Johanna Lindsey – Korsan Aski

Bettina Varlaine, o sabah oturma salonuna girip de annesiyle babasinin karsisinda durdugu zaman beti benzi atmisti. Babasi Andre Varlaine’in onu boyle erkenden yanina cagirtmasi hic de olagan bir durum sayilmazdi. Hele hele bir gun onceden uyarmasi ne duyulmus ne de gorulmustu. Genc kiz, babasinin ona cok onemli bir haber verecegini tahmin etmisti. Bu, belki de hayatinin akisini degistirecekti. Bettina babasinin onunla gorusmek istedigini ogrenince, sabaha kadar hep cesitli ihtimalleri dusunmustu. Dogrusunu soylemek gerekirse, babasinin verecegi haberin ne oldugunu da tahmin etmek pek guc degildi. Bettina, on dokuz yasinda evlenme cagina gelmis bir genc kizdi. Daha uc yil once manastir okulundan eve dondugu zaman, babasinin onu hemen evlendirecegini sanmisti. Zengin ailelerin kizlarinin cogu daha cocuk denecek yastayken nisanlaniyor ve Bettina’nin annesi gibi de ondort onbes yasinda coluga cocuga karismis oluyorlardi. Bettina’nin da pek cok kismeti cikmisti. Ancak Andre Varlaine, kiziyla evlenmek isteyen genclerin hic birini yeterince zengin bulmamis, bu yuzden de talipleri hep geri cevirmisti. Bettina, artik geleceginin kararlastirildigindan kesinlikle emindi. Evlenecegi adamin adini da ona yakinda aciklayacaklarini biliyordu. Andre Varlaine, masasinin basinda oturuyordu.


Kizi iceriye girince basini kaldirip ona bakmak zahmetine bile katlanmadi. Acaba babasi kararini aciklamayi mahsus mu geciktiriyordu? Kimbilir belki de yuregini bir sucluluk duygusu kaplamisti. Yok canim olacak sey degildi bu… Bettina evde hic uslu durmuyor diye onu manastir okuluna gonderen babasi degil miydi? Kizcagiz, yillar yili evinden uzakta, bir manastirin dort duvari arasinda cile doldurmustu. Iste simdi de bir daha donmemek uzere evden ayrilacakti. Josel Varlaine, endiseli gozlerle kizina bakti. Kadincagiz, kocasinin Bettina’ya koca secmesine engel olmak icin elinden geleni yapmisti. Bir gece once Andre, Bettina’ya bir es buldugunu soyleyinceye kadar da kizinin hic tanimadigi bir yabanciyla evlenmesi ihtimalinin ortadan kalktigina inanmisti. Bettina, yasitlarina hic benzemiyordu. Cok hareketli, hayat dolu, ustelik cok da guzel bir kizdi. Onu boyle apar topar tanimadigi biriyle evlendirmek insafsizlikti. Eger babasi biraz daha mantikli ve anlayisli olsaydi, Bettina kendine cok uygun bir es de bulabilecekti. Fakat ne mumkun… Andre, kizina zengin ve de unvan sahibi bir koca bulmayi amac edinmisti. Bettina mustakbel kocasini begenmis begenmemis, babasinin umrunda bile degildi. Josel, her sabah yaptigi gibi o sabah da terasa acilan kapilarin karsisina oturmus onunde duran gergefe bir igne bile sokamiyordu. Bugun is isleyecek hali yoktu, akli baska yerlerdeydi.

Kizini bekleyen akibeti dusunuyordu. Andre Varlaine, sonunda gayet sert bir sesle, “ Seni burada fazla alikoymayacagim” dedi. Fakat babasinin bu sozleri Bettina’yi hic telaslandirmadi. Babasi ona hic bir zaman sevgi ve sefkat gostermemisti. Kizi bir yana, karisina karsi da daima soguk ve mesafeli davranmayi prensip edinmisti. Andre Varlaine soguk, kati yurekli bir adamdi, para kazanmaktan baska hic bir seyle ilgilenmiyordu. Kocasi sozlerine devam etmeye firsat bulamadan Josel Verlaine, “ Neden oturmuyorsun yavrum?” dedi. Bettina, annesinin onu cok sevdigini biliyordu. Fakat genc kiz sakin gorunup babasinin isini kolaylastirmamak icin ayakta durmayi tercih etti. Su anda Bettina’nin yuregi isyan duygulariyla dopdoluydu ama bu tutumunun hic de hos karsilanmayacagini biliyordu. Bir genc kizin babasina karsi isyankar bir tavir takinmasi asla dogru olmazdi. Aslinda yuzyillardan beri surup giden bir gelenekti bu. Belki de hic bir zaman degismeyecekti. Bettina, icinden annesinin asik olmaktan ve esini kendisinin secme hakkindan sozetmesine hayiflaniyordu. Keske annesi bunlari hic aklina getirmeseydi.

Kiz evlatlar icin, ozellikle zengin ailelerin kizlari icin tek cikar yol aileler arasi anlasmayla saglanan evliliklerdi. Zaten Varlaine ailesinin yasadigi, Argentan’da, Bettina’ya uygun zengin ve yakisikli bir erkek yoktu. Bu kasabada tuccarlarla koylulerden baska kimse yoktu da denebilirdi. Eger Bettina, bir erkege asik olsaydi da babasi onun sevdigiyle evlenmesine asla izin vermezdi. Dahasi genc kiz kendi cevresindeki genc erkeklerle de tanisma firsatini bulamamisti. Andre Verlaine, “ Seni Kont Pierre De Lambert ile evlendirecegim,” diye sozlerini surdurdu, “ Dugun yakinda, yilbasi tatilinden hemen sonra yapilacak.” Bettina yesil gozlerini babasina cevirdi. Kizin bakislari ofke doluydu. Babasina bu karari hakkinda neler dusundugunu anlatmak icin boyle ofkeli ofkeli bakmak yetmisti. Sonra tekrar basini one egdi. Iteatkar bir kiz evlattan bekleneni yapmak zorundaydi. “ Evet, baba,” diye mirildandi. “ Bir ay sonra yola cikacaksin. Bu durumda ceyiz hazirlamaya da fazla zamanin kalmayacak. Onun icin de eve terzi getirtecegim, islerinin biran once tamamlanmasi icin hicbir fedakarliktan kacinmayacagim.

Kont De Lambert, Saint Martin Adasi’nda yasiyor. Karayipler Denizi’nde guzel bir ada bu. Sadece yolu biraz uzak. Emektar dadin Madaleine de seninle birlikte adaya gidecek. Bettina sonunda patladi. “ Beni neden bu kadar uzak bir yere gonderiyorsunuz? Koca Fransa’da bana uygun bir es bulamadiniz mi?” Andre’nin yuzu ofkeden kipkirmizi kesilmisti.” Tanrim, aklim fikrim sana emenet.” Kont, ayaga kalkti kizgin bakislarla karisini suzdu. “ Bu kiz buyuklerine itaat etmeyi ogrensin diye, manastir okuluna gonderdim… Ama onca yil bosa gitmis… Kucuk hanim karsima gecip bana hesap sormak curetini gosteriyor.” “ Eger kizinin isteklerine de kulak verebilseydin, bunlar olmayacakti. Andre. Bir kizin isteklerini aciklamasi suc mu?” “ Kizimin istekleri beni hic ilgilendirmez, Madam. Senin de bu ise karismana izin vermeyecegim. Evlenme anlasmasi imzalandi. Bunu kimse degistiremez.

Bettina, Kont Pierre De Lambert ile evlenecek. Tanriya dua edelim de, kizimizin asi ruhunu kocasi uslandirabilsin.” Bettina kaslarini catti. Babasinin ondan soz ederken onun varligini hice saymasina cok kiziyordu. Babasini cok seviyordu ama bazen de, evet bazen de babasi, onu ofkelendiriyordu ki, icinden avaz avaz bagirmak geliyordu. “ Simdi odama cekilmeme izin verir misiniz, baba?” Bettina, hemen odadan disari firladi. Kahkahalarla gulmemek icin kendini guc tutuyordu. Ona neyi aciklamislardi? Adamin adini oturdugu yeri biliyordu. Bir de yilbasindan sonra onunla evlenecegini ogrenmisti. Iste hepsi bu kadardi. Eh, babasi hic degilse manastir okulundan cikar cikmaz onu evlendirmeye kalkismamisti. Hayir…Tam uc yil kizina uygun bir koca aramisti. Daha dogrusu, kendi servetine servet katacak erkegi aramisti. Bettina, merdivenlerden cikarken, birbirine zit dusuncelerin tesiri altindaydi. Onu cok uzakta yasayan bir erkegin yanina gondermek istedigi icin babasina ates puskuruyordu.

Yabanci bir ulkede, yabanci insanlarla bir arada yasamak zorunda kalacakti. Babasinin onu evlendirmesine kizmamisti. Bu isin eninde sonunda olacagini biliyordu. Bir bakima bu ise sevinmis de sayilirdi. Annesinden ayrilmak ona guc gelecekti. Ama bu yolculuga tek basina cikmamasi da icine biraz su serpmisti. Sevgili dadisi Madaleine de onunla geliyordu. Dogrusu Bettina, emektar dadisini da annesi kadar seviyordu. Bettina kendi odasina girmeden yandaki odanin kapisini hafifce tiklatti. Madeleine’in seslendigini duyunca da iceri girdi. Madeleine pencerenin onundeki koltugu oturmus disarisini seyrediyordu. Bettina da hemen dadisinin yanina bir iskemle cekip oturdu. Genc kiz hic konusmadan dalgin dalgin disariya bakmaya baslayinca Madeleine gulumsedi. “ Demek baban sana her seyi anlatti ha?” Bettina, annesini buyuttukten sonra ona da ikinci bir anne olan musfik kadini sevgi dolu bakislarla suzdu. Madeleine elli bes yasindaydi.

Saclari artik kirlasmaya baslamisti. “ Sen biliyordun ha? Niye beni onceden haberdar etmedin?” “ Canim yavrum, babanin seni evlendirmek istemesi surpriz degil ki… Bu isin olacagini sen de tahmin ediyordun . Tam uc yil bekledin.” “ Evet ama okyonusun obur ucuna gonderilecegimden haberim yoktu. Ben Fransa’dan ayrilmak istemiyorum.” Gene ofkesi kabarmaya baslamisti. “ Evden kacacagim.” Madeleine isaret parmagini Bettina’ya tehdit dolu bir tavirla sallayarak, “ Hayir, boyle birsey yapmayacaksin,” dedi. “ Babanin kararina boyun egeceksin. Manastir okuluna gittigin gibi Saint Martin Adasina da gideceksin. Iyi bir koca buldugun icin sevinmelisin. Ileride cocuklarin olacak. Tanri isterse ben de yaninda kalip senin cocuklarini yetistirecegim.” Bettina gulumseyerek arkasina yaslandi. Madeleine hakliydi.

Bu evliligi kabul edecekti. Cunku baska birsey yapmasina imkan yoktu. Isteklerini elde etmek icin gurultu patirdi yapacak, yasi coktan gecmisti. Manastir okulundaki rahibeler ona olaylari sukunetle karsilamasini ogretmislerdi. En onemlisi kadere boyun egmekten baska caresi olmadigini biliyordu. Babasinin onu neden sevmedigini merak etmeye baslayincaya kadar neseli bir cocuk olarak dikkati cekmisti. Babasinin sevgisini kazanmak icin her yola basvurmus fakat bu kati, duygusuz adama bir turlu tesir edememisti. Ne yapsa faydasi yoktu, babasi onunla ilgilenmiyordu. Iste, Bettina da her ne pahasina olursa olsun, babasinin dikkatini cekmeye karar vermisti. Yaptigi yaramazliklar, huysuzluklar hep bu yuzdendi. Annesinin sonsuz sevgisi yetmiyordu. Madeleine’nin sevgisi de Bettina’nin umurunda degildi. Herkesten once babasinin sevgisini kazanmaliydi. Kucuk yaslarda, babasinin onu neden sevmedigini anlayamamisti. Baba Varlaine’in bir erkek evlat istedigini ama karisi Josel bir daha cocuk doguramayacagi icin de bu isteginin yerine gelemeyecegini nereden bilebilirdi Bettina? Bettina, evin altini ustune getiriyordu.

Asi ruhlu, inatci bir cocuk olmustu. Babasi onu yatili okula gonderince de adamdan nefret etmisti. Manastir okulunda da yaramaz, soz dinlemeyen, asi ruhlu bir cocuk olmustu. Fakat aradan birkac gecince, yavas yavas kaderine boyun egmeyi ogrenmisti. Manastir okuluna gonderilmesinde kabahatin buyugunun kendisinde oldugunu da anlamisti. Rahibeler ona ofkesini bastirmayi ogretmislerdi. Itaat ve sabri ogrenmisti. Eve dondugu zaman da artik babasina baskaldirmaktan vazgecmisti. Degisen birsey yoktu. Babasi, onun gozunde hala bir yabanciydi. Ama Bettina bunu da kabullenmisti. Artik kendine acimaktan da vazgecmisti. Babasina kendini begendirme hevesini de bir yana birakmisti. Annesinin ve Maddy dedigi dadisi Madeleine’in sevgisi, sefkati ona yetiyordu. Elindekilerle tatmin olmayi ogretmislerdi ona.

Fakat gene de ara sira babasinin sevgisini kazanmanin ona ne gibi degisiklikler getirecegini dusunmekten kendini alamiyordu. Belki de o zaman boyle ofkeli asi ruhlu bir kiz olmazdi. Hadi canim, bunun ne onemi vardi? Artik babasindan da yakinda ayrilacagina gore bu soguk, duygusuz ve zalim adamla ilgilenmesi icin bir sebep kalmamisti. [/b] Konu Başlığı: Ynt: Korsan Aski-Johanna Lindsey Gönderen: aylarca üzerinde Mayıs 30, 2007, 12:03:17 ÖÖ ……………….IKINCI BOLUM……………………………… Ikindi vakti Jossel Varlaine, kizinin odasina gitti. Onunla basbasa konusmak istiyordu. Zavalli anne hala uzgun ve endiseliydi. “Canimin ici, elimden geleni yaptim. Her careye basvurdum. Babanin seni o adama gondermesine engel olmak icin canla basla calistim…” “Ziyani yok annecigim. Once biraz uzulmustum ama simdi ona da alistim. Babamin beni evlendirecegini biliyordum. Verdigi haber beni hic sasirtmadi.” “Seni bilmeme ama ben cok sasirdim. Baban, bu isi aylardan beri tasarliyormus, bana da dun gece soyledi.

Kesin kararini verdikten sonra hemen hazirliga girismis. Seni hic tanimadigin bir erkege teslim etmek uzere oldugunu yabanci bir ulkede yasamanin ne gibi guclukler getirecegini dusunmemis bile.” Jossel kiziyla yalniz kaldigi zamanlar aklindan gecenleri birbir anlatmaya bayilirdi. Fakat bu evlenme isine oyle cani sikilmisti ki, hirsindan odanin icinde gezinmeye basladi. “ Bana aciklamak istedigin baska birsey var mi annecigim?” “Var ya…” Jossel, sozlerinin arkasini getiremeyince Bettina onu konusturmaya calisti. “Gelicek ay buradan ayrilinca seni cok ozleyecegim, anne. Acaba seni bir daha gorebilecek miyim?” “Tabii yavrum, eger…” Jossel Varlaine yutkundu, gozleri yaslarla dolmustu. “Eger kocan seni buraya getirmek zahmetine katlanirsa, ben de ilerde babani kandiririm, seni gormeye geliriz. Ah, benim kucuk Bettina’m bu ise ne kadar uzuldugumu bilemezsin. Babanin seni Kont De Lambert ile evlendirmesini onlemek icin elimden geleni yaptim. Evlenecegin erkegi senin secebilmeni isterdim. Eger baban seni Paris’e goturmeme izin verseydi, kendine gore bir erkek bulurdun. Seni seven, sana layik bir es secebilirdin. Paris’de o kadar cok zengin bekar var ki. Iclerinden biri seni mutlu edebilirdi.

” “ Kont De Lambert Zengin bir adam degil mi?” “Evet ama sen onunla hic tanismadin, yavrum. Onu sevip sevmeyecegini de bilmiyorum. Onunla mutlu olup olmayacagini da bilmiyorum. Aslinda benim tek istedigim senin mutlu olman.” “Ama babam Kont De Lambert’i secti, o da benimle evlenmek istiyor degil mi? Bu adam daha once beni gormus olmali.” “Evet, bir yil kadar once, Kont babani ziyarete geldigi zaman sen bahcedeydin. Ama sen cok guzel ve sevimli bir cocuksun yavrum. Kendine cok iyi bir es bulabilirdin.Hayatin boyunca birlikte olmak isteyecegin bir erkek karsina cikabilirdi. Baban geleneklere siki sikiya bagli. Senin mutlu olup olmaman onun umurunda bile degil…” “ Her genc kiz icin durum ayni, annecigim. Baska turlu olmasini da beklemiyordum ki.” “ Sen cok iyi bir evlatsin… Sevmedigin bir erkekle omrunu tuketmeye bile seve seve razi oluyorsun. Iste sana onemli bir sirri aciklamaya da bu yuzden karar verdim. Dogrusunu istersen, hala tereddut icindeyim.

Bu yaptigim isin dogru olmadigini da biliyorum.” “ Bana aciklamak istedigin sey nedir, anne?” “ On dort yasindayken, babamin beni Andre ile evlendirdigini biliyorsun. O zaman ben de tipki senin yaptigin gibi hic tanimadigim kocami sevmeye, onu cocuk sahibi etmeye hazirdim. Iyi bir es olacaktim. Fakat bir yil sonra yanildigimi anladim. Aradan bir yil daha gecince durum iyice kotulesti. Andre bir oglu olsun istiyordu. Hamile kalmadigim icin de bana ates puskuruyordu… Uzuntuden caresizlikten saskina donmustum. Madeleine’den Baska dertlesecek kimsem de yoktu. Sirf biraz kafami dinlemek icin uzun yuruyuslere cikmaya basladim. Gunun birinde bir denizciyle tanistim. Adam Irlanda’ydi kipkizil saclari fildir fildir donen yesil gozleri vardi. Gemisi tamir icin limanda bekliyordu. Bu genc adam vaktiyle Irlanda’dan ayrilip Montagne yakinlarina yerlesen annesiyle babasini ziyaret etmek icin bu tamir isini firsat bilmisti. Bu genc denizci Argentan’dan gecerken onunla karsilastim.

Adam da Montagne’a gidecek yerde burada kaldi, onunla tekrar tekrar karsilastim. Sonunda da sevgilisi oldum.” “ Ah anne, ne romantik…” Jossel gulumsedi, kizinin bu itirafi duyunca, sok gecirmemesine sevinmisti. “ Evet, gercekten romantik bir iliskiydi bu,” dedi. “ Rayn, tam uc ay Argentan’da kaldi. Ben de hemen her gun onunla bulustum. O uc yy hayatimin en mutlu devresi oldu. Olunceye kadar unutamayacagim guzel hatiralarla dopdolu uc ay. Rayn’i butun kalbimle sevmistim. Sevdigim erkek simdi senin benliginde yasiyor Bettina… Rayn’la paylastigim askin meyvesisin sen. Senin gercek baban Rayn’di.” “ oyleyse babam da… Benim uvey babam oluyor degil mi?” “ Evet, guzelim sadece uvey baban. Yillar once caldigim mutlulugu ogrenmeni istedim. Kont De Lambert’i sevemezsen, bazi gercekleri bilmenin sana fayda saglayacagini dusundum. Kocani savmen icin Tanri’ya dua ediyorum, ama herseye ragmen o adama kanin kaynamazsa, kisa bir sure icin de olsa mutlaka gonlune gore bir sevgili bulabilirsin.

Senin mutlu olmani istiyorum, Bettina. Asksiz bir evliligi yurutmek zorunda kalip da, kendine bir sevgili bulursan, sakin sucluluk duygusuna kapilma yavrum. Sana mutlaka kocani aldatmalisin demiyorum, fakat tesadufler karsina bir sevgili cikarirsa hic tereddut etme. Imkanlarin elverdigi surece mutlu olmaya bak. Benim tek istedigim senin mutluluga kavusman.” Jossel aglamaya baslamisti. Bettina gidip annesine sarildi: “ Cok tesekkur ederim anne. Bunlari bana anlatmakla cok akillilikettin. Artik Saint Martin’e gitmek beni korkutmuyor. Iyi bir evlilik kurmaya calisacagim. Kont De Lambert’i de sevmek istiyorum. Kimbilir belki de bunun icin kendimi zorlamama luzum kalmaz. Hersey kendiliginden hallolur.” “ Ah canim yavrum insallah oyle olur.” Bettina biraz geri cekilip annesine tatli tatli gulumsedi.

“ Demek bende biraz da Irlandali kani var. Babam yani Andre bunu biliyor mu? Babamin bana hic bir zaman sevgi gostermemesinin sebebi bu mu?” “ Andre’nin gosteristen hoslanmadigini unutma, Bettina. Duygularini aciga vurmak istemez. Onun oz kizi oldugunu saniyor, fakat ille bir erkek cocuga sahip olmak hevesindeydi. Doktorlar da benim baska cocuk doguramayacagimi aciklayinca uzuntusunden kahroldu. Sana da bu yuzden kizmis olabilir. Ama gene de baban, kendi olculeri icinde seni seviyor. Duygularini aciga vurmamasi buyuk bir sanssizlik tabii. Babanin seni de cok uzdugunu biliyorum.” “ Kendimi bildim bileli babamin sevgisini kazanmaya calisiyorum. Oysa gercek babam da degilmis. Ben yanlis adamdan sevgi beklemisim.” “ Cok uzgunum Bettina. Gercegi sana yillar once anlatmaliymisim. Fakat bunu yapamadim.

Bundan sonra da Andre’ye oz babanmis gibi davranmak zorundasin. O zamanlar Ryan’in alev rengi saclariyla dunyaya gelirsin diye cok korkmustum. Fakat sansim varmis, gozlerin babaninkilere benziyor, sari saclarinin ise benimkilerden farki yok. Tabii gozlerin seni ele verebilir. Bu gozlerle duygularini gizleyemezsin. Simdi gozlerinin rengi koyu mavi, bu da mutlu oldugunu gosteriyor.” “ Benimle alay mi ediyorsun?” “ Hayir canim, baksana gozlerinin rengi maviden koyu yesile donusmeye basladi bile. Duygularini hic bir zaman gizleyemeyecegini bilmek de huzur kacirici bir sey.” “ Peki ama ben bunun farkina varamadim? Gozlerimin her zaman mavi oldugunu saniyordum” “ Ofkelendigin ya da birseye canin sikildigi zamanlar aynaya bakmak aklinin kosesinden bile gecmiyor da ondan. Oz baban gibi gezinmeye basliyorsun. Onun da cani sikildi mi, odayi arsinlar dururdu. Ryan’i hatirlatan pek cok ozelligin var.” “ Sen de babam da fazla uzun boylu olmadiginiz halde benim boyum neden bu kadar uzun diye hep merak ederdim. Ryan uzun boylu bir erkek miydi?” “ Evet, Hem de cok uzun boyluydu. Cok da yakisikli bir erkekti.

Ama tipki senin gibi carcabuk ofkelenirdi. Bir de cok inatciydi. Sen de oylesin. Fakat sen gozlerin icin sakin endiselenme, yavrum. Boyle seyleri kimse kolay kolay farketmez, gozlerinin isikla renk degistirdigini de soyleyebilirsin.” “ Peki, neden sevdigin erkekle basini alip gitmedin, anne? Niye burada kalip, kendini mutsuzluga mahkum ettin?” “ Ryan gemisine donmek zorundaydi. Ben de onunla gemiye binemezdim. Hele seni karnimda tasidigimi anlayinca, boyle bir cilginligi asla yapamayacagimi anladim. Ryan basit bir denizciydi. Aslinda servet ve unvan umurumda degildi, ama Ryan, durumunu duzeltmeden beni bir maceraya suruklemek istemiyordu. Geri donecegine soz vermisti. Uzun yillar bekledikten sonra ondan umidimi kestim. Oldugunu degil de baska bir yerde mutlulugu buldugunu dusunmeyi tercih ediyorum.” Bettina, annesinin sevdigi erkegin akibetini ogrenememis olmasina uzulmustu. “ Ryan senin bebek bekledigini biliyor muydu?” “ Evet biliyordu.

Ne guzel ve akilli bir evlada sahip oldugunu keske gorebilseydi…”

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir