Erdal Sarizeybek – Yahuda

– Komutanım yardım et! Gün doğumuyla başlayan çatışma beş saattir sürüyordu, aralıksız. Irak’tan gelen teröristler Meşelik, Leylek Dağı, Dereyanı ve Konur istikametinde dört koldan Aktütün’e saldırıyordu. Şehitlerimiz vardı. Meşelik bölgesinde ise, bir asker sürekli çağrı yapıyordu, komutanım yardım et, diyerek. Gidemiyorduk yanına. Teröristler karşısında tek başına kalmıştı, yanındaki iki asker şehit ve kendi yalnız. – Komutanım yardım et! En yakın mevzi yaklaşık beş yüz metre uzaktaki Bayrak Tepe idi, sarp ve dik bir kayalığın üzerinde kurulu. Bu mevzi yerini terk edip askerin yardımına gitse teröristler hemen orayı alacak, bir daha o istikamette ilerleme şansımız olmayacak, dolayısıyla çevredeki askerlerin de yaşama şansı kalmayacaktı. Bir gurup terörist aynı istikamette çermbere alınmış, çatışma sürüyordu. Çevresindeki olan bitenden habersiz olan Mehmetçik son bir umutla sesleniyordu bize. Dayanmak zordu bu çağrılara. SON HAREKAT KOD ADI: YAHUDA – Komutanım yardım et! Bayrak Tepe en uçtaki son mevzi idi. Yardım isteyen ise, ondan da ilerlideki son asker. Makineli tüfek nişanasıydı. Irak’tan Leylek Dağına doğru gelen teröristlerin yaklaşma istikametini tek başına kapatıyordu.


Yan mevzideki tim komutanı Asteğmen Ejder Polat hain kurşunla şehit olmuştu. Bayrak Tepe ile asıl kuvvetlerin bulunduğu Aktütün karakolu arasında ise yaklaşık on beş terörist çembere alınmtş, kaçamtyordu. Kaçamıyorlar ama takviye birliklerinin de yolunu kapatıyorlardı, geçemiyorduk. Bayrak Tepe ve Aktütün timleri tüm gayretiyle bu teröristleri yok etmeye çalışıyordu, yolu açmak için. Tek tek vuruluyordu teröristler ama zaman geçiyor, telsiz çağrısı içimizi yakıyordu, dayanmak zordu. – Komutanım yardım et! Çemberin diğer bir ucu olan Berçay sırtlarında ise, tim komutam Astsubay Aşkın Yeldiren şehit düşmüştü. Kalan askeri ateşe devam ediyordu. Teröristler takviye yollarına pusu atmıştı. Her yerden roket, havan, mermi sesleri geliyordu. Hangi mevzide ne olup bittiğini anlamak imkânsızdı. Kaç şehidimizin olduğunu dahi bilmiyorduk. Yaralılar kendi başına kalmıştı. Karakol çevresinde çatışmalar devam ediyordu. Bir terörist giriş kapısında havan nişancısı astsubay tarafından vurulmuştu. Bölgeye yalnızca Kobra helikopterleri yanaşıyor ama çatışma yakın mesafede sürdüğünden faydası olmuyordu.

Durum vahimdi. Bayrak Tepeye giden yol temizlenmeden öteye geçme şansımız yoktu. Yardım isteyen askerdeki telsiz çatışma boyunca hiç susmadı; Komutanım yardım eti Allahım, ne acıydı bul ERDAL SARIZEYBEK Okuduklarınız yakın tarihimize 22 şehitle yazılmış Aktütün çatışmasında geçer. Yıl 1992, aylardan Eylül’dür. Bölgedeki karakollara saldırı yapılacağı bilinmektedir. Olaydan bir hafta önce, gene tarihe 19 şehitle yazılmış Alan çatışmasını incelemek için Şemdinli’ye üst düzey yetkililer gelmiştir. Anlatılmıştır bir bir; nerdedir bu teröristler, ne yapacaklardır, diye. Buna rağmen Irak’taki terörist yuvalarına harekât izni verilmemiştir. İzin verilmediği için de o hainler Irak’tan gelip bizi vurmuştur, bile bile, göz göre göre. Şimdi acıyla hatırlıyorum o günleri, yardım isteyen askerimizin sesi kulağımda çınlıyor. Sonra Dağlıca aklıma geliyor. Avaşin bölgesindeki terörist varlığı ve tehdidi bilinmesine rağmen ordumuza yetki vermeyen hükümetin anlaşılmaz bu tavrı yüreğimi parçalıyor. Dağlıca*da, telsizle yapılan çağrıları duyar gibi oluyorum: Komutanım yardım et, Komutanım yardım et! Ardmdan korkunç bir çatışma ve şehitlerin görüntüleri, aileleri, çocukları geçiyor bir bir. Acı dolu feryatlar yakıyor bizi. Yüreğimiz yanıyor, kim dayanabilir bu acıya, diye kendime soruyorum.

Bizi bu hallere kim düşürdü, diyorum kim, Mehmetçiği bu hallere kim düşürdü? ERDAL SARIZEYBEK Yahuda 21 Ekim 2007 sabahı acı bir haberle uyandık; teröristler bir taburumuza saldırmıştı. Irak’tan geldiler ve Irak’a kaçtılar. Biz gitmedik peşlerinden, gidemedik. Dağhca’da Mehmetçiğe yapılan saldırı incitti bizi, gururumuzu kırdı. PKK değildi, ABD değildi bu saldırının arkasındaki, bir Yahuda1 operasyonuydu ama göremedik. Menmetçikle kahramanlık, Mehmetçikle ulusu arasındaki bağları kırmak istiyorlardı, onun için yapıldı bu saldırı, anlayamadık. Yahudanm hain eli Mehmetçiğe Dağhca’da uzanmıştı. Sekiz Mehmetçik sözde esir edilmiş, Türk ulusu ile esaret, Mehmetçikle korkaklık kavramları yan yana getirilmişti, kavrayamadık. Yahuda Gücü2 nü arkasına alan medya bu olayı aylarca gündeminden düşürmedi, ihanet ile Mehmetçik yan yana anılmaya başladı, ta ki Genel Kurmay’ın müdahalesine kadar: Son günlerde basın ve yayın organlarında: 21 Ekim 2007 tarihli Dağlıca saldırısı sonrası gelişen olaylar hakkında çok sayıda haber ve yorum yer almakta ve yoğun bir tartışma ortamı yaratılmış bulunmaktadır. Bu ve benzer olayları kullanarak Türk Silahlı Kuvvetleriniyıprat 1 Yahuda. Hz. Yakup’un dört oğlundan biri. Hz. îshak’ın oğlu Hz. Yakup Harran’da Lea ile evlendi.

Dört oğlu oldu: Ruben, Şimon, Levt ve Yahuda. Bkz: Eski Ahit(Tekvin). 2 Yahuda Gücü: Hz. Yakup oğlu Yahuda’ya seslenir: ‘Yahuda, kardeflerin seni övecek, elin düşmanlarının ensesinde olacak, kardeşlerin önünde eğilecek. Yahuda bir aslan yavrusudur, oğlum benim, avından dönüp yere cömelir, aslan gibi, dişi bir aslan gibi yatarsın. Kim onu uyandırmaya cesaret edebilir? Sahibi gelinceye kadar krallık asası elinden çıkmayacak!” dedi. Eski Ahit, bölüm 49. SON HAREKAT KOD ADI: YAHUDA mayı, onun terörle mücadele ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkelerine sahip çıkmadaki kararlılığını aşındırmayı düşünenlerin çabaları beyhudedir. Saygı ile duyurulur3.” Aslında bu operasyonlar ilk olarak 4 Temmuz 2003’de başladı. Irak’ın Süleymaniyesinde Amerikalı askerler, özel Kuvvetler Komutanlığına mensup 11 Mehmetçiği gözaltma aldı. Barzani peşmergelerinin gözetiminde başlarına çuval geçirildi. Yer gök delinir sanmıştık ama olmadı, ne yer sarsıldı ne de gök. ABD’ye nota verin, diye haykıran seslere Başbakan, bu müzik notası değil, diyecek kadar milli duygularımıza uzaktı, acımızı yüreğimize gömdük. Ardından, Genel Kurmay eski Başkanı Orgeneral Hilmi özkök, “yolsuzluk” adı altında soruşturmalar başlattı.

Yüzlerce Mehmetçiğin ifadeleri alındı. Yargılandılar. Çoğu beraat etti ama askeri gücümüzün temeli olan disiplin zaafa uğratılmıştı, farkına varamadık. Durmak bilmedi bu operasyonlar; Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Oramiral îlhami Erdil basına açık bir yargılama sonucu mahkûm edilerek cezaevine konuldu. Medya tarafından bu olayı kamuoyuna “Ordu-Yolsuzluk-EsaretKorkaklık” temaları şeklinde yansıttı ama biz gerçeği göremedik. Vurulan Mehmetçik’ti, vurulan Türk milletinin onuruydu, gururuydu, farkında olamadık. www.cizgiliforum.com Bugünün dünden farkı yok inanın, değişen bir şey yok. Her yanımız tehdit altında, hepimiz görüyoruz ama müdahale edenimiz yok, sesini çıkaranın boynunu vuruyorlar sanki! Aslında 12 Nisan aslında bir dönüm noktası olmuştu bizim için. Genel Kurmay Başkanımız bekamıza yönelik yakın ve ağır tehditleri bir bir sıralamıştı:Bugün PKK’yı Kuzey Irak’tan, Kuzey Irak’ı Irak’ın bütününden ayrı düşünerek çözümler üretemezsiniz, hepsi birbiriyle organik ilişki içinde. Şu soruyu bana sorabilirsiniz: ‘Peki Kuzey Irak’a bir operasyon yapılmalı mı?’ Yapılmalı. Olayın Genel Kurmay Başkanlığının 18 Ocak 2008 günlü basın açıklaması ERDAL SARIZEYBEK iki boyutu var. Birincisi sadece asker olarak baktığım zaman, evet yapılmalı. Fayda sağlar mı? Evet, sağlar.

Olayın ikinci boyutu, siyasi olaydır. Bir hudut ötesi operasyon yapılması için bir siyasi kararın ortaya çıkması lazım. TSK, yasal zeminde görev verildiğinde bu operasyonları yapma gücüne fazlasıyla sahiptir4.” Tehdit Irak’taydı. Yakındı. Yanı başımızdaydı. Tehdit, PKK’yı aşmış, bekamıza yönelmişti artık. TBMM’ne, hükümete, siyasilere bu tehdidi duyuran Genel Kurmay Başkanı idi, geçmişin genç bir binbaşısı değil. O temiz saflığımızla gene bekledik. Bekledik ki, yer sarsılsın, gök sarsılsın, hesap sorulsun! Ama olmadı, sarsılan biz olduk, sarsılan gururumuz ve onurumuz oldu. Aldırmadılar endişelerimize, çocuklarımızın geleceğinden duyduğumuz kaygılarımıza aldırmadılar. Medya bu olayı olası seçimler ardına gizledi, “özde ve sözde” deyişi ardına gizledi, biz göremedik. Hükümet de üstüne almadı hiç. Sanki güllük ve gülistanlıktı ülkemiz, karakolumuz, Mehmedimiz güvendeydi. Aslında bu oyunu bize 15 yıl önce de oynamışlardı bize.

Irak’a harekât yapalım, diyen o zamanların genç binbaşısını, tehdit Irak kuzeyinde, diyen binbaşısını dinlememiş üstelik gülüp geçmişlerdi bugünkü zihniyetin artçıları. Onların güldü, biz 74 şehit verdik! Onlar güldü ama biz ağladık! Bugünün dünden farkı yok artık. Tehdit açık, tehdit yakın, tehdit ağır. Ama gene kimse üzerine almıyor, aldırış etmiyor, sanki bu vatan onların değil, sanki bu şehit vatan şehidi değil! Belki de gülüyorlar halimize tıpkılS yıl önceki gibi. Ama böyle gidersek eğer, gene ağlayan biz olacağız onlar değil! Şırnak’ta pusu; 13 şehit! Köye baskın; 14 şehit! Dağlıca’ya baskın; 12 şehit! Siyasi otorite yüzünden gecikmiş bir harekâtta 27 şehit! Tıpkı dün gibi… Kim düşürüyor bizi bu hallere kim, aklınıza gelmiyor mu bu soruyu sormak? 4 Genel Kurmay Başkanlığının 12 Nisan 2007 günlü basın açıklaması. SON HAREKAT KOD ADI: YAHUDA ABD ve Yahuda Şimdi harekât yaptırıyorlar Mehmetçiğe hem de Amerikan ve Yahuda istihbaratıyla, yalan bunlar, bir oyun bu! Dağdakileri zorluyorlar Barzani’ye gitsin diye, PKK’nın yeni lideri Barzani artık! Dağdaysanız terörist, yerdeyseniz peşmergesiniz artık, hem de Barzani’nin himayesinde! Bakın îmralı’da yatan bölücü başının kardeşine, düğün yapıyormuş düğün! Bir zamanların terörist başı şimdi peşmerge damadı oldu, Yahuda medyası böyle anlatıyor bize! ABD istihbaratı paylaşacakmış, PKK müşterek düşmanmış, Başbakan’ın terörle mücadele kararlılığı sürecekmiş, yalan tüm bunlar yalan! Bakın bir hava harekâtlarına, haritayı elinize alın ve de yakından bakın, uçaklarımız nereyi bombalıyor: Hakurk ve Basyan! Neresi bunlar? Biri Şemdinli’nin hemen güneyi, diğeri de hemen batısı! Yani teröristler bize bir nefes kadar yakın ve üstelik kaçanı da yok, kimden cesaret alıyor bunlar? 12 Nisan’dan beri bunları buraya yerleştiren kim, destek veren kim? Bunlara cüret veren kim cüret, Türk milletine kafa tutmak cüretini? Sizce tüm bunların anlamı nedir? Artık bizim için hakikat şudur; ABD Irak’ı işgal etmiş

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir