Herakleitos – Kirik Taslar

Bu kitap, İonyalı filozof Herakleitos’un büyük yapıtından günümüze kalabilmiş az sayıdaki “Parçalar”ın şiirleştirilmesi gibi bir amaç gütmüyor. “Parçalar” çevrilirken izlenen ilke, şiir sanatının teknik olanaklarından olabildiğince yararlanarak Herakleitos’un düşüncesini en yalın, en çarpıcı biçimde Türkçeye aktarmaktı. Bu açıdan, “Parçalar”a Herakleitos düşüncesini Türkçede manzum teknikle söyleme denemesi denebilir. Türkçenin lakonik özelliğinin yanında, Herakleitos’un bilicilerin üslubundan esinlenerek, görüşlerini peygamberce bir edayla söylemesi, böyle bir çalışmaya olanak sağlamıştır. Beni “Parçalar”ı çevirmeye yönelten etkenlerden birincisi, arkasında derin bir düşünce geleneği olmamasına karşın, bu büyük filozofun ateşe, suya, toprağa, güneşe “çıplak akıl”la bakarak, evrensel yasaları çözmeye çalışması ve olağanüstü sezgisiyle çağının yüzyıllarca ötesine taşarak Avrupalı filozofların bir düşünce yöntemi olarak benimsedikleri “diyalektik”i gözlem yoluyla keşfetmesi, her şeyin sürekli bir akış halinde olduğunu sistemli bir biçimde açıklamasıdır… Hegel, Mantık Bilimi’ne Herakleitos’un bütün sözlerini aldığını yazar. SolHegelcilik’ ten gelen, XX. yüzyılı büyük ölçüde etkileyen Marx yoluyla Herakleitos düşüncesinin çağımızın üzerindeki etkisini yadsımak mümkün değildir. Bir başka etken, bu büyük zekânın, yalnızlığıdır. Herakleitos’un Ephesoslularla, hele yöneticilerle hiç anlaşamadığını biliyoruz. Öyle ki, sonunda dağlara çekilmiş, bitkilerle beslenip, tam bir münzevi yaşam sürmüştür. Bunlar söylenti olmakla birlikte, “Parçalar” derinlemesine okunursa, onun bu tür bir yaşamı seçmiş olma olasılığı akla yatkın gelmektedir. Öte yandan, Herakleitos’un kimi “Parçalar”ını okuyan Sokrates’in okudukları karşısında hayranlık duyduğu, ama anlamak için, “Deloslu bir dalgıç gerek,” dediği yazılıdır. Herakleitos, yaygın ününe ve etkisine karşın, yüzyıllarca “muammacı”, “karanlık”, “ağlayan” gibi sıfatlarla anıldı. Ancak XVIII. ve XIX.


yüzyılların Avrupa düşüncesinde gerçek yansımasını bulabildi. Üçüncü etken, Herakleitos’un birkaç sözcükte indiği o büyük derinliğin Türkçe söyleyişe çok uygun düştüğünü fark etmemdir: Aynı ırmağa girdiğimizde girmeyiz Biziz değiliz Düşündükçe daha da derinleşen bu sözler, sanırım, pek az dilde altı sözcükle anlatılabilir. Bu açıdan, Kırık Taşlar daha çok, bir dil çalışması oldu benim için. Bana kalsa, bu kitaba yalnız “Parçalar”ı koyar, başka tek sözcük yazmazdım. Okur bu Taşlar’ı “çıplak akıl”la okusun diye; tıpkı Herakleitos’un suyu, ateşi okuduğu gibi. ALOVA PARÇALAR I Her zaman var olsa da Logos insanlar kavrayamıyorlar onu duymadan önce de bir kez duyduktan sonra da Her şey bu Logos’a göre olup bitse de insanlar hiçbir şey yaşamamış gibiler Benim her şeyi doğasına göre ayırarak ve nasıl olduğunu göstererek açıkladığım sözler işlerde bile Ötekilerse bilmiyorlar yaptıklarını uyanıkken uykudayken yaptıklarını unuttukları gibi II Demek izlemeli ortak olanı Ortak olsa da Logos çoğunluk yaşar kendine özgü düşüncesi varmış gibi III Beni değil Logos’u dinlemek bilgelik Uyuşmak her şeyin Bir olduğunda IV Bu dünya düzeni ki rastgele süprüntülerden bir yığın V Belirli bir düzen belli bir zaman var değişmesi için dünya düzeninin uyarak yazgılı-zorun’a VI Dama oynayan bir çocuktur zaman Krallık çocukta! VII Karşıtımız iyi bize VIII Bilmezler ki Nasıl uyuşur karşıtlar Uyumu karşıt gerilimlerin Yay ile lir gibi IX Bütündür karşıtlar bütün değil Birbirlerini çekip iterek Uyumludur uyumsuz Bir her şeyden doğar Her şey Bir’den

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir