlersek, genel b ir manzaraya kavuşma ihtim alim iz o kadar azalacak… H epiniz kafanızı bu ülkeye girm eye yoruyorsunuz. Ben derim ki, buradan nasıl çıkacağımızı planlam alıyız asıl.” “Bir ilim insanının,” diye g ü rle d i Challenger, heybetli sakalını sıvazlayarak, “böylesi bayağı b ir duyguya teslim olmasına çok şaşırdım, azizim… Beraberim izde harita kabilinden b ir şey götürmeden geri dönm eyi katiyetle reddediyorum .” Sir Arthur Conan Doyle, The Lost World 1977 kışında, Parmalı bir yayıncı için beraber bir gerçek ve^sahte mucizeler antokıjisijderlediğim iz Gianni Guadalupi, edebiyatın bazı mekânları için kısa bir Baedecker ya aa seyahat rehberi hazırlamamızı önerdi – o sırada Paul Feval’in vampir şehri Selene için rehberli bir tur düşünüyordu. Bu fikrin verdiği heyecanla, gezmek istediğimiz diğer yerlerin bir listesini çıkarmamız uzun sürmedi: Shangri-La, Oz, Ruritania hemen akla gelenlerdi. Yaklaşımımızın pratikle fantastik arasında özenli bir dengeyi gözetmesi gerektiği konusunda hemfikirdik. Kurmacayı gerçek kabul edip, seçilmiş metinleri bir kâşifin ya da vakanüvisin raporlarını ele alır gibi ciddiyetle ele alacak, sadece özgün kaynakta verilen bilgiyi kullanıp, kendimiz “buluş” yapmayacaktık. Şahsi yorumlara, ancak betimlemeler gerektiğinde yer verilecekti, o zaman da ancak insanın normal bir rehberde beklediği ölçüde. Bu niyetle, kitabın tasarımını bir on dokuzuncu yüzyıl gazetteer’ı -gerçek dünyada seyahatin hâlâ heyecanlı ve macera dolu olduğu bir zamanın yadigârı- üzerine kurduk. Ama proje ilerledikçe, madde listemiz giderek kabardı, sonsuz olma tehlikesi başgösterdi. Hayali evrenin devasa kapsamı göz önüne alındığında, pratik davranabilmek için bazı sınırlamalar koymalıydık.


Kendimizi bir seyyahın ziyaret etmeyi umabileceği yerlerle sınırladık, cennetleri ve cehennemleri ve gelecekteki yerleri hariç tutup, sadece gezegenimizin üzerindeki yerleri dahil ettik. Proust’un Balbec’ini, Hardy’nin Wessex’ini, Faulkner’ın Yoknapathawpa’sını ve Trollope’un Barchester’ını almadık, çünkü aslında hepsi zaten var olan yerlerin başka kılıkları ya da takma adları, yazarın gerçeklikle tıka basa dolmuş bir şehir ya da ülkeden istediği gibi söz edebilmesi için yarattığı araçlardı. Ama burada “hayali” tanımımız dağıldı. Niye Conan Doyle’un, hikâyenin sonunda açığa çıkan bir köpeğin musallat olduğu Baskerville Konağı’nı koyup da, çürümekte olan bir gelinliğe bürünmüş kasvetli kız kurusuyla D ickens’ın Satis Evi’ni koymamalı? Belki Dickens’ın taş ve zifti gerçekleşebilir olanın alanındayken, Baskerville’in çakıl yolu -p a rmak ucunda yürümek yerine, canını kurtarmak için çılgınca koşan birinin ayak izleriyle— kâbuslar dünyasına ait olduğu için. Tarihi gerçekler üzerine kurulmuş Crusoe’nun Adası’nı niye koyduk? Çünkü bizce o, kendi sınırlarının içinden kurtulmuş ve tanımlanamayan bir şeyin, belli belirsiz kaçışla, düşsel bir inzivayla ve beyaz kumsallarla ilişkili bir şeyin ebedi simgesi haline gelmişti. Niye çocuk edebiyatından onca şeyi koyup da, Pooh’un çayırını ya da Watership Down’i koymadık? Gerekçemiz bu yerlerin gerçekten var olması, ziyaret edilebilir olması ve gerçek dünyada bulunması. Bu yazarların zaten var olan yerlere bakıp, onları kendi hayalleriyle donatmış olmaları: karakterler ve olaylar hayaliydi – yerler değil. Benzer bir şekilde, Frankenstein’ın canavarı kesinkes Rand McNelly atlasına dahil olan eski kasabalarda ve arktik düzlüklerde sallana sallana yürürken, Romanya Turizm Kurumu’nun çabalarına karşın, Drakula’nın değişmez, sabit bir ikametgâhı yok. Schliemann’ın takipçilerince geçici olarak kabul edilmiş olan Atlantis ya da Ophir’in de gerçekliği güvence altına alınmış değil; keza, Kral Arthur ve yiğit şövalyelerinin^dolaştığı şatolar, ormanlar, çayırlar ve dağlar da – bunların hepsi sözlüğümüzde yer.alıyor. M etropolis, News from Nowhere, Looking Backwards görünürde bariz adaylardı- ama heyhat, hepsi de gelecekteydi, bu yüzden de dışarda bırakıldılar. Tolkien, C.S. Lewis, Burroughs, Ursula K. Le Guin ve Lloyd Alexander’a pek çok sayfa ayrılmış durumda; daha az eğlenceli ama onlarsız Gulliver’ın, Dr.

Moreau’nun, Oz’un dünyalarının belki de hiç inşa edilemeyeceği hayali bir mimarinin ataları olarak önemli olan Bensalem, Meccania, Utopia’ya da. Ama bazı maddeler için sunabileceğimiz hiçbir ikna edici gerekçe yok. Nihayet, bazı yerleri sadeçe,.içim.izde,kurmacanın gerçek baŞ9rı.SJ,plan o tarif edilemez heyecanı yarattığı, o yerler olmasa.düaya çak daha yoksul bir yer placağıjçın seçtik. Onları ifşa etrne- ‘ yec’eğ z. okuyucunun da bu sınır ihlallerinden rahatsız olmayacağını düşünüyoruz. iki yılı aşkın bir sürede iki bin kadar yeri ziyaret ettik; bazıları neredeyse hiç bilinmiyordu, bazılarının ise kabul edilemez olduğu ortaya çıktı ve sonuçta ancak bu sayının yarısından biraz fazlasını alabildik. Hayali evren hayret verici bir zenginliğe ve çeşitliliğe sahip bir yer: kaçınılmaz bir mükemmeliyet arzusunu tatmin etmek için yaratılmış dünyalar var, Christianapolis ya da Victoria gibi pek yaşamayan ütopyalar; ayrıca, Narnia ya da Harikalar Diyarı gibi sihir için bir yuva bulmak üzere hayata getirilmiş, imkânsızın çevreyle çatışmadığı yerler; Rüya Krallığı gibi gerçeklikten sıkılmış seyyahları ya da N oble’ın Adası’nda olduğu gibi karanlık, sıradışı sanatlarla ilgilenmek isteyenleri memnun etmek için inşa edilmiş yerler. Unutulmuş vakanüvisler tarafından hayal edilmiş birçok yer ise zaten kendi başlarına mükemmeller ve açıklama gerektirmiyorlar. Narin harikaların diyarı, kimsenin binemeyeceği kadar hafif atlarıyla Havaiyat; kendilerinden daha küçük ve savunmasız, erkek cinsel organlarına benzeyen yaratıklar olan bullpop’ları yiyen dev sarışın kadınların yaşadığı Capillaria; dünyadaki ünlü yolların tatil yaptığı, ancak kötü şöhret sahibi Yol-döverlerin vahşi saldırılarına uğradığı Odes Adası; yaşlı bir goril olan Sekizinci Henry ve onun goril karılarının Afrika-Tudor karışımı bir konakta yaşadığı Thames-üzerindeki-Londra; tek sakini devasa bir örüm cek olan boş oda Pauk; tasnif edilmiş çöplerin oluşturduğu sonsuz “sayıda muazzam çem berle çevnÎT’ulâşiTması çok güç X; Jacqueline Susann’ın bütün eserleri ve Pierre C ardin’in gardrobu gibi insan ruhunun en harikulade ürünlerinin saklandığı Nimpatan; dem irden yapılma, yumurta biçiminde bir şehir olan, bisikletli Tatarların kalesi Malacovia. Umarız sözlüğümüz okuyucuların bu yerlere ilgi duymasını sağlar ve özgün eserin sadece La Bibliothèque Nationale ya da British Library’de bulunabileceği durumlarda bir başvuru metni sağlamış olur. Tolkien’in ve Ursula K.

Le Guin’in diyarlarını karış karış incelemiş olan okuyucular hafızalarını tazeleme ve o ormanlarla tepeleri, şehirlerle adaları başka hayal dünyalarında doğmuş coğrafyalarla karşılaştırma fırsatı bulacaklar. Bu gezilere yardımı olması amacıyla, hem haritalar, hem de illüstrasyonlar koyduk. Sunday 7/mes’daki bir yazı bizi Londra’daki Graffiti Gallery’ye götürdü, orada Graham Greenfield’ı keşfettik ve projede bize yardım etmesini istedik; onun çizimlerinin aydınlatıcı ayrıntıları, maddelerde tarif edilen güzergâhları takip ediyor ve birçok öykünün geçtiği yeri görsel olarak belirtiyor. Bir başvuru yapıtı olarak, sözlüğümüz ister istemez tamamlanmamış bir eser; şüphesiz, başka seyyahlar bizim bilmediğimiz diyarları gezmişlerdir. Bu fırsattan istifade okuyucularımızdan, dikkatimizden kaçmış olan uygun yerleri bize bildirmelerini rica ediyoruz. Onların yardımlarıyla bir ek ya da bu kitabın gözden geçirilmiş bir baskısını hazırlamayı, böylece hem geçmişten eksik kalanları, hem de yeni gelecek maddeleri eklemeyi, böylece de okuyucuyu yazara, seyyahı vakanüvise çevirmeyi umuyoruz.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir