Gerard De Villiers – 49 Asvegas Kuryesi

Joh n Gail’in öze l sekreteri büronu n kapısını açarak : — Prens Malko., dedi. Sonr a yana çekilerek genç adamı n içeri girmesini bekledi. Amerik a Birleşik Devletleri Başkanı’nın özel danışmanı Joh n Gail oturduğu masada n kalkara k Malko’y a yaklaştı. Malk o gazetelerde birçok defa gördüğ ü adam ı dikkatle inceliyordu. Mav i gözleri ve etkili ifadesiyle politikaya atılmış bir playboy a benziyordu. Joh n Gail uzun müddettir başkanın sağ koluydu. Emrindek i kırk sekreter ve yirmi yardımcısıyla her taraf a koşturuyordu . Son derece sadık, güvenilir bir kişiliğe sahipti. Washington’d a anlatılanlar a gör e en büyük zevki, başkanl a görüşme k isteyenlerle alay etmekti. Bu huyu yüzünden fazla dostu da yoktu. Faka t bulunduğ u mevki gerçekten çok önemliydi. Onunl a görüşebilmek için bir ay önceden randevu alma k gerekiyordu… Dostç a bir ifadeyle Malko’nu n elini sıktı. — Sizi beklettiğim için üzgünüm, am a Yuvarla k Oda’da n henüz çıktım. Yuvarlak Od a önemli kararların tartışıldığı bir yerdi. Malk o kendisine işaret edilen koltuğ a geçerken pencereden binayı yeşil bir duva r gibi çevreleyen sık ve iri yapraklı ağaçlara baktı. H e r temmu z ayında olduğu gibi Washington yine cehennemden farksızdı. Malk o deri koltuğ a otururken, CI A Pla n 5 Dairesi Başkanı Fran k Thorpe’u n ivedilikle Joh n Gail’i görmesi gerektiğini neden söylemiş olabileceğini düşünüyordu . Frank Thorp e tü m sorularına şöyle bir karşılık vermişti: “Joh n Gail bende n güvenilir iyi bir ajan istediğinde ilk aklıma gelen siz oldunuz.” Joh n Gail oldukç a nazik davranıyordu. Masasına geri dönmeyere k Malko’nu n karşısındaki koltuğ a oturdu . — Pren s Malko , hemen geldiğiniz için size çok teşekkür ederim. Frank’ı n da henüz bir şeyden haberi yok. Konu oldukç a gizli. Başkan ve beş kişi dışında kimse konuyu bilmiyor. Tabii bun a özel bir ad da koydular. — Adı nedir? diye sordu Malko . — Söyleyemem. Oldukç a gizli tutulması gerekiyor. — Anlıyorum. — Konuy a girmeden önc e sizden bir söz alma m gerekiyor. Bu iş esnasında göreceğiniz, öğreneceğiniz her şeyi unutacaksınız . Zir a en ufak bir boşboğazlık AB D için büyük bir tehlike oluşturabilir. Malko , Beyaz Saray’d a v e başkanın anca k birka ç metr e uzağında olduğunu bilmese duyduklarının deli saçmasından başk a bir şey olmadığını düşünmey e başlayacaktı. Fakat, şu an karşısında dura n kişi, CIA yöneticisinden bile dah a güçlü bir adamdı . — Pekâlâ ! ded : Malko . Joh n Gail birka ç saniyelik sessizlikten sonr a ciddi bir ifade takınarak : — Aslında iş oldukç a basit, dedi. Sadec e güvenilir bir kuryeye ihtiyacım var. — Nereye gitmek için? — La s Vegas’a. Malk o şaşkın bir şekilde kaşlarını kaldırdı. Brezilya veya Vietnam’ı beklerken La s Vegas… Joh n Gail devam etti: — Bazı önemli dokümanları n birisine teslim edilmesi gerekiyor. Oturduğ u yerden kalkara k çalışma masası ­ nın arkasına gitti. Birazsonr a elinde kahverengi deri bir çantayl a Malko’y a yöneldi. Şifreli bir kayışla bağlı olan çantayı Malko’nu n kucağına koydu ve yerine oturdukta n sonra : — Bunu n içindekiler ve karşılaşacağınız kişi ile olacak ilişkileriniz AB D güvenliği için büyük bir öne m taşıyor, dedi. Gizli bir şey söylemek istiyormuş gibi öne doğru eğildi. — Yapacağını z bu yolculuktan kimsenin haberi olmamalı. Malk o ortad a garip bir şeyler döndüğün ü hissediyordu. Malko’nu n endişelerine biraz olsun son vermek isteyen Joh n Gail konuşma ­ ya devam etti: — Karşılığında 20 bin dolar… 20 bin dolar… Malko , bu kada r paray ı verebilmek için başkanın dokunduğ u her şeyi altına dönüştürmesi gerektiğini düşündü . Garip olduğu kada r da ilginç ve hoş bir durumd u doğrusu . Beyaz Saray özel danışma ­ nının kenesin e bu kada r güven duyması gururunu okşuyordu. — Ne zama n yola çıkmamı istiyorsunuz? diye sordu. — Burada n çıkar çıkmaz . Çantay ı yerine ulaştırdığınızda beni arayıp “Göre v bitti” demeni z yeterli olacak. îsim söylemeden. — Pekâlâ . Ama , çantayı kime teslim 7 edeceğimi söylemeniz gerekmiyor mu? diye sordu Malko . Joh n Gail’in buna pek niyeti olmadığı görülüyordu. Danışman ceketinin iç cebinden çıkardığı kapalı beyaz zarfı Malko’y a uzattı. — Gerekli bütü n talima t burada . Yalnız Las Vegas’a inince açmanız ı rica edeceğim. Malk o zarfı eline aldığı sırada masanın üzerindeki kırmızı lamb a yanıp sönmey e başladı. Joh n Gail Ok gibi ayağ a kalktı. — Başkan beni çağırıyor. Malk o da yerinden kalktı. Bir an önc e La s Vegas’a gidip bu işi de bitirmek istiyordu. Ayağa kalkınca deri çantanın oldukç a ağır olduğunu hissetti. Odada n çıkmada n önc e Joh n Gail’ e dönüp hafifçe gülümsedi: — Umarı m içindeki eroin değildir. Joh n Gail’in yüzünde hiçbir ifade yoktu. Zaten özel danışmanın böyle bir nüktey e gülmesi de gerekmiyordu. * ** Malk o kapının önündek i ilk taksiye atlayarak hemen J.F . Kennedy Havaalanı’n a gitti. Elinde çantayla inerken, son and a üzerine büyük bir hızla gelen bir taksi farketti. Malko’nu n geriye birka ç adım atmasıyl a arabanın onu sıyırıp geçmesi bir oldu. Büyük yeşil taksi bira z ilerde fren yapara k durdu . Şoför inerek bembeya z bir suratla on a doğru koşmay a başladı. Malk o bir an geçirdiği şokun etkisiyle olduğu yerde kalakaldı. Neden sonr a elindeki hafifliği farketti. Joh n Gail’in kendisine 8 emane t ettiği çant a 20 metr e ilersinde duruyordu . Açılmıştı. Malk o çantay a doğru koştu. Aynı and a kahverengi kâğıtlara sarılmış birçok paketin asfaltın üzerine saçılmış olduğunu gördü . Taksinin kendisini sıyırıp geçmesi esnasında çantanın kayışı kopmuştu. Malk o heme n eğilerek yerdekileri toplamay a başladı. Etraftaki birkaç şoför de yardımına gelmişti. Malk o dağılmış olan paketleri aceleyle topladı, gelişigüzel çantay a yerleştirdikten sonr a şoförlerden ayrılarak bira z ilerdeki büyük binay a doğru yürümey e başladı. Resepsiyonda kimsenin olmaması büyük şanstı. Heme n 26 numaralı kapıya yönelen uzun koridor a daldı. Los Angeles’a giden uçağa binen en son yolculardın biri de oydu. L a s Vegas’a direkt uçuş olmadığından oray a ancak aktarmayl a gidebilirdi. Uçağ a binince hemen koştuğu gibi öne geçti ve boş bulduğu en öndeki koltuğa oturdu. Elindeki çantayı dizlerinin üstüne koyarak derin bir nefes aldı. * ** Malk o çantanın içindekileri düzeltmek için kapağı açtığında, bir kenarı yırtılan paketin içinde yeşil bir şey gördü. Dikkatle bakınca bunun yüz dolarlık bir bankno t olduğunu anladı. Yavaşça paketi bira z dah a yırttı. Hepsi yüz dolarlık yüzlerce banknot.. . Etrafında kimsenin olmamasında n faydalanarak saymaya başladı. 50 bankno t vardı ve bu da beş bin dola r ederdi. Rasgele iki pake t dah a açtı. ikisi de 9 öncekinin aynıydı. Diğerlerini açmay a gerek görmeden paketleri saydı. 40 paket… Çantad a 40 pake t vardı. Yani 200 bin dolar. Malk o şaşkın bir vaziyette paketleri çantay a yerleştirdi, kapağını kapattı ve hostesten buzlu bir “Laika ” istedi. Aklını toparlayabilmesi için bir şey içmeye ihtiyacı vardı.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir