Kate McMullan – Ejderha Avcıları 18 – Asla Bir Trole Güvenme

Yaz tatili sona ermişti. Pinwick’li Wiglaf, Ejderha Avcıları Okulu’na dönmek için sabırsızlanıyordu. Gökyüzünün mavi olduğu bir sonbahar sabahı ailesinin kulübesinin önünde üzerinde Ejderha Avcıları Okulu formasıyla beklemesinin nedeni buydu. Bütün eşyalarını bir sopanın ucuna taktığı küçük bohçasına sığdırabilmişti. “Dudwin!” diye seslendi Wiglaf. “Geliyor musun?” Wiglaf m en küçük üçüncü kardeşi sırtında bir çantayla dışarı fırladı. “Okula gitmek için sabırsızlanıyorum!” dedi. 9 Wiglaf ın babası Fergus ve annesi Molwena ile on bir kardeşi, kulübenin kapısında toplanmışlardı. “Hoşça kal, Wiggi!” diye seslendi kardeşler. “Sen de Dud!” İkisi yürümeye başladıklarında Fergus arkalarından seslendi: “Tak tak!” Wiglaf arkasına baktı. Babası gerçekten de çok ama çok kötü “tak tak” şakaları yapıyordu. “Kim o?” diye karşılık verdi Wiglaf. “Lahana!” “Hangi lahana?” dedi Wiglaf. “Biraz lahana çorbası ister misin?” diye gürledi Fergus, kendi şakasına gülerek. Molwena telaşla koşturdu.


Bir matara sıcak lahana çorbasını Wiglafm eline tutuşturdu. “Sizin yokluğunuzda kulübe bize çok boş gelecek,” dedi Molwena. Sonra olduğu yerde üç kez döndü ve uğur getirmesi için yere tükürdü. “Wiggi, gözünü kardeşinden ayırmayacağına söz ver.” “Söz veriyorum, anne,” dedi Wiglaf. Sonunda, biraz daha el sallamalar ve vedalaşmalarla çocuklar yola koyuldu. 10 “Papatya’yı tekrar görmek için sabırsızlanıyorum,” dedi Wiglaf, Bataklık Nehri’ni geçerlerken. Sihirbazın büyüsü sayesinde, Wiglaf m domuzu Papatya Domuz Latincesi konuşuyordu. Wiglaf m annesi, konuşan bir domuzun uğursuzluk getireceğinden korktuğu için Papatya’yı yakınlarda istemiyordu. Bu yüzden, Papatya, yazın son haftalarını Erica ile geçirmişti. “Papatya ne şanslı,” dedi Dudwin. “Kraliyet Sarayı’nda kaldı. Ah, bak, Wiggi! İşte mesaj ağacı.” Çocuklar boğum boğum yaşlı bir meşe ağacının yanında durdular. Dallarda her türde mesaj asılıydı.

Garth, Annenle hem en bağlantı kur! Sevgiler, Annen Anne, Beni rahat bırak! Oğlun, Garth 11 Dudwin, üzerinde ejderha resmi olan bir mesajı işaret etti. “Wiggi!” dedi. “Şunu okusana.” Wiglaf yüksek sesle okudu: KÖPÜK ALARMI!!!! KÖPÜK adıyla bilinen su ejderhası Sülüklü G ö ld e görüldü. Dostça bakan mavi gözlerine aldanmayın. Ya da neşeli gülüm sem esine. KÖPÜK tehlikelidir; hem de ÇOK tehlikeli. Aşağıdaki bilgilerle onu tanıyabilirsiniz: Tam adı: K öpük K öpüklübela Arkadaşı: Pullu M cDuck (cesur Sör Trom tarafından öldürüldü) Görünüş Pullar: Deniz mavisi Boynuz: Tenor saksafon Gözler: Lacivert Ayaklar: Perdeli En sık söylediği söz: “S örf yapalım ! ” En şaşırtıcı özelliği: Alevi yok! 12 Hobisi: Su balesi Yapmayı en çok sevdiği şey: Boynuzuyla “Mavi Ejderha ”yı çalm ak İmzası: Ağaca kazıdığı K harfi Gizli zayıflığı: Ha-ha-ha-ha! “Ha-ha-ha-ha mı?” dedi Dudwin. “Bu da ne demek? Bence Köpük o kadar da korkunç değil.” “Ejderhaları asla bilemezsin, Dud” dedi Wiglaf. Çorba matarasını açtı. Burunlarını tuttular ve annelerinin lahana çorbasının çoğunu içtiler. Sonra yürümeye devam ettiler. Sonunda Hiçbiryer Bataklığının bulanık sularına ulaştılar. Ortada Sihirbaz Tuvaleti diye bilinen bir çamur birikintisi vardı.

Bataklığın içinden bir sıra taş başını uzatmıştı ve onlara basılarak bataklıktan geçilebiliyordu. Tam bir yıl önce Wiglaf m ilk kez Zelnoc ile karşılaştığı yer burasıydı. Zelnoc burada Papatya’ya konuşma büyüsü yapmıştı. Wiglaf a da büyülü kılıcını vermişti. Ama kılıcın Wiglaf m elin13 den fırlayıp ejderhayı kendiliğinden öldürmesini sağlayacak kelimeleri sihirbazın unutmuş olması çok kötüydü. “Geçerken çok dikkatli ol Dud,” dedi Wiglaf. “Burada, bataklık, daha ne olduğunu anlayamadan seni içine çekiverir.” “Ah, kes sesini Wiggi!” dedi Dudwin. “Ben bu bataklıktan yüz kere geçtim. Beni seyret!” Tek ayağının üzerinden taştan taşa zıplamaya başladı. Onu izlerken Wiggi’nin midesi bulandı. Dudwin neden her zaman gösteriş yapmak zorundaydı ki? “Neredeyse geçtim!” diye bağırdı Dudwin. Ama tam o sırada dengesini kaybetti ve bataklığa düşüverdi. Wiglaf taşların üzerinden hızla geçerek kardeşinin yanma geldi. “Wiggi! Yardım et!” diye bağırdı Dudwin.

“Batıyorum!” “Geliyorum Dud!” diye bağırdı Wiglaf. Yeterince yakma geldiğinde Wiglaf bohçasındaki sopayı çıkardı. “Şuna tutun!” diye bağırdı. 14 Dudwin sopanın ucuna tutundu. “Daha sert çek Wiggi!” diye uludu Dudwin. “Çok hızlı batıyorum!” “Çalışıyorum!” diye bağırdı Wiglaf, bir kayanın üzerinde dengede kalmaya uğraşırken. Kendisi de düşmekten korkuyordu. Sonra kardeşi aniden çamurun içinde yükselmeye başladı. Yükseldi, yükseldi, yükseldi! Wiglaf, Dudwin’i çekenin kendisi olmadığını hissediyordu. Neler oluyordu? Dudwin sopayı bıraktığında hâlâ yükselmeye devam ediyordu. “Bak, Wiggi! Tutunmuyorum bile!” diye bağırdı Dudwin. Wiglaf, kardeşini koltukaltlarmdan tutarak bataklıktan çıkaran bir çift cılız el gördü. Ellerin arkasından bir şapkanın sivri ucu belirdi. Şapkanın altından çok yaşlı bir sihirbazın yüzü çıktı. “Zelnoc!” diye haykırdı Wiglaf.

“Evet, adım bu. Ama eskitmesen iyi olur.” Sihirbaz büyülü bir şekilde bataklıktan yükselmeye devam etti. Şapkasının ucundan terliklerinin topuklarına kadar, bataklık çamuruyla kaplan15 mıştı. Dudwin de öyle. Sihirbaz havada süzüldü ve Wiglafm kardeşini kıyıya bıraktı.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir