Işıl Erverdi – Ejderha Çiçeği

Sen hiç çocuk olmadın mı? Takkene kum koymadın mı? Ananın bahçesi çiçek açarken Sen sıkıntıdan solmadın mı? Küçük şehzade ahdetti Kafdağı’nı geçmeye Varıp da! Ejderha gülünü biçmeye! Var varanın biç biçenin… Ammavelakin… Destursuz bağa girenin Sopa yemesi çok imiş. İmdi! Ermek istersen sırlar sırrına, Kulak ver sihirli sözlere! Hakiki bir masaldır bu! Küçük Şehzade ve Ejderha Çiçeği! 9 BİR Herkesin bildiği bazı şeylere, pek az kişinin bildiği bazı başka şeylere ve küçük bir çocuğun taşıdığı bazı duygulara dair. B i r zam anlar, herkesin en çok kendisini sevm esini isteyen bir çocuk vardı. Zaten herkesin de bildiği gibi bir çocuk için ‘herkes’ dem ek onun anne-babası dem ektir. Aslında, en çok da annesinin kastedildiğini herkes anlayışla karşılayacaktır. İşte bu küçük çocuk da diğer bütün çocuklar gibi annesinin ıı sevgisi için birçok şey yapabilirdi. M esela neler mi?… Esrarlı diyarlara doğru tehlikeli yolculuklara çıkar, tahta kılıcını savurup kötü kalpli ejderhaları tepeler, devleri alt eder, hatta Hiçlik Zirvesi’ni bile aşabilirdi. Bilm eyenler için belirtm ekte fayda var ki; Hiçlik Zirvesi, Doğudiyar’ın doğu sınırının ardındaki Kara Orm an’ın sonunda bulunan ve bugüne kadar kim senin aşam adığı sanılan Büyük Dağ’ın zirvesidir ve Perilidiyar’ın önünde yükselir. Çocuğun içinde bu sevgiye karşı öylesine karşı konulm az bir arzu vardı ki, bu sevginin tam am ına sahip olam ayacağı düşüncesi onun en büyük korkusuydu. Yine herkesin bileceği gibi küçük bir kalbin içindeki korku zam anla öfkeye dönüşür. Öfke ise küçük bir çocuğu kaba ve hırçın yapm ak için yeter de artar bile. Aslında çocuğun sahip olduğu çok fazla şey vardı; ne de olsa o, Doğudiyar H üküm darı ile D oğudiyar’ın Ecesinin tek çocuğu, Küçük Şehzadeydi. G elgeld im , ne kadar şeye sahip olduğum uzdan çok, onlarla ne kadar m utlu olabildiğim iz daha önem lidir ve bunu herkes bilir! D oğudiyar’ın bütün saray halkı etrafın da pervane olsa da 12 büyüklerin her zam an yapacak önemli işleri vardır. Herkesin bildiği gibi, büyükler bir kere, bir şeyin ne kadar da önemli olduğuna inanm ışlarsa onu yapm ayı asla bırakm azlar. Yaptıkları şeyler alabildiğine sıkıcı olsa da bunu sürdürürler.


Söz gelimi annesi! Küçük Şehzadenin annesi çiçeklere bayılırdı. En çok da adı duyulm adık değişik çiçeklere. Uzak ve bilinm edik diyarlardan gelen envaiçeşit tohum onun özel bahçesinde yetişirdi. A nnesinin çok fazla zam an ın ı alan bir bahçeydi bu. Annesi burada uzun uzun vakit geçirir, çiçeklerle sohbet eder, onların bakım ıyla ilgilenirdi. Bunun Küçük Şehzadeyi ne kadar da rahatsız ettiği açık ve kesindi. Açık ve kesin olan bir başka şey ise, özellikle sıcak yaz günlerinde çiçeklerden yayılan o baygın kolcuların ve o sarm aşıkların, ağaçların ve çiçeklerin canlı renklerinin Küçük Şehzadeyi nasıl da çileden çıkardığıydı. Annesinin sevgisini bir bahçeyle veyahut bilmem hangi çiçekle paylaşm ası söz konusu bile olamazdı. Küçük şehzade artık duygularına hâkim olmakta çok zorlanıyordu. Evet! A nnesinin bahçesini kıskanıyordu ve onun bütün zam anını kendisine ayırm asını istiyordu. Aslında bu tür durum larda kendisine çok güzel öğütler verirdi. Gel gör ki artık, bu bile hiçbir işe yaram ıyordu. Ü stüne üstlük bir 13 de annesi bugünlerde durm aksızın Ejderha Ç içeği denen bir ejderhadan bahsediyordu. Onun çok am a çok uzak bir diyardan geleceğinden, zam anın yaklaştığından, onun ne kadar da değerli bir ejderha olduğundan ve buna benzer bir sürü şeyden… Bereket versin ki Küçük Şehzade ejderhanın tekine pabuç bırakacak çocuk değildi ve onu tanıyan herkes de bunu zaten bilirdi. O ejderhanın hakkından gelebilirdi, bunu kendisi de biliyordu… hatta bundan em indi! Am a bu nasıl olacaktı, işte bunu hiç bilmiyordu…

.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir